Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, AA Analiz için yazdığı Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili yazısında ses getirecek ifadelere yer verdi.
Yazısında "Terörsüz Türkiye yürüyüşü bir yılı tamamladı." cümlesini kuran Uçum, cümlenin devamında "Bu zaman zarfında birçok adım atıldı ve birçok konu netleşti. Elbette bundan sonra gidilecek daha çok yol, ulaşılacak daha fazla hedef var. Ancak açık olan şu ki Türkiye'nin yükseliş çağını hazırlayacak bu dönemin iki ana aşaması vardır." ifadelerine yer verdi.
Aşamaları açıklayan Uçum "Bunlar geçiş ve demokrasiyi geliştirme (ilerletme) süreçleridir. Bu iki ana aşama asla iç içe geçmemelidir. Diğer deyişle "Terörsüz Türkiye'ye Geçiş Süreci" ile "Demokrasiyi Geliştirme Süreci" ayrı ayrı ele alınmak zorundadır." uyarısında bulundu.
"Sınırları belli olan bu süreçte demokrasiyi ilerletmeye ilişkin her konunun ve uygulama süreçlerine ilişkin her talebin dikkate alınması söz konusu olamaz." cümlelerine yazısında yer veren Uçum, yazının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Gündeme taşınan konular ve taleplerin hepsi geçiş süreci hukuku çerçevesinde değerlendirilemez. Böyle bir zorlama, geçiş süreci hukukunun unsurlarının doğru ve net tespit edilme çalışmasına ciddi zarar verir.
Geçiş sürecinin ihtiyaçları, münfesih terör örgütünün aktif ve destek unsurlarının ceza ve infaz konuları ile ülke dışında kalması gerekenler hariç toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve bütünleşme konularıdır. Bu konuları kapsayan bir kanunun ivedilikle ve olabildiğince geniş bir mutabakatla çıkması son derece önemlidir.
Bu noktada geçiş süreci kanunu dediğimiz bu kanunun ifade edilen "tekillik, özgüllük, kapsayıcılık, bütüncüllük" niteliklerine sahip olması, tek-geçici ve özel bir kanun olmasıyla sağlanabilir."
Uçum, PKK'lı teröristler için de bir düzenleme yapılması durumunda izlenecek yolla ilgili uyarısını şu ifadelerle yazısına taşıdı:
"Münfesih terör örgütünün (zorunlu olarak ülke dışında kalacaklar hariç) mensuplarının hukuku, tek bir hukuksal yaklaşımla ve toptancı bir mantıkla ele alınamaz. Bu unsurların kendi içindeki farklılıklar pozitif hukuk bakımından kademelendirme ve ölçütlendirmeyi zorunlu kılar. Anayasal çerçeve açısından da farklı durumda olanlara farklı kuralların uygulanması bir zorunluluktur."
Yazısında Terörsüz Türkiye ile ilgili son günlerde öne çıkan konulara isim vermeden değinen Uçum, DEM Partili Pervin Buldan'ın "Hala birçok kanalın ve yorumcunun geçmişteki düşmanca dili devam ediyor ve iktidar harekete geçmiyor" yönündeki değerlendirmesini de eleştirdi. Uçum'un yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
"Özellikle geçiş sürecinin dinamiklerini dikkate almayan söylemler ve görünürde fikri eylem olan bazı gösteriler son günlerde yine öne çıkartılmaya çalışılıyor. Bunlar niyetlerden bağımsız olarak geçiş sürecine fikri sabotajlar yapıldığı izlenimi veriyor.
Bazı çevreler kendi cephesinden karşı tarafın dilinden şikayet ediyor, niye engel olunmadığından yakınıyor. Kendi açılarından haklı da olabilirler. Ancak burada hem demokrasiden yana olup hem de antidemokratik uygulama istemek gibi bir çelişki ortaya çıkıyor. Buna dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca sürece karşı olanlara baskı yapın ama sürecin yanında gibi durup fikri ve fiili sabotaj yapanlara bir şey yapmayın anlamına gelecek bazı izlenimler oluşturmaya da izin vermemek gerekir."
Uçum, süreç devam ederken özellikle terör örgütü PKK elebaşıyla ilgili taleplerin gündeme getirilmesine değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Bir de yapıcı ilişkilere ve görüşmelere rağmen yanlışların oluşmasına izin vermemek gerekir. Aksi halde niye bu görüşmeler yapılıyor diye düşünülebilir. Hele "Öcalan'a rağmen Öcalan'ı koruma" yaklaşımı içinde olup geçiş sürecine öznel ön şartlar icat edenlerin ve bu yönde organizasyonlara girişenlerin durumu doğru değerlendirmesi gerekir. Öcalan'ın kendisi dahi sürece daha nitelikli katkı yapmak için koşullarını rahatlatmak dışında başka bir şart ileri sürmezken, birilerinin daha ileri taleplerle bunun üzerine gitmesi geçiş sürecine zarar vermekten başka bir sonuç doğurmaz. Öcalan'ın süreçteki yapıcı rolü daha iyi anlaşılmalıdır.
Geçiş sürecinin başarıya ulaşması için çaba gösteren tüm çevrelerin ve kişilerin bu sürecin dili konusunda da çok dikkatli olması son derece önemlidir. Fiili ve fikri sabotajlara karşı tedbir almak herkesin görevidir."
DEM Parti Milletvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, katıldığı bir programda "Hala birçok kanalın ve yorumcunun geçmişteki düşmanca dili sürdürdüğünü ve bu çevrelerin derdinin çözüm ve barış olmadığını, hamaset ve düşmanlık olduğunu açıkça ifade etti.
Bazı yorumcuların, habercilerin, kanalların sürecin aleyhine yorumlar, ifadeler kullanması bizim çözeceğimiz bir sorun değil. Çünkü baktığımızda bugün medya da hükümetin elinde, yargı da AKP'nin elinde. Her gücü olan, yaşamın her alanına hakim olan bir iktidardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bütün bunları iyileştirmek, ortadan kaldırmak yine iktidarın görevi. Ama bu konuda da bir ilerleme kaydedilmediğini de belirtmek istiyorum." ifadelerini kullanmıştı.