Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci dönem toplu sözleşme görüşmeleri için süreç 28 Temmuz’da başladı. 11 hizmet koluna ilişkin ön müzakereler tamamlandı.
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, memurlar ile hükümet arasındaki toplu sözleşme görüşmeleri ve talepleri hakkında TGRT Haber TV Ankara Temsilcisi Fatih Atik'in konuğu oldu. İşte Yalçın'ın konuşmasından satır başları...
İlk teklifi bekliyoruz çünkü bu toplu sözleşme 4 milyon memuru ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiriyor. Bu açıdan toplu sözleşme sürecimiz 1-30 Ağustos tarihleri arasında tamamlanmalıydı. Ancak toplu sözleşme süreci tatillerle kısıtlandığı için ayın 19’una kadar bitmesi gerekiyor. 19 Ağustos’a kadar süremiz var. 2 aylık süre uzatımı olmadığı için sınırlı bir süremiz bulunuyor.
Müzakere süreci başladı, kamu işveren tarafıyla tartışmalar sürüyor. Çalışma Bakan Yardımcısı da toplantılara katılıyor.
Biz, bu toplu sözleşmeye giderken geçen dönem (2024-2025) masada uzlaşamadığımız için konu hakeme gitti. Hakem de masayı olduğu şekilde sadece onayladı.
Geçen yıl Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi %33’tü. Ancak %33 bile gerçekleşmedi, %25 geldiği için kamuya yapılan zam düşük kaldı. Masa biter bitmez Merkez Bankası yıllık enflasyon tahminini yükseltti ve yıl sonunda enflasyon %44 olarak gerçekleşti.
2025 için ise %6 + %5 teklifiyle gelindi. Anlaşılamadı. Şimdi enflasyon %19’u geçti, yıl sonunda %30’u geçmesi bekleniyor. Bu şekilde kamu görevlileri maaş olarak çok geride kalacak.
Emekliye seyyanen zam gelmediği için emekli geçinemiyor. Üzerine taban aylık iyileştirmesi istedik. Taban aylık, emekliye direkt yansıdığı için 10 bin TL ile başlayalım dedik çalışan memur için. (Bu, emekliye de direkt yansıyor.) Yüzde 10 refah payı, üzerine 2026 için yüzde 25, ikinci altı ay için yüzde 20 zam talep ettik. 2026 için toplamda yüzde 88 zam teklifi sunduk.
Bu teklifte reel kayıplarımız var. Genel olarak enflasyona yenilmeme gayemiz var. Ön müzakere tamamlandı, tam müzakereye geçildi. Kamu sorunu çok fazla. Maaş bütünlüğü çok kalemli, hepsinin ayrı sorunları var. Bunun çözüm yeri toplu sözleşmeler.
Bugün akademisyenlerin maaşı yetersiz. Kariyer uzmanları, müfettiş yardımcıları çok zor işler yapıyor ve ücret dengesizliği var. Kamu mühendislerinin çok stresli bir işi var. Şube müdürlerinin yaşadığı ücret düşüklüğü ve sorunları görülüyor. Makas farkları çok açık.
Öğretmen, hemşire, tüm çalışanlar masada çözüm bekliyor. Memur emeklisi 3600 ek gösterge bekliyor. Cumhurbaşkanımız söz verdi ama konu askıda duruyor.
Daha önce iş bıraktığımız süreçlerimiz oldu. Şu an müzakere süreci işliyor ama iyi niyeti karşıda görmezsek, eksiksiz yerine getiririz. Ücretler baskılandı, enflasyon arttı. Kamu görevlisi zorlanıyor. Geçen sefer uyumsuzluk hakeme götürüldü ve sonuç alınamadı.
Bu yıl süreçte bazı maddeler kapsam dışı bırakıldı. Ön müzakere kısmı tamamlandı. Sabah itibarıyla müzakere kısmı yeni başladı. Ne yapılacağını bu süreçte göreceğiz. Masanın ciddiyeti için tutanak olsun diyoruz ama suya yazılır gibi, tutanaksız ilerliyor.
Masada uzlaşılan her konu tutanakla ilerlemeli. Revize edilebilir ama "veriyoruz ama yazmayız" demekle yapılan şey oyalamaya dönüşüyor, sonuç alınamıyor. Tutanaklı masa istediğimizi söyledik. Devlette söz uçar, yazı kalır.
Masa şu an devam ediyor. Kamu görevlilerini rahatlatacak oranlarla gelinmeli, emekliliklerindeki travmanın düzelmesi gerekiyor. Görevdeyken aldığı ücretle emekliyken aldığı ücret arasında çok makas farkı var.
İşçi kardeşlerimde bütün gelirler emekliliğe sayılıyor ama memur emeklisinde kesinti yapılıp kapsam dışı tutulduğu için emekli maaşları çok düşüyor. Seyyanen zam dahil edilmemesiyle iyice düşüyor. Seyyanen veya diğer kalemlerde alınan paralar emekliliğe sayılmıyor. Taban aylıktan zam yapılırsa emeklilikte de etkisi olur.
1- Ücretler düşük, reel kayıplar yaşıyoruz. Çalışan üzerinden piyasanın da rahatlatılması gerekiyor.
2- Kamuda ücret dengesizliği var. Farklı statüde olanlar arasında ücret farkları bulunuyor. Aynı maaşı alan farklı statüdekiler de çalışanlar arasındaki uyumu bozuyor.
Memurlar olarak işçinin ya da emeklinin alacağı ücretler için verilen mücadeleyi kutsal görürüz. İşçilerin toplu sözleşme süreci tamamlandı, iş kollarında görüşmeler sürüyor. İşçinin aldığının değil, memurun alması gerekenin peşindeyiz.
Aynı kurumda çalışan iki personelden mesai ücreti memura 100 lira, işçiye 1500 lira. İşçinin hakkı elbette korunmalı ama memura 100 lira verilirse çalışma barışı bozulur. İşçi alın terinin karşılığını alsın; ama memur ve emekli de alsın. Sorun çalışanlar arasındaki adaletsizliktir.
Aynı statüdeki kişiler arasında bile ücret dengesizliği giderilmeli. Kamuda yardımcı hizmetler sınıfı ile memur skalası arasındaki yüksek farklar ciddi sıkıntı. Bunun çözüm yeri toplu sözleşme masasıdır.
Önceki senelerde de tekliflerimiz yüksek görülmüştü, sonra haklı çıktık; enflasyonun altında kaldık. Gelecek yıl için enflasyon hedefi %12. Orta Vadeli Mali Plan’da da aynı durum söz konusu. 2025’te %17,05 denilirken, %19’u geçtiği görülüyor. Verilen planlar tutmadığı için geçmişte bize farazi rakamlarla değil, yaşadığımız gerçekler üzerinden gelin diyoruz. Yaşanan gerçek rakamlar önemli.
Ücret adaletsizliğinin giderilmesi, kamuda çalışma barışının sağlanması, emeklinin refahı, görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağ gibi birçok konu bu masada var ve çözüm yeri de burası. Sendika olarak arkasındayız, kimse endişe etmesin. Bu dönem uzlaşamamaya tahammülümüz yok. Kamu işvereni bunun ciddiyetini anlamak zorunda. Masa olumlu sonuçlanırsa herkes huzur bulur.
Memurların tamamı toplu sözleşmeden faydalanıyor, emekliler de. Ama üye olabilecek 3 milyon kişi var. Polis ve asker gibi bazı meslek grupları üye olamıyorlar. Aldıkları ücret yetersiz. İntihar vakaları can sıkıyor. Verilecek ücretlerin herkesi rahatlatacak şekilde olması gerekiyor.
Genel bir bakış açısı ortaya koyuyorum. Reel kayıplar var. Herkes için konuşuyorum. Herkes için uzlaşma talep ediyoruz.