Şap hastalığı, Türkiye genelinde hayvancılık sektörünü derinden etkiledi. Hastalık, et ve süt üretiminde ciddi kayıplara yol açarak ülke ekonomisine zarar verdi. Aşılama çalışmalarının hızlanmasıyla birlikte hayvan hareketliliği kısıtlamaları kademeli olarak kaldırılmaya başlansa da, üreticiler yaşanan büyük ekonomik kayıpların telafi edilmesi için destek bekliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın başlattığı yoğun aşılama kampanyası kapsamında 4 milyon doz aşı üretilerek Türkiye genelinde uygulamaya konuldu. Kayseri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Ercan Aras, aşılamanın etkisiyle hayvan hareketliliğine getirilen kısıtlamaların kademeli olarak kaldırıldığını belirtti. Aşılanma oranının yüzde 80-85'e ulaştığı illerde hayvan hareketliliğinin serbest bırakıldığını ve bu durumun sektörün yeniden normalleşmesine katkı sağlayacağını ifade etti.
Aras, şap hastalığının doğal afet olarak ilan edilmesi gerektiğini söyleyerek, "Hastalık bitmedi, halen devam ediyor. Ölüm oranları çok yüksek dozda devam etmektedir. Aşılama olan yerlerde belli bir nebze durduysa da diğer bölgelerde devam etmektedir. Yoğun bir şekilde aşılama yapılmaktadır. Aşı olan hayvanlarımızda da maalesef 2. sefer tekrar eden bir hastalıkla karşılaşıyoruz. Ya mutasyona uğruyor ya da hastalık kendini değiştiriyor ve başka bir şekil alıyor. Çünkü çoğu üreticilerimizden biz duyuyoruz ki; ‘Ben bir, iki sefer aşı yaptım, hastalık tekrar geldi.' Tabii bu hastalık çok ağır gelmiyor, biraz daha yoğunluğunu ve şiddetini azaltmış şekilde geliyor ama şu anda gündemimizde hastalık devam ediyor. Çok aşırı şekilde kayıplar var. Az önce de belirttiğim gibi süt verimi yüzde 70 düşmüş, et verimsizliği hayvanlarda yüzde 40 civarında düşerken, 4 milyar dolar civarında bir kaybı var üreticimizin. Bizce şunun yapılması lazım; 2-3 aydır bankalarımız üreticilerimize kredi vermiyor, hayvan hareketliliğinin olmadığından dolayı. Üreticilerimiz çok sıkıntılı durumda. Bankalarımızın artık kredilerini vermesi lazım. Devletimizin acil olarak bir afet gibi yayınlama yapması lazım, bir önlem alması lazım. Nasıl ki orman yangınları olduysa ve afet bölgesi ilan edildiyse, bizim üreticimizin üzerinde de çok büyük bir afet oldu, çok büyük zarara uğratıldı" ifadelerini kullandı.
Hastalığın ilerleyen süreçte et tedarikine sıkıntılara sebep olabileceğini söyleyen Aras, "Ölüm oranı yüksek olan üreticilerimizin tespit edilip, bunlara acil olarak destek verilmesi lazım. Üreticilerimizi ayakta tutmamız lazım. 60-70 tane hayvanı olup, 20-30 tanesini telef veren üreticilerimizi tanıyoruz. Bu üreticilerimize destek verilmesi lazım, korunması lazım ve üreticilerimizi ayakta tutmamız lazım. Yaklaşık Türkiye genelinde yüzde 10-15 civarında üreticimiz bu hastalıktan dolayı üretimden çekildi. Şu anda da üreticilerimizin çiftliklerinin yüzde 60-70'i boş durumda. Hem hastalıktan korktuklarından dolayı hayvanı alıp besiye çekmiyorlar, bir de hayvan hareketliliğinin olmadığından dolayı besi için kendi çiftliklerini doldurmuyorlar. Bu durum tabii 2-3 ay sonra, bize göre, et tedarikinde çok büyük sıkıntılar olacağını düşündürüyor. Et fiyatlarının yükseleceğini düşünüyoruz. Bu durumun tedbiri için üreticimizin desteklenmesi lazım. Üreticilerimizin zararının karşılanması lazım. Gerçek ve doğru bir analiz yapılması lazım. Üreticilerimizin zarar ve giderlerinin, verim kaybının hesaplanması; üretici bazında değerlendirilmesi lazım" dedi.