Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuveyt, Katar ve Umman'ı kapsayan Körfez turunu tamamladı. Erdoğan, önemli anlaşmaların imzalandığı program sonrası yurda dönerken, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Körfez turundaki önemli görüşmelerde Gazze'nin yeniden inşasının nasıl yapılabileceğinin masaya yatırıldığını belirten Erdoğan, "Türkiye olarak ateşkesin sağlanabilmesi noktasında elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hamas tarafı ateşkese riayet ediyor. Hatta bu konuda kararlı olduklarını da açıkça ifade ediyorlar. İsrail ise ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail’in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail’e yönelik yeterli diplomatik baskı şart. Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu noktada Gazze’ye yardımların kesintisiz erişimi çok önemli.

Yardımlarımızı Mısır’a sevk etmeye asla ara vermedik, vermeyiz. Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bölgeye ulaştırdığı yardımları TIR’larla Gazze’ye gönderiyoruz. 17’nci İyilik Gemimiz geçtiğimiz günlerde El- Ariş Limanına ulaştı. Gazzeli kardeşlerimiz, İsrail’in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle, her şeye ihtiyaç duyuyorlar. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Bizler, onların ihtiyaçlarını karşılamak, Gazze’yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz" dedi.

NATO eski Genel Sekreteri Jens Stoltenberg anılarını yazdığı bir kitap çıkardığı kitapta kendisinden bahsetmesini yorumlayan Erdoğan, "Hatırlamaz olur muyum? Zaten gelen misafirlerimize mevsim ne ise ona göre mısırsa mısır, kestaneyse kestane, hep ikramda bulunuruz. Sayın Stoltenberg gerçekten NATO Genel Sekreterleri içerisinde olumlu yaklaşımları olan bir isimdi. Ailece misafirim olmuştu, Boğaz'da ailece gezi yaptığımız bir dostumuz, arkadaşımızdı. Bunlar sıradan olaylar değil.

Diplomasinin gereği bu. Onun için de bu tür ilişkiler önem arz ediyor. Şu andaki Genel Sekreter arkadaşımız Mark Rutte ile de ilişkilerimiz gayet iyi. Sayın Stoltenberg'in bunları hatıratının içerisinde değerlendirmiş olması, ilişkilerimizin devamının ne kadar önemli olacağını göstermesi bakımından da isabetli olmuş. İnşallah ilk görüşmemizde bu kitabı da karşılıklı tahlil ederiz." ifadelerini kullandı.
DEM Parti'nin Diyarbakır'da yaptığı gösterinin Terörsüz Türkiye sürecine etki edip etmeyeceğini yorumlayan Eroğan şunları söyled,: "Doğrusu DEM Parti'den bu tür bir yaklaşım olmasını istemezdim. Bu hafta sonuna kadar zannediyorum DEM Heyetini kabulümüz olacak, görüşeceğiz. Bu konuları da kendisiyle masaya yatıracağız. DEM Heyetinin bu anlayış içerisinde olduğunu da düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum. Daha çok Pervin Hanım'la bu konularda görüşmelerimiz oldu. İnşallah bu hafta sonu yapacağımız görüşmede bu konuları da tekrar değerlendirme fırsatımız olacak. Çünkü Terörsüz Türkiye'nin sadece bize değil, tüm Türkiye'ye faydası var. Lazıyla, Türküyle, Kürdüyle, hepimize, 86 milyonun tamamına faydası var. Biz ülke “Terörsüz Türkiye havasına artık büründü” diye düşünürken bu tür şeyleri Diyarbakır'dan duyunca doğrusu üzüldüm. Bir an önce inşallah bundan tekrar sıyrılarak barışın, huzurun ve kardeşliğin egemen olduğu Türkiye'yi inşa ve ihya edelim. Bunu başaralım.

Irak ve Suriye tezkeresi Meclis'te oylanırken CHP ret oyu vermesini yorumlayan Erdoğan," Irak ve Suriye'de neden bulunduğumuzu artık cümle alem biliyor. Ama Cumhuriyet Halk Partisi hala, biz oralarda niye varız, bunu öğrenemedi. Sıkıntı burada. CHP, bu meselenin parti meselesi olmayıp memleket meselesi olduğunu da bir türlü anlayamadı. Ama bu gelişmeler zannediyorum CHP'nin de bunu anlamasına yarayacak. Çünkü tabandan onlara da ciddi bir baskı geleceğine inanıyorum. Suriye'de, Irak'ta yürütülen mücadele, sadece teröre karşı bir mücadele değil, aynı zamanda Türkiye'nin bekasına karşı oynanan oyunu bozma operasyonudur. Bunun da neticelerini aldığımıza inanıyorum. Kaldı ki istikrarsızlığın yaşandığı yerlerde dikkat edelim, terör örgütleri palazlanır. Biz onlara asla bu fırsatı vermememiz lazım. CHP yönetimi, sınırlarımızın ötesindeki tehlikeleri bertaraf etmemizden neden rahatsızlık duyduklarını çıkıp açıklamalı. Elbette biz, Türkiye’nin güvenliğini CHP’liler rahatsız olacak diye riske atamayız. Eurofighter konusuna gelince biz burada şu anda iki ülke ile görüşme yürütüyoruz. Biri Katar, diğeri Umman. Şimdi bu görüşmeleri ben de yaptım. Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım, onlar da bu temasları gerçekleştirdiler. Bu görüşmeleri bundan sonraki süreçte de yürütecekler. Bunları süratle bir sonuca bağlayarak, inşallah Hava Kuvvetlerimizi çok daha güçlendirelim istiyoruz. Bu uçakların alımıyla birlikte Hava Kuvvetlerimiz çok daha güçlü hale gelecektir." ifadelerini kullandı.

Aziz İhsan Aktaş davası olarak bilinen yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Biliyorsunuz bunların düşünce yapısı hala Yassıada. Halbuki Yassıada, Yaslıadaydı. Biz o adayı Demokrasi ve Özgürlükler Adası yaptık. Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hala kurtulamadılar. Burada “arsız hırsız, ev sahibini bastırır'” sözü var ya bunlar şimdi aynen bunu oynuyorlar. Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların “cambaza bak” siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için 'adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin' dedik. Ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu? CHP'li belediyelerde yaşananlar deliller, ispatlar, bizzat CHP'lilerin itiraflarıyla ortaya konulmaya başlandı. Kendileri söylüyor. Sayın Özel'in tehditleri “minareye kılıf hazırlama” gayretidir, başka bir şey değil. Beşiktaş'la ilgili söylediğiniz kişi zaten malum. Değişik yerlerden değişik şekilde birçok belge, bilgi çıkıyor. Biz kendimizden eminiz, kendimize güvenimiz sonsuz ve çalışmalarımızı da bununla ilgili yapıyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık affınıza sığınıyorum, lağım patladı, milletim yaşananları görüyor."