Başta sağlık olmak üzere yaşam kalitesine de ciddi anlamda etki eden hızlı yemek yeme alışkanlığı; mide ve bağırsak hastalıkları gibi birçok ölümcül hastalığa davetiye çıkartıyor... İşte hızlı yemek yeme psikolojisi ve alışkanlığının zararları...
Teknolojinin hayatlarımıza girmesiyle birlikte hızlı yaşamın getirdiği sağlıksız beslenmenin yol açtığı sağlık problemlerini saymakla bitiremeyiz... Şişmanlama, şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon bunların arasında. Bir diğer hızlı yemek yeme alışkanlığı kazandıran fastfood tüketiminin de insanları öfkeli ve saldırgan hale getirdiği biliniyor.
Maalesef çoğumuz: “Nasıl besleniyorum? Gerçekten sağlıklı besleniyor muyum?” sorularını daha çok beslenmeden kaynaklanan hastalıklarla karşılaştığımızda kendi kendimize soruyoruz. Beslenmeyi de en çok hoşumuza giden yiyeceklerle karnımızı doyurmak olarak algılıyoruz. Nihayetinde tabakta durduğu gibi vücudumuzda durmayan yiyecekler, hiç beklemediğimiz bir anda çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamıza sebep oluyor. Hele buna teknolojik hayatın bir sonucu olan hızlı hayatla birlikte hızlı yemekler de eklenince, iş daha ciddi boyutlar kazanıyor.
Pandemi sürecinde tekrar tüketimi artan fastfood yiyeceklerin yetersiz ve dengesiz beslenmenin başını çeken; "yağ, tuz ve kolesterol" bakımından ne kadar zengin olduğunu herkes biliyor. Yeterince posa, vitamin ve mineral içermeyen, daha çok rafine edilmiş bu yiyeceklerden özellikle hamburgerler, cips, patates kızartması, mayonez, ketçap, dondurulmuş gıdalar ve diğer ürünleriyle dünyamıza ve midemize giren söz konusu gıdalar, karın doyurmadığı gibi, sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor...
Dahası var: Hazır yiyeceklere hazırlanma aşamasında fazladan tuz katılıyor. Tuz sindirim sistemi kanserinde etkin rol oynuyor. Hücreleri yıpratarak mide kanserine, kan basıncını arttırarak da yüksek tansiyona neden oluyor. Kola, şekerleme, cips, hamburger, salam ve sosis gibi yiyeceklerde, gerek uzun ömürlü olması, gerekse renklendirilmesi gibi amaçlarla kimyasal katkı maddeleri kullanıldığını biliyoruz.
Söz konusu bu katkı maddelerinin de vücutta kanserojen maddelere dönüştüğünü tahmin edersiniz... Özellikle gelişme çağındaki çocuklar için bu tür yiyeceklerin kesinlikle uygun olmadığını ve alışkanlık haline getirilmemesi gerektiğinin de altını çizmiş olalım. Diğer taraftan boyalı, katkı maddeli, aşırı proteinli bu ve benzeri yiyecekler kişiyi daha saldırgan ve öfkeli davranışlar sergilemeye itebilir, kişiyi daha tetikte ve savunmaya hazır halde tutabilir. Kalın bağırsak, prostat, idrar yolları ve ağız kanserlerinin oluşumunda ve kanserde rol oynayan öğelerin tuzlama, tütsüleme, yüksek sıcaklıklarda kızartma gibi işlemler sonrasında ortaya çıktığını hatırlatmak isteriz…
Yemek yeme alışkanlığı ya da hızlı yemek yeme alışkanlığını biranda bırakmak veya terk etmek kolay değildir. Ancak yemek yeme süresini uzatmak için sizlere birkaç uyarıda bulunabiliriz.
Bunlar sırasıyla:
Yavaş yemek mi hızlı yemek mi sorusunun cevabı basit! Yavaş yemek yemek her zaman için daha faydalıdır. Çünkü yavaş yenilen yemek sayesinde mide de yanma, ekşime, dolgunluk hissi oluşma riski minumuma iner. Bu da yemeği daha keyifli hale getirir, besinlerden tat almanızı sağlar.
Yavaş yeme ve besinlerin iyi çiğnenmesi ile sindirim ve besinlerin emilimi artar. Besinlerin iyi çiğnenmesi, özellikle pişmemiş çeşitli meyve ve sebzelerin sindirimi için oldukça önemlidir. Diğer taraftan yemek arkadaşınızı doğru seçmenizde fayda görüyoruz.
Yemeği yavaş yiyen arkadaşlarınızla yemek yemeye çıkmanızın önemli olduğunu düşünüyoruz.