Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. Yargıda kapsamlı düzenlemelerin yapıldığını belirten Erdoğan, "Yargı mensuplarımızın ailelerinin hedef gösterilmesi, meydanlarda yuhalatılması büyük bir sorumsuzluktur. Bunların haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun herkes anayasanın işlemesine yardımcı olmalıdır. Kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu'nda Danıştayın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'ne katıldı.
Buradaki konuşmasına, Danıştayın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'ne katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında ise idari yargı teşkilatının tüm mensuplarının Danıştay ve İdari Yargı gününü tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli günün Danıştay ve yüksek mahkemeler başta olmak üzere yargı camiasının tamamı için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından "cezasızlık algısından" bahsetti.
23 Ocak'ta açıklanan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi hakkında konulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi;
23 Ocak'ta açıkladığımız 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi bununla tüm çalışmalarımızı bir adım daha öteye taşıdık. Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız: "Yapanın yanına kar kalıyor" türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz.
Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçta kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz.
10 Mayıs 1868'de Şura-yı Devlet adıyla ihdas edilen Danıştay'ın 157 yıldır adaletin tevzi ve tecellisi noktasında başarıyla görev yaptığını belirten Erdoğan, "Mithat Paşa'nın riyasetinden bugüne Danıştay çatısı altında görev yapan fakat artık aramızda olmayan tüm hakimlerimizi, savcılarımızı, Danıştay çalışanlarımızın tamamını rahmetle yad ediyorum. Görev sürelerini başarıyla nihayete erdiren Danıştay mensuplarımıza şahsım ve milletim adına kalpten teşekkür ediyorum.
Halihazırda vazifelerini özveriyle ve büyük bir titizlikle sürdüren Danıştay ailemizin tüm üyelerine, tüm fertlerine Rabbimden üstün muvaffakiyetler niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.
Binlerce yıllık devlet geleneğinin en önemli prensibinin devlet ebed müddet olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu vurgulayan Erdoğan, Devlet anlayışımızın bu devamlılığı ise iki umde üzerine bina edilmiştir. Bunlardan ilki Eşref-i Mahlukat olan insana atfedilen önemdir.
Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık adalet üzre yaratılmıştır. Miyar ve mizan adalet üzerine kurulmuştur.
Bu yönüyle adalet, hikmet-i ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma Allah muhafaza tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçlara her zaman gebedir." diye konuştu.
"Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ'yle mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. "Su uyur ama FETÖ'nün sinsi hücreleri uyumaz" gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ'yle mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin, Allah korusun, ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Yargımız, FETÖ'nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarımızdan biridir. Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz.
Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye'nin güçlenmesine bağlamış yüz milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz. Bu konuda güvenlik ve istihbarat birimlerimiz gibi yargımızın da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inanıyorum.
Burada şu hususun da üzerinde önemle durmak isterim; Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur."