Orta Çağ, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden itibaren Avrupa toplum düzeninde yaşanan köklü değişimlerin yaşandığı ve yaklaşık bin yıl süren bir dönem olarak tanımlanır. Orta Çağ nedir, hangi yüzyıllar arasında kaldı ve hangi olaylarla başladı, hangi gelişmelerle sona erdi? Feodalitenin yükselişi, skolastik düşünce ve kilisenin gücünün artması gibi etkenlerle şekillenen bu çağ, aslında coğrafyalar arası etkileşimlerin de önemli bir sahnesi oldu. Dolayısıyla “Bu dönem bir anda ortaya çıkmadı, nasıl şekillendi?” sorusunun cevabı oldukça katmanlı. Roma mirasının çökmesi ve yeni krallıkların doğuşu, Orta Çağ dediğimiz tarihin başlayacağı zemin hazırladı.
5.yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren Orta Çağ dönemi, Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışıyla genel kabul gören şekilde başlamış ve İstanbul’un fethi gibi olaylarla kapanış evresine girdi. Peki, bu dönemin ruhu tam olarak nedir? Avrupa’da siyasetten sosyal yapıya kadar neredeyse her alanda değişim yaşanırken, kilise otoritesi de belirleyici bir güç haline geldi. Orta Çağ ne zaman başladı diye sorduğumuzda, 476’da Batı Roma’nın düşmesi en yaygın işaretlenen tarihtir ancak Kavimler Göçü gibi olayların da bu çağın start almasını hızlandırdığı unutulmamalı. Orta Çağ nasıl başladı sorusunun yanıtında, Roma sonrası Avrupa’da ortaya çıkan parçalı siyasi yapı ve feodal ağın oluşması görülür. Asırlara yayılan bu bin yıllık süreçte Haçlı Seferleri, skolastik felsefe, farklı krallıklar ve soyluların yerel yönetim tarzları gibi unsurlar hep birlikte Orta Çağ’ın çerçevesini şekillendirdi. Aynı dönemde İslam dünyasında da Abbasi ve Emevi gibi devletlerin yükselişi, Doğu-Batı etkileşimlerini artırdı. Orta Çağ ne zaman bitti dendiğinde, 1453’te İstanbul’un fethini veya 1492’de Amerika kıtasının keşfini kabul edenler vardır. Yine de 476-1453 aralığı yaklaşık bin yıl sürmesi yönüyle en çok üzerinde uzlaşılan süre olarak anılır. İşte detaylar yazımızın ilerleyen satırlarında...
Orta Çağ, Avrupa tarihi merkezli bir dönemlendirme olarak öne çıksa da, küresel etkileşimleri tümüyle göz ardı etmemeliyiz. Çin’de Tang ve Song hanedanları, Orta Doğu’da Emevî ve Abbasîler, Anadolu’da Bizans ve Selçuklu gibi güçlerin varlığı, farklı coğrafyaların kendi “orta çağ”larına işaret eder. Ancak klasik Batı tarihçiliğinde:
1.Başlangıç (5. yüzyıl ortaları): 476’da Batı Roma İmparatorluğu’nun çökmesi veya 375’te başlayan Kavimler Göçüyle Avrupalı toplumlar yeni bir düzen arayışına girdi.
2.Feodal Düzen: Soylu ailelerin toprak sahibi olarak güç kazandığı, köylülerin serf statüsünde çalıştığı, kilise ve manastırların ise eğitimin ve maneviyatın kaleleri hâline geldiği bir yapı.
3.Skolastik Felsefe: İnanç ve felsefenin, kilise temelli bir “öğreti” biçimine büründüğü, akıl yürütmenin dinî dogmalarla şekillendiği düşünce ekolü.
4.Haçlı Seferleri (1095-1291): Avrupalıların kutsal toprakları geri alma amacıyla başlattığı seferler, Doğu-Batı arası kültürel etkileşimi artırdı.
5.Kentleşme ve Ticaretin Yeniden Yükselişi: Orta Çağ’ın sonlarına doğru ticaret yollarının canlanması, şehirlerin önemini artırdı ve “Geç Orta Çağ” diye anılan dönemde zanaat ve ticaret loncaları etkin hale geldi.
Klasik yaklaşıma göre, Orta Çağ 476-1453 yılları arasında, yani yaklaşık bin yıl sürer. Kimileri 395 (Roma’nın ikiye ayrılışı) tarihini de başlangıç sayar. Bitiş noktasında ise 1453 (İstanbul’un fethi), 1492 (Amerika kıtası keşfi) veya 1517 (Reform başlangıcı) gibi tarihler farklı görüşlerde öne çıkar. Dolayısıyla “5. yüzyıl ortaları - 15. yüzyıl ortaları” kabaca doğru bir tarih aralığıdır. Bu dönem boyunca imparatorlukların parçalanması, şehir devletlerinin güçlenmesi ve skolastik düşüncenin baskınlığı gibi etkenler Avrupa toplumunu derinden etkilemiştir.
•Kilise Otoritesi: Papalık, büyük ölçüde siyasi nüfuz kazanarak kralların üzerinde dahi söz söyleyebilen bir konuma geldi.
•Şövalyelik Kültürü: Askerî ve sosyal bir sınıf olarak şövalyeler, feodal hiyerarşinin koruyucusu sayıldı.
•Sanat ve Mimari: Romanesk ve Gotik mimari stiller gelişti, katedraller inşa edildi. El yazmaları ve dini sanat çalışmaları da dönemin kültürel zenginliğini yansıtır.
•Ekonomik Yapı: Feodal toprak düzeni ve kapalı ekonomi modeli, ilerleyen yüzyıllarda tıkanma yaşadı; Haçlı Seferleri sonrası ticaret yollarının canlanmasıyla Avrupa kentleri büyümeye başladı.
Orta Çağ’ın başlangıç noktası, en yaygın kabulüyle 476’da, son Batı Roma İmparatoru Romulus Augustus’un tahttan indirilmesi ve “barbar” Germen kabilelerinin Avrupa’da yeni krallıklar kurmasıyla ilişkilendirilir. Bununla birlikte, kimileri Kavimler Göçü (375) gibi olayların da büyük payı olduğunu savunur. Bu süreçte Antik Çağ’dan miras alınan şehirler ve altyapı kısmen korunmuş olsa da, yeni siyasi yapılar ve Hristiyan Kilisesi’nin yükselişiyle “Orta Çağ Avrupası” dediğimiz toplumsal düzen belirginleşir.
Tarih kitaplarında yaygın görüş, 1453’te İstanbul’un fethiyle bittiğidir. Çünkü Bizans’ın yıkılması, Antik Roma’nın devam eden son parçasının da tarihe karıştığını gösterir. Bazı araştırmacılar ise 1492’yi (Kolomb’un Amerika’ya ulaşması) veya 1517’yi (Reform) tercih eder. Dolayısıyla Orta Çağ’ın bitişi konusunda da mutlak bir görüş birliği yoktur. Ne var ki, matbaanın Avrupa’da yaygınlaşması, coğrafi keşifler, Rönesans ve Reform gibi gelişmeler, artık “Yeni Çağ” olarak anılacak farklı bir döneme girildiğini ortaya koyar.