Hindistan'da Air India uçağının düşmesiyle, 260 kişinin hayatını kaybettiği kaza için skandal bir iddia ortaya atıldı. Pilotlardan birinin depresyon ve ruh sağlığı sorunları yaşadığı öne sürüldü. Pilotların tıbbi kayıtları inceleniyor.
Hindistan'ın Ahmedabad şehrinde kalkıştan çok kısa bir süre sonra düşen, uçaktaki 241 kişinin, yerdeki ise 19 kişinin hayatını kaybettiği kaza hakkında skandal bir iddia ortaya atıldı. Kokpitte 8 bin 200 saatten fazla deneyime sahip pilot Kaptan Sumeet Sabharwal'ın son 3-4 yıldır uçuşlardan uzak kaldığı, sağlık raporu aldığı ortaya çıktı. Annesinin ölümünün ardından izin aldığı bilinen kaptan Sabharwal'ın 'tıbbi olarak temizlendiğine' inanılıyordu.
Air India'ya ait uçağın ise 2 yakıt anahtarı kalkıştan kısa bir süre sonra kapatıldı, bunun sonucunda feci bir güç kaybı yaşandı ve uçak yere çakıldı. Dailymail'in haberine göre ise anahtarların 'kilitleme özelliği' pilotların pozisyonlarını değiştirmeden önce onları yukarı kaldırmaları gerektiği anlamına geliyordu; bunlar yanlışlıkla kapatılabilen basit basmalı düğmeler değildi.
Mumbai'nin Powai kentinde, Yüzbaşı Sabharwal'ın eski meslektaşlarından biri, yayına yaptığı açıklamada, onu 'tam bir beyefendi' olarak tanımlayarak, 'aslında önümüzdeki birkaç yıl içinde erken emekli olmayı düşündüğünü' ve 90 yaşındaki yaşlı babasına bakmayı planladığını söyledi.
Öte yandan kısa kariyerinde 28 yaşındaki yardımcı pilot Clive Kunder, 3.400 saatten fazla uçuş gerçekleştirdi.
Telegraph, Air India'nın yorum yapmayı reddettiğini belirtirken, ana şirketleri Tata Group'ta çalışan bir yetkilinin yayına, Kaptan Sabharwal'ın herhangi bir sağlık izni almadığını ve ön raporda herhangi bir önemli bulguya ulaşılamadığını söylediğini aktardı. Son iki yıl içerisinde uçuşta görev alan her iki pilotun da psikofiziksel yeteneklerinin değerlendirildiği Sınıf I sağlık muayenesinden geçtiği belirtildi.
Yetkililer tarafından yayımlanan ön rapor ise pilotun neden anahtarları manuel olarak kapattığı ve bunun kasıtlı bir eylem mi yoksa felaket niteliğinde bir hata mı olduğu sorularını gündeme getirdi. Haberde, "Kokpit ses kaydında pilotlardan birinin diğerine 'Neden kestin?' diye sorduğu duyuluyor. Diğer pilot ise 'Ben kesmedim' diye yanıtlıyor." ifadeleri yer aldı.
Pilotlar her uçuşta yakıt düğmelerini doğru zamanda açıp kapatırlar ancak bu kez kalkıştan hemen sonra yakıt kesildi ve iniş takımları kaldırılmadı. Kalkış sırasında yardımcı pilot uçağı uçuruyordu, kaptan ise uçağı izliyordu. Raporda, anahtarların saniyeler sonra tekrar 'çalıştır' konumuna getirildiği ve bunun motorların yeniden çalıştırılma sürecini başlattığı belirtildi.
Motorlardan biri tekrar çalıştırılmış ancak henüz güç kazanmamış, diğeri ise güç kazanma sürecindeydi. Kaza mahallinde ancak anahtarların 'çalışma' konumunda olduğu görüldü.
Raporda, uçuştan önce her iki pilotun da yeterli dinlenme süresine sahip olduğu ve alkol testinden sonra 'uçuşa hazır' bulunduğu belirtildi. Uçakta tehlikeli madde bulunmadığı ve ağırlığın 'izin verilen sınırlar içinde' olduğu belirtildi. Tanklardan alınan yakıt numuneleri test edildi ve 'tatmin edici' olduğu, uçağın uçuş güzergahı ve çevresinde 'önemli bir kuş aktivitesi' gözlenmediği belirtildi.
Ancak Hindistan'ın önde gelen havacılık güvenliği uzmanlarından Kaptan Mohan Ranganathan daha önce bunun kasıtlı olabileceğini öne sürmüştü. Her kolun çevrilebilmesi için önce yukarı doğru çekilmesi gerekiyor ve ayrıca herhangi bir çarpma ve darbeye karşı koruma sağlamak için ek koruyucu braketleri de bulunuyor.
Ranganathan, bunun 'elle yapılması gerektiğine' inandığını belirterek, yakıt kolları hakkında NDTV'ye şunları söyledi:
''Yakıt seçiciler kayar tipte değil, her zaman bir yuvada duruyorlar. 'Onları dışarı çekmeleri veya yukarı veya aşağı hareket ettirmeleri gerekiyor, böylece yanlışlıkla pozisyonlarından çıkmaları söz konusu olmuyor. Bu, kasıtlı olarak manuel bir seçim meselesi.''
Daha sonra, kalkıştan hemen sonra her iki anahtarın da kapalı konuma getirilmesinin 'başka hiçbir şekilde' açıklanamayacağını belirterek, 'Bunun kasıtlı olarak yapılmış olması gerektiğini' iddia etti.