Türkiye, dizi ticaretinde ikinci sırada yer alıyor. Peki bunun sebebi ne? Bu içerikleri kültürel bir etki mi, yoksa izleyiciye sunulan ve hızla tüketilen dramalar mı? Türk dizileri milyonlara ulaşmayı başarıyor. Hatta başrol oyuncularının her giydiği çok satıyor ya da hayran buluşmaları düzenleniyor.
Yapımlardaki mekanlar ve dizi karakterleri, Türkiye'ye dair bir algı oluşuyor mu? Dizi ihracatı sayesinde Türkiye hakkında olumlu bir imaj oluştuğu, turizme ve hatta dış politikaya dolaylı katkılar sağladığı iddia ediliyor. Ancak, gerçek dışı oluşturulan hikayeler ve karakterler Türkiye’nin imajı açısından negatif etki de oluşturabilir. Dizilerdeki kültür imajı, yüzeysel kalıyor; bir kültür derinliği yerine görsel şıklık ön planda tutuluyor.
Örneğin, Kimler Geldi Kimler Geçti dizisini izleyenler, gerçeklikle ilgisi olmadığını, 8 ile akşam 17.00 çalışan kişilerin dizideki gibi bir hayat süremeyeceğini belirtti. Türk kültüründen uzak yapımların çekilmesinin nedeni ise, Türk piyasasının yurt dışında da gösterilmesi ve ticari sebepler de içerik kalitesini etkilediği belirtildi. Bu durumda, Türk kültürü gerçekliğini yitirmeden yayınlanmasını mümkün kılmıyor. Türk dizileri dünya çapında büyük bir ilgiyle izleniyor; Ancak bu ilgi, bir “kültürel kalıcılık” mı yoksa “görsel geçiş dönemi eğlencesi” mi sunuyor?