Dünyanın geri kalanında izole bir şekilde Hunza Vadisi'nde hayatını sürdüren Hunza Türkleri, dünya çapında araştırmalara konu olmaya devam ediyor. 100 yaşında hayatını kaybedene "genç öldü" denilen toplulukta hasta olmak absürt bir durum olarak karşılanıyor. Bilim insanları, tarihçiler ve yazarlar, bu halkın sırrını çözmek için bölgeye akın ediyorlar. Hunzz Türklerinin uzun ömürleri ve sağlıklı hayatlarının arkasındaki sır ortaya çıktı.
Pakistan'ın kuzey ucunda bulunan Himalaya dağlarının eteklerinde yaşayan Hunza Türkleri uzun ömürleri ile tekrardan gündemde. Karlı dağların arasında 2 bin metre yüksekliğindeki bir vadide yaşamlarını sürdüren Hunza Türkleri hayatları boyunca neredeyse hiç hasta olmuyorlar.
Öyle ki bu bölgede yaşayan insanlar 100 yaşında vefat edince "genç öldü" deniliyor.
Hunza Türklerinin 120, hatta 145 yaşına kadar yaşadığına dair birçok iddia bulunuyor. Ancak bu durum sadece bir efsaneden ibaret değil. Bilimsel makaleler, belgeseller ve edebi eserlere de konu olmuş bir gerçeklik.
Dünya çapında uzun ömürleri ile dikkat çeken Hunza Türklerinin sağlıklı hayatlarının arkasındaki sır ortaya çıktı.
Yazar Sujesh Gopalakrishnan'ın "Hunza Halkları ve 145 yaşına kadar uzanan sıra dışı yaşamları" adlı makalesine göre Hunzalıların sağlıklı ve uzun yaşamlarının sırrı 4 davranışta yatıyor.
Hunzalı Türklerinin uzun ömürlerindeki sır ise şöyle:
Modern dünyanın "Temiz Beslenme" olarak adlandırdığı diyet akımını aslında Hunza Türkleri yüzyıllardır içgüdüsel olarak uyguluyor.
Hunza Türkleri, Himalaya dağlarının arasında bulunan Hunza Vadisi'nde yaşıyor. Kış geldiğinde bütün Hunza Vadisi karla kapanıyor. Bu durumda burada yaşayan Hunza Türklerinin aylarca dış dünyayla iletişimi kesiliyor. Bu izolasyon ortamı yaşam kalitesini düşürmenin aksine, daha fazla topluluk içi etkiletişimi arttırıyor. Ayrıca daha fazla doğayla iç içe olmalarına imkan sağlıyor.
Keçi ve koyun eti bölgenin en vazgeçilmez protein kaynakları arasında yer alıyor. Ancak en çok tüketilen besinin ise kayısı olduğu görüldü. Hunza Altını olarak bilinen bölgeye özel kayısı, hem cilt bakımının hem de mutfakların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Hatta yemekler bu bölgede kayısı yağı ile pişiyor. Eğlenmek için bile spor yapan Hunza Türkleri, buz tutmuş göllerde buz hokeyi oynuyor. Ayrıca okuma yazma oranı yüzde 77 olan Hunza Vadisi, Pakistan'da kız çocuklarının eğitime en fazla katıldığı yer olarak biliniyor.
Bölgede yaşayan Buruşo ve Vakhi halkları fiziksel olarak Pakistan halkından farklı görünüyor. Açık tenli, sarışın ve çekik gözlü olan bu topluluklarının kökenine dair birçok teori bulunuyor.
Bir teoriye göre Hunza'nın Büyük İskender'in Hindistan Seferi sırasında geride kalan bir komutan tarafından kurulmuş bir bölge olduğu düşünülüyor. Bu sebepten dolayı Avrupa ve Orta Asya ile akrabalıkları olduğuna dair genetik ve dilbilimsel tartışmalar devam ediyor.
Başka bir teoride ise Hunza halklarının bölgeden İpek Yolu'nun geçmesinden dolayı Türklerle akraba olabileceği iddia ediliyor. Özellikle Buruşo halkının açık tenli olması ve Orta Asya Türkleri ile benzer kıyafetler giymesi oldukça dikkat çekiyor. Ayrıca iki halkta da Türkiye'de oldukça sık kullanılan zurna müzik aleti oldukça büyük önem taşıyor. Orta Asya'ya özgü sitar, dombra, rebap gibi çalgılar da Hunza Vadisi'nde oldukça fazla kullanılıyor.