Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Ev temizliği denildiğinde akla ilk gelen yer genellikle banyo ve tuvaletler olsa da mikrobiyologların yaptığı son araştırmalar, evin en tehlikeli ve en çok bakteri barındıran noktasının banyo değil, mutfak olduğunu ve suçlunun da masum görünümlü bir eşya olduğunu ortaya koydu.
Hijyen standartlarımızı belirlerken genellikle gözle görülen kirlere odaklansak da banyonun, özellikle de klozetin evin en pis yeri olduğu inancı toplumda yerleşmiş bir kanı olsa da bilimsel veriler bu algının tamamen yanlış olduğunu gösteriyor. Asıl tehlike, yemeklerimizi hazırladığımız tezgahlarda ve onları temizlemek için kullandığımız o küçük eşyada saklanıyor. Mutfak, sıcaklık, nem ve gıda artıklarının bir araya geldiği bir ortam olduğu için bakterilerin üremesi adına mükemmel bir ekosistem sunarken, bu ekosistemin başrolünde ise masum görünen ama mikrop saçan mutfak süngerleri yer alıyor. Yapılan laboratuvar analizleri, bu süngerlerin üzerinde E. coli ve Salmonella gibi ciddi hastalıklara yol açabilecek patojenlerin kolonileştiğini kanıtlıyor.
Mutfak süngerleri, yapıları gereği gözenekli ve su tutan bir malzemeden üretilir ve bu gözenekli yapı, deterjanı köpürtmek ve lekeleri çıkarmak için harika bir fiziksel özellik olsa da mikrobiyolojik açıdan tam bir kabustur. Süngerin içinde hapsolan nem ve yemek artıkları, bakterilerin beslenmesi ve çoğalması için ideal bir zemin hazırlarken, bir süngeri kullandıktan sonra sıksanız bile içindeki nemli ortam saatlerce, hatta günlerce korunur. Uzmanlar, tek bir santimetreküp sünger dokusunda, dünya nüfusundan daha fazla bakteri bulunabileceğini belirtirken, bu bakteriler arasında zatürreye ve menenjite neden olabilen türlerin yanı sıra, gıda zehirlenmelerinin baş sorumlusu olan bakteriler de yer alıyor. Dolayısıyla, tabakları temizlediğinizi zannederken aslında onları milyonlarca bakteriyle sıvadığınız gerçeğiyle yüzleşmeniz gerekebilir.
Tuvaletler ve banyolar, genellikle düzenli olarak güçlü dezenfektanlarla temizlenen ve kullanım sonrası durulanan alanlardır ve ayrıca banyo yüzeyleri genellikle pürüzsüz seramik veya porselendir, bu da bakterilerin tutunmasını ve saklanmasını zorlaştırır. Ancak mutfak süngerleri, sürekli gıda ile temas halindedir ve çiğ etten, sebze topraklarına kadar birçok farklı kaynaktan gelen mikroorganizmalar bu eşyada toplanır. Yapılan karşılaştırmalı testlerde, mutfak süngerindeki bakteri yoğunluğunun, ortalama bir klozet kapağından yüzlerce kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. İnsanlar tuvalet temizliğine gösterdikleri hassasiyeti mutfak süngerine göstermedikleri ve süngeri aylarca değiştirmeden kullandıkları için, bu küçük temizlik aracı evin en büyük biyolojik silahına dönüşmektedir.
Kirli bir süngerin yarattığı en büyük tehlike, çapraz bulaşma adı verilen durumdur. Örneğin, çiğ tavuk kestiğiniz bir tahtayı veya bıçağı sildiğiniz sünger, salmonella bakterisini içine hapseder ve daha sonra aynı süngerle yemek yediğiniz tabağı veya çocuğunuzun su bardağını yıkadığınızda, bu bakterileri doğrudan temiz olduğunu düşündüğünüz eşyalara transfer etmiş olursunuz. Benzer şekilde, tezgahı silmek için kullanılan süngerler, yüzeye bakteri yayarak, o tezgahın üzerine konan ekmek veya meyve gibi gıdaların kontamine olmasına neden olur. Bu durum, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar için ciddi mide ve bağırsak enfeksiyonlarına yol açabilirken, sebepsiz sanılan karın ağrıları ve mide bulantılarının arkasında genellikle bu görünmez döngü yatmaktadır.
Bu tehlikeden korunmak için süngerinizi sadece suyla çalkalamak veya deterjanla yıkamak ne yazık ki yeterli değildir çünkü deterjanlar yağı ve kiri çözer ancak süngerin derinliklerine yerleşmiş bakterileri tamamen öldürmez. Uzmanlar, süngerlerin en az haftada bir kez yenisiyle değiştirilmesini önermektedir. Eğer süngerinizi daha uzun süre kullanmak istiyorsanız, her gün kullanım sonrası mikrodalga fırında ıslak bir şekilde bir dakika ısıtmak veya bulaşık makinesinin yüksek sıcaklıktaki kurutma programında yıkamak, bakteri yükünü azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca süngeri kullandıktan sonra iyice sıkmak ve hava alabilen kuru bir yerde bekletmek, nemin azalmasını sağlayarak bakteri üremesini yavaşlatırken, ıslak süngeri lavabonun içinde veya sabunlu su dolu bir kabın içinde bırakmak ise yapılacak en büyük hatadır.