Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
İkinci el araç almayı planlayan pek çok kişinin aklında dolandırılma endişesi bulunuyor. Zira kötü niyetli satıcılar aracın kusurlarını gizlemenin yolunu bulurken, burada en mantıklı tercih ise aracı ekspertize göstermek olarak görülüyor. Fakat Japonlar ikinci el araç alırken uyguladığı birkaç basit taktikle ekspertize gerek kalmadan aracın alınıp alınmayacağını anlıyor.
İkinci el araç almak özellikle bütçe açısından oldukça avantajlı olarak görülüyor. Diğer yandan hangi aracın alınıp hangi aracın alınmayacağına karar vermek ise büyük bir risk taşıyor. Çünkü ekonomik davranayım derken tüm parayı bir hurdaya yatırma riski de her zaman bulunuyor. Elbette bunu önlemek için birçok farklı yöntem bulunuyor ancak Japonlar bu işi kökten çözmüş durumda…
Japonların ikinci el araç alırken en çok dikkat ettikleri noktalardan biri aracın gövdesi. Çapraz olarak inceledikleri otomobillerde bu yöntem ile aracın gövdesindeki eğrilikleri fark edebiliyorlar. Bu yöntemde alıcı aracın sol ön köşesinden sağ arka köşeye, sonrasında ise sağ ön köşeden sol arka köşeye bakıyor.
İncelenen araçta bagaj kapağındaki yansımaların bozulması, kaputun far hizasından yukarıda görünmesi ya da köşelerdeki hafif eğrilikler, aracın geçmişte kaza geçirdiğine dair güçlü ipuçları veriyor.
Kaportanın ardından Japonların en çok dikkat ettiği ikinci nokta ise yağ ve motor kontrolü. Otomobil üretiminde dünya devleri ile yarışan Japonlar yağ çubuğuna bakarak motorun durumuna dair bilgi edinebiliyor. Eğer aracın yağ çubuğundan keskin bir koku geliyor ise bu motorun aşırı ısınmış olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan çubuğun rengi tamamen siyaha dönmüşse bu uzun zamandır yağın değişmediğini gösteriyor.
Bir başka motor kontrolü ise çalıştırılan otomobilin kaputundan gelen sıcaklıkla yapılıyor.
Buna göre zor ısınan kaput zayıf motora işaret ederken el yakacak kadar sıcaklaşan kaput ise aşırı ısınma sorunu olduğunu gösteriyor. Sağlıklı motorlarda ise sıcaklık ılık oluyor ama el yakmıyor.
Bir aracın sahip olduğu kilometre onun değeri bakımından büyük önem taşıyor. Ancak Japonlar bu sayıya takılı kalmıyor ve otomobilin üzerindeki izleri bir dedektif gibi takip ediyor.
Bu kapsamda fren pedalının yüzeyi pürüzsüz bir hale gelmişse bu, aracın uzun süre kullanıldığını gösteriyor. Aynı şekilde sürücünün tarafındaki paspasın da yıpranmış olması aynı şekilde yorumlanıyor. Yine direksiyon simidindeki soyulmalar da çok kullanmanın alameti farikası olarak görülüyor. Bu izler olduğu halde aracın kilometresi düşük görünüyorsa burada kilometrenin geri sayılmasından söz etmek mümkün oluyor.
Tüm bu kontrolleri yapan bir alıcı son olarak da aracın içine oturup, kapıları kapatıyor ve motoru çalıştırıp dinlemeye başlıyor. Yaklaşık 30 saniye civarında süren bu dinleme sonucunda araçtan gelecek herhangi bir tıkırtı, gıcırtı veya normal olmayan ses aracın bir yerlerinde hasar olduğuna dair bilgi veriyor. Eğer ki herhangi ekstra bir ses duyulmazsa bu aracı almak için harekete geçilebiliyor.