Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanarak belediye başkanlığı görevinden alınan Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, yargılama sürecine neden olan iddialarla ilgili bazı gazetecileri eleştirdi.
Dilek İmamoğlu, katıldığı bir televizyon programında "Siz ekranlarda bu yalanları söylerken, bu iftiraları tekrar ederken kul hakkına giriyorsunuz." diyerek şu cümleleri sarf etti:
"Ben insan olarak buna inanamıyorum. Ama siz insan olarak bunu nasıl yapabiliyorsunuz? Bu kadar iftiranın altından nasıl kalkıyorsunuz? Sizin eşiniz, çoluğunuz, çocuğunuz yok mu? Bu kadar iftiradan sonra onların yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz?"

Konu, TGRT Haber'de ekrana gelen Medya Kritik programında gündeme gelirken programın sunucusu Gazeteci Fuat Uğur, Dilek İmamoğlu'nun sözlerine tepki gösterdi.
Uğur, "Dilek İmamoğlu'nun bu ağır hakaretlerine bir cevabımız var tabii." sözleriyle başladığı konuşmasında "Sayın Dilek İmamoğlu, sizin idrak edemediğiniz ya da etmek istemediğiniz husus şu: Eşiniz Ekrem İmamoğlu sadece Türkiye Cumhuriyeti değil, dünya tarihinin en büyük yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve irtikap davalarından birinin sanığı ve aynı zamanda bu suçları işlemek amacıyla kurulmuş çıkar amaçlı suç örgütünün elebaşı olarak yargılanıyor." ifadelerini kullandı.
Uğur, sözlerinin devamında "Davanın iddianamesinde yüzlerce delil, belge, 76 itirafçı ve etkin pişmanlıktan yararlanan tanık var. İtirafçılar, eşinizin yakın çalışma arkadaşları. İtirafların hepsi delillere dayanıyor." dedi.
"Eşinizin arkadaşları 'Rüşvet aldım.' diyor ve paraları eşinizin kurduğu sisteme aktardıklarını ifade ediyor. İş adamları da 'Evet, rüşvet verdik.' diyor." şeklinde konuşmasını sürdüren Uğur, şu cümleleri sarf etti:
"İtirafçılar, her rüşvet öncesinde eşinizle miktarı konuştuklarını tek tek anlatıyorlar ve siz şimdi, biz gazetecilerin bunu konuşmasını 'Kul hakkı yemek' diye niteliyor ve 'Utanmıyor musunuz?' diyorsunuz. Şaka mısınız siz Dilek Hanım?

Bizi eşinizin fonladığı gazeteci kılıklı şahıslarla karıştırıyor olabilirsiniz. Mamalanan ve nemalanan gazetecilerden değiliz. Dilek Hanım, biz gazeteciyiz. Bu yaşa; dişiyle, tırnağıyla gelmiş emekçileriz. Okuduğumuz ve bitirdiğimiz okullar, aldığımız diplomaları eşinizinkiyle karıştırmayın. Anamızın ak sütü kadar helal. Hiçbir okula dolambaçlı yollardan yasa dışı yatay geçiş yaptırmadık, mesleğimizin hakkını verdik.

Böyle bir iddianameyi konuşmamak ahlaksızlıktır, onursuzluktur, meslek ahlakına uymamaktır, gerçekleri saklamaktır, örtbas etmektir.
Bizim eşimiz ve çocuklarımız var, evet. Tam da bu yüzden milyonlarca insanın hakkını, çoluk çocuğun rızkını gasbedenleri, çalınan on milyarlarca lirayı konuşup anlatmak, biz gazetecilerin boynunun borcu. Utanması gerekenler biz değiliz, bence aynaya bakın.
Sizin trollerinizin CHP şube müdürünün ve emrinizdeki gazetecilerin yapması gereken şey, bu iddialara cevap vermek, varsa delilleriniz ortaya koymak olmalıdır.
Eşinizin mahkeme şovları sizi yanıltmasın. Hakimler şova değil, belgeli savunmalara bakar. Artık ezberlediğimiz ve kabak tadı veren 'Bu siyasi operasyondur, Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığını engellemeye yöneliktir.' teranesini geçin. Artık bunu öne sürmekten vazgeçin.

İnsan olan insanın bu iddianamede delilleriyle ortaya konulan belgeler, itiraflar karşısında yüzü kızarır ve utanır. Eşinizin ve sizin sürekli ısıtıp ısıtıp sunduğunuz tek şey Andersen'den masallar, palavra. İnsan sıkılır yahu. Kul hakkından bahsedene bakın. Bu ne türden bir cüretkarlık? Tek kelimeyle inanılmazsınız.
Şunu bilin: Bizi anamız, babamız ve atalarımız, haram kavramını öğreterek yetiştirdi. Ahlak dersi alacağımız son kişi bile değilsiniz."