Sosis ve diğer işlenmiş et ürünleri sofraların vazgeçilmezi olsa da, bilim dünyası bu ürünlerin sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Yeni araştırmalara göre sosis tüketimi, ciddi hastalık risklerini beraberinde getiriyor.
Sosis, kırmızı etin yüksek ısıda, tuz, baharat ve koruyucu maddelerle işlenmesiyle üretilen bir gıdadır. Ancak bu işleme süreci sırasında sağlık açısından riskli kimyasalların oluştuğu bilimsel çalışmalarla kanıtlandı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayımlanan 2015 tarihli raporda, sosis gibi işlenmiş etler Grup 1 kanserojen olarak sınıflandırıldı. Bu, sosisin insanlarda kansere neden olduğu kesin olarak bilinen maddeler arasında yer aldığı anlamına geliyor.
Harvard T.H. Chan School of Public Health tarafından gerçekleştirilen geniş çaplı bir meta-analize göre, günde sadece 50 gram işlenmiş et tüketmek — bu da bir adet sosis kadar — kalın bağırsak kanseri riskini yüzde 18 oranında artırıyor.
Ayrıca aynı çalışmada, sosis ve benzeri ürünlerin kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve Tip 2 diyabet ile de doğrudan ilişkilendirildiği ortaya koyuldu.
Sosis üretiminde sıklıkla kullanılan sodyum nitrit ve nitrat gibi katkı maddeleri, vücutta sindirildikten sonra nitrozamin adı verilen güçlü kanserojen maddelere dönüşebiliyor.
European Food Safety Authority (EFSA) tarafından yapılan açıklamada, nitrit kullanımının "kontrollü yapılması gerektiği, ancak uzun vadede güvenli kabul edilmediği" bildirildi.
Ayrıca bazı ürünlerde kullanılan monosodyum glutamat (MSG) gibi tat artırıcı katkı maddeleri de özellikle hassas bireylerde nörolojik yan etkiler yaratabiliyor.
University College London (UCL) Gıda Bilimleri Uzmanı Prof. Dr. Fiona Godlee, çocukların işlenmiş ete karşı daha hassas olduğunu belirterek uyarıyor:
“Çocukların gelişim döneminde yüksek miktarda katkı maddesi ve doymuş yağ tüketmesi, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Uzun vadede obezite ve erken yaşta metabolik hastalık riski artar.”
American Cancer Society (ACS) ve European Code Against Cancer, işlenmiş etlerin haftalık tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini vurguluyor. Tavsiye edilen miktar, haftada bir-iki kezle sınırlı tutulması ve mümkünse taze ve işlenmemiş protein kaynaklarının tercih edilmesi yönünde.
Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları da, işlenmiş et ürünleri yerine balık, baklagiller ve beyaz etin daha güvenli alternatifler olduğunu belirtiyor.
Stanford University School of Medicine'dan Beslenme Uzmanı Dr. Rachel Montgomery, sosis tüketimi konusunda şu uyarıyı yapıyor:
“Ayda birkaç defayı aşmayacak şekilde tüketim, daha az riskli kabul edilebilir. Ancak düzenli olarak tüketilen sosis ve salam gibi ürünler, hem kanser hem de damar tıkanıklığı gibi ölümcül hastalıkların önünü açabilir.”
Dr. Montgomery ayrıca tüketicilere şu tavsiyede bulunuyor:
“Etiketleri mutlaka okuyun. İçeriğinde sodyum nitrit, E250 veya MSG bulunan ürünlerden uzak durmaya çalışın. En iyi seçenek, doğal yöntemlerle hazırlanmış ev yapımı protein kaynaklarıdır.”