OpenAI CEO'su Sam Altman, Bağımsızlık Günü'nde Demokrat Parti'ye sırtını döndü. Teknoloji dünyasında dikkat çeken bu çıkış, Silikon Vadisi elitlerinin muhafazakâr yöne kayışını yeniden gündeme taşıdı.
OpenAI CEO'su Sam Altman, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü'nde yaptığı paylaşımla Amerikan siyasetinde dikkat çeken bir çıkışa imza attı. Bir dönem Demokrat Parti'ye yakınlığıyla bilinen Altman, artık hiçbir siyasi partiyle kendini özdeşleştirmediğini açıkladı. Sosyal medya platformu X'te yaptığı paylaşımda Altman, "Kimliklere çok takılmam ama Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum. Bu, her gün böyle ama özellikle bugün… Bu ülkenin dünya tarihindeki en büyük mucize olduğuna inanıyorum" dedi.
Bu ifadeler, sadece kişisel bir hayal kırıklığı değil; aynı zamanda Silikon Vadisi'nde süregelen politik kaymanın açık bir yansıması. Altman, özellikle "teknokapitalizm" dediği yaklaşımı savunarak, hem inovasyonu hem de geniş tabanlı refahı önceleyen yeni bir anlayışın altını çizdi.
Altman'ın Demokrat Parti ile yollarını ayırması, bölgede yalnızca bireysel bir karar değil. Silikon Vadisi, yıllarca Demokratların kalesi olarak görülse de son yıllarda dengeler hızla değişiyor. Özellikle Biden yönetiminin yapay zekâ, kripto para ve tekel karşıtı düzenlemeler gibi alanlarda artırdığı denetim, birçok teknoloji liderini rahatsız etmiş durumda.
Bu rahatsızlık, Altman gibi isimlerin ötesine geçmiş durumda. Teknoloji dünyasının tepe isimleri; inovasyon, girişimcilik ve servet yaratımı gibi değerlerin artık Demokrat Parti tarafından yeterince sahiplenilmediği görüşünde birleşiyor. Bu da vadideki siyasi aidiyetleri alt üst ediyor.
Silikon Vadisi'ndeki bu yön değişiminin altında birkaç temel sebep yatıyor.
Öncelikle, birçok girişimci ve yatırımcı, Demokrat politikaların inovasyonu baltaladığına ve yüksek vergilerle cezalandırıcı bir yaklaşıma sahip olduğuna inanıyor.
"Zengin düşmanlığı" ve "teknoloji karşıtlığı" gibi algılar da vadideki atmosferi geriyor.
Öte yandan, Trump dönemindeki regülasyon karşıtı duruş ve özellikle yapay zekâ ile kripto gibi alanlarda daha özgürlükçü tutumlar, teknoloji elitleri için cazip hale geliyor.
Bu tabloyu en iyi özetleyen örneklerden biri ise Andreessen Horowitz'in kurucularından Marc Andreessen. Bir zamanlar Demokrat Parti'ye yakın olan Andreessen, artık açık açık Trump destekçisi. Hatta 2024 yazında yayınladığı "Little Tech Agenda" adlı politika belgesiyle, regülasyon karşıtı ve girişim dostu bir yol haritası çizdi.