Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Almanya'da enerji krizi ve Asya rekabetiyle zorlanan kimya endüstrisi, rotayı fosil yakıtlardan orman atıklarına çeviriyor. Milyar euroluk yeni tesislerde ağaç dalları otomobil lastiğine ve giysilere hayat veriyor.
France24'ün haberine göre, yerel bir fabrika, ambalaj malzemelerinden araba lastiklerine, hatta polar ceketlere kadar pek çok ürünün imalatında kullanılan kimyasal maddeleri üretmek üzere faaliyete geçiyor.
Konuyla ilgili heyecanını dile getiren orman müdürü Johannes Brodowski, sürecin en yenilikçi tarafının ortaya çıkan ürün olduğunu belirtiyor: "Eskiden fosil yakıtlardan elde edilen kimyasal maddeler, artık yenilenebilir kaynaklardan üretilebiliyor."

Finlandiya merkezli UPM Biochemicals grubu, sektörün zorlu bir dönemden geçtiği sırada büyük bir risk alarak doğu Saksonya-Anhalt eyaletinde 1,3 milyar euro (yaklaşık 1,5 milyar dolar) değerindeki biyorafinerisini tanıttı.
Almanya'nın geleneksel kimya endüstrisi, yüksek enerji fiyatları ve Asya'dan gelen ucuz rekabet nedeniyle sarsılmış durumda. Ülkedeki ulusal üretim seviyesi 1995 yılından beri görülen en düşük seviyeye geriledi. Mevcut tabloya rağmen UPM, kimya devlerinin fosil yakıtlarla bağını koparması ve bölgede bolca bulunan ağaç biyokütlesine geçiş yapması için doğru zamanın geldiğine inanıyor.
UPM Saha Müdürü Harald Dialer, yerel tedarik zincirleri sayesinde rekabetçi kalabileceklerini ve uluslararası pazarların ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini ifade ediyor.
Enerji geçişi üzerine çalışan Agora Energiewende'den Paul Muennich'e göre ise ortada büyük bir fırsat var; zira Alman kimya ürünlerinin yaklaşık yüzde 80'i hâlâ ithal fosil bazlı malzemelere dayanıyor.

Orman zengini Saksonya-Anhalt eyaleti ile tedarik sözleşmesi imzalayan şirket, rafinerisindeki kimyasal süreçlerde kullanmak üzere kayın ağacı dallarını ve çalı çırpılarını tercih ediyor. Brodowski, yapılan anlaşma neticesinde bölgedeki kayın ağacı üretiminin yüzde 20 ila 30 oranında artabileceğini öngörüyor.
Normal şartlarda ticari açıdan gövdeler kadar değerli olmayan ve genellikle fabrikalarda yakılarak imha edilen ağaç dalları, kurulan tesiste bambaşka bir değere kavuşuyor. 100'den fazla firmaya ev sahipliği yapan Leuna Kimya Parkı'nda işlenen ağaçlar, çevreye yayılan çürük yumurta kokusunun aksine UPM sahasının bazı bölgelerinde havaya daha tatlı bir koku yayıyor.

UPM sözcüsü Martin Ledwon, odun yongalarının "patlamış mısır" gibi patlayana kadar işlem gördüğünü ve ardından dev metal tanklarda fermente edilen bir bulamaça dönüştüğünü aktarıyor.
Sürecin sonunda ise ortaya iki tür ürün çıkıyor: Giysi veya şişe yapımında kullanılan sıvılar ve lastiklerde dolgu maddesi olarak kullanılan karbon siyahının yerini alabilecek kahverengi bir toz. Yıllık 220 bin ton kimyasal üretim kapasitesine ulaşması hedeflenen tesisin, 2027 yılına kadar tam kapasiteyle çalışması bekleniyor.