Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

Türkiye’nin gündemini sarsan azılı suçlular ve organize yapıların çökertilmesi, suçla mücadelede yeni bir dönemin kapısını araladı. Ülkemiz son yıllarda hem güvenlik güçlerinin operasyonları hem de kamuoyunu sarsan dava süreçleriyle, tarihin en dikkat çekici suç dosyalarına tanıklık etti. Bir dönem “dokunulmaz” görülen isimler, birer birer adalet önüne çıkarıldı. Her bir dosya, Türkiye’nin suçla mücadelesinde yeni bir dönemin kapısını araladı.

Bir zamanlar sokak hâkimiyetine dayanan organize suç örgütleri, artık dijital alanlarda da varlık göstermeye başladı. Uyuşturucu ticareti, yasa dışı bahis, kara para aklama ve fidye yazılımları, klasik mafya düzeninin yerini alıyor. Uzmanlara göre bu dönüşüm, yeni nesil suç ekonomisini ortaya çıkardı. Emniyet birimleri de operasyon stratejilerini dijital dönüşüme göre güncelledi.
Dolandırıcılıkla binlerce vatandaşın mağdur olduğu “Tosuncuk” vakası, dini istismar üzerine kurulu yapılar ya da organize hesaplaşmalar… Hepsi, Türkiye’de adalet beklentisini derinden etkiledi. Hukukçulara göre bu dosyalar sadece ceza süreçlerini değil, toplumun adalet algısını da yeniden şekillendiriyor.

Organize suç örgütleriyle mücadelede emniyet güçlerimizin daha etkili ve yetkili olabilmesi için konuya ilişkin kanun çıkarılması gerektiğini söyleyen Eski İstihbarat Uzmanı Coşkun Başbuğ, Tgrthaber.com’a yaptığı röportajda; “Bu gibi organize suçlar, sosyal mecrada daha çabuk yayılıyor ve kötü örnek oluşturuyorlar. Emniyet güçlerimizin daha etkili mücadele edebilmesi için günümüzde popüler olan sosyal medya platformlarına rakip olarak yerli platformlar kurmalıyız ve bu platformların denetime tabi tutulması ise olası bir suç unsuru ihtimaline karşın daha erken aksiyon alma becerisini beraberinde getirir” dedi.

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün son dönemdeki önceliği, “görünmeyen suçlar.” Kripto para transferleri, uluslararası para ağları ve dijital bahis sistemleri, suçun artık sınır ötesi bir hale geldiğini gösteriyor. Yetkililer, Türkiye’nin suçla mücadelede sadece operasyon gücüyle değil, finansal ve dijital iz takibiyle öne çıktığını vurguluyor.

FETÖ: Devletin damarlarına sızan küresel ihanet ağı
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tehlikeli yapılanmalarından biri olarak değerlendiriliyor. Yıllarca eğitim, diyalog ve yardım kisvesi altında örgütlenen yapı; emniyet, yargı, ordu ve bürokrasiye sızarak devlet içinde paralel bir yapı oluşturdu. 15 Temmuz 2016’daki kanlı darbe girişimi, bu yapılanmanın gerçek yüzünü ortaya çıkardı. 251 vatandaşın şehit olduğu o gece, Türk milleti demokrasisine sahip çıkarak dünyaya örnek oldu.
FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen 2024 yılının ekim ayında öldü. Örgütün finansal ve dijital yapılanmalarıyla mücadele ise devam ediyor. Uzmanlara göre FETÖ, ideolojik manipülasyon ve çıkar ağı üzerine kurulu modern bir “dini istismar örgütü” olarak tarihe geçti.

Adnan Oktar ve suç örgütü davası
Suçlama: Suç örgütü kurmak, cinsel istismar, şantaj, kara para aklama
Sonuç: 8 bin yılın üzerinde hapis cezası
Yıllarca dini kisve altında faaliyet yürüten yapının aslında bir suç örgütü olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıktı. Kamuoyu, bu dosya ile birlikte “dini istismar” yoluyla işlenen suçlara karşı daha bilinçli hale geldi.

Mehmet Aydın: “Tosuncuk” vakası
Suçlama: Nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemleri üzerinden suç işleme
Sonuç: 11 bin 196 yıl hapis istemiyle yargılanıyor
Binlerce kişiyi “Çiftlik Bank” sistemiyle dolandıran Mehmet Aydın, dijital çağın en çok konuşulan dolandırıcısı oldu. Bu olay, finansal okuryazarlığın önemini bir kez daha ortaya koydu.

Faruk Fatih Özer: “Thodex” Kripto vurgunu
Suçlama: Suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, kara para aklama
Sonuç: 11 bin 196 yıl hapis cezası
Kripto para borsası Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer, binlerce kişiyi mağdur eden dolandırıcılıkla gündeme geldi. Yurt dışına kaçtıktan sonra Arnavutluk’ta yakalanıp Türkiye’ye iade edilen Özer, dijital çağın en büyük finansal suçlarından birinin baş aktörü oldu. Bu olay, kripto piyasalarındaki denetim eksikliğini gün yüzüne çıkardı.

Atalay Filiz: Seri cinayet zinciri
Suçlama: Seri cinayet zinciri
Durum: Üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve iki yıl, yedi ay
2013’te Ankara’da Göktuğ Demirarslan ve Elena Radchikova’yı, 2016’da İstanbul’da öğretmen Fatma Kayıkçı’yı öldüren Atalay Filiz, Türkiye’nin ilk sistematik seri katil profili olarak kayıtlara geçti. Yıllarca sahte kimliklerle kaçtı, farklı şehirlerde yaşadı ve sonunda İzmir Menderes’te yakalandı. Soğukkanlı tavırları, yüksek zekâsı ve planlı cinayetleriyle Filiz, toplumun “seri katil” kavramıyla ilk kez yüzleşmesine yol açtı. Bu dosya, Türkiye’de psikolojik suç profillemesi konusundaki farkındalığı artıran ilk davalardan biri oldu.

Naci Şerifi Zindaşti: Uyuşturucu ve uluslararası suç ağı
Suçlama: Uyuşturucu ticareti, cinayet, örgüt kurmak
Durum: Farklı davalardan tutuklu, yargı süreci devam ediyor
İran asıllı suç örgütü lideri Zindaşti, Türkiye’de uluslararası uyuşturucu trafiği ve mafya hesaplaşmalarıyla anıldı. Adı, iş insanlarına ve gazetecilere yönelik saldırılarla da gündeme geldi. Uzmanlara göre Zindaşti dosyası, Türkiye’nin bölgesel organize suç haritasındaki en kritik bağlantıları ortaya koydu.

Bu beş dosya, Türkiye’de suçun sadece adli değil, sosyolojik bir mesele haline geldiğini gösteriyor. Devletin refleksleri güçlenirken, toplum da artık suçun biçimini ve etkisini daha net analiz edebiliyor. Artık Türkiye, sadece suçlularla değil; suçun zihniyetiyle de mücadele ediyor.
