Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, 2025’in ilk dokuz ayında kredi ya da kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen tüketicilerin sayısı geçen yıla göre yüzde 19 daha fazla oldu. Eylül sonu itibarıyla borcu devam eden kişi sayısı 4 milyon 164 bin kişiyi geçerken, tasfiye edilecek alacaklar ise 246 milyar TL olarak gerçekleşti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre ise, Kasım ayından itibaren bankalarda takibe alınan kredi hacmi 541,9 milyar TL’ye yükseldi. Bu oran toplam kredi hacminin yüzde 2,5’ini oluşturuyor. Bankalar tarafından kredi kartı işlemlerinde geçerli olacak en yüksek faiz oranlarının hesaplanabilmesi için gerekli olan referans oran, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2020/4) kapsamında belirlenen yöntem ile hesaplanarak BDDK tarafından ilan ediliyor.

İhtiyaçlarını gidermek için ödeyebileceğinden fazla kart harcaması yapan ve sonrasında kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşların borçlarını geç ödemesi durumunda, asgari ödeme tutarına kadar olan kısmı için en fazla aylık yüzde 4,30 gecikme faizi, dönem borcunun asgari ödeme tutarı dışında kalan kısmı için ise en fazla aylık yüzde 4,00 akdi faiz (alışveriş faizi) uygulanabiliyor.

Kredi Kartı Yönetmeliği'nde yer alan ifadeye göre; "Bir sene içerisinde asgari ödeme tutarı toplam üç kez ödenmeyen kredi kartları nakit kullanımına, üst üste üç kez ödenmeyen kredi kartları nakit kullanımı ile mal ve hizmet alımına kapatılır" ifadesi yer alıyor. Kredi kartı borcu olan tüketicinin, üst üste üç kez asgari borç ödemesi yapmaması halinde ise kredi kartı tamamen kullanılamaz hale geliyor. Kredi kartının kullanıma kapatılmasından sonra konu ise yasal takip sürecine devrediliyor.

Yasal takip sürecinin başlamasından sonra kredi kartı veya kredi borcu yüzünden en fazla maaşın 1/4'üne yani %25'ine haciz getirilebiliyor ancak bu durum bankadan bankaya ve borca göre değişiklik gösterebiliyor.

Aynı zamanda uzmanlar, kredi kartı dönem borcunun asgari ödemesi son ödeme tarihinden bir gün sonra bile ödense, kredi raporuna "geç ödeme" olarak yansıdığını ve kredi notunu ciddi anlamda düşürdüğünü belirtiyor. Bu da tüketici kredisi kullanmak istediğinizde limitinizi doğrudan etkiliyor.
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu ödenmeyen kredi kartı borçları hakkında vatandaşı uyararak tgrthaber.com Ekonomi Editörü Bengü Sarıkuş'a kritik açıklamalar yaptı.

Ekonomik darboğaz nedeniyle kredi kartlarını kullanarak aşırı borç altına giren geniş bir tüketici kesimi kart borçlarını ödeyemez hale geldiğini belirten Ağaoğlu, BDDK’nın, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının yapılandırmasına yönelik yapmış olduğu son düzenlemenin geçtiğimiz ekim ayında sona erdiğini hatırlattı.

Ağaoğlu, BDDK’nın referans belirlemiş bulunduğu aylık 3.11 oranındaki faiz tüketiciye yüksek geldiğini ve yapılandırmaya yönelik bu düzenlemenin bu nedenle rağbet görmediğini belirtti.
Ağaoğlu, "Alınan karar kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kredi kartı yapılandırma işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranını yüzde 3,11 olarak belirlemişti. Oysa 48 aylık vade süresi cazipti ama faiz oranının daha düşük belirlenmesi gerekiyordu. Bankalar, tüketici alacaklarını neredeyse yok pahasına, çoğu kez beşte bir fiyatına Varlık Yönetim Şirketlerine devretmeye hazırlanıyorlar.
BDDK, kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarına acilen yeni bir yapılandırma sistemi planlayıp, olabildiğince düşük, örneğin aylık 0.99 faiz oranları uygulanarak, yine 48 aylık vadeye yayarsa, bu düzenleme tüm taraflar için yararlı olacaktır" dedi.

Ağaoğlu, bu uzun vadeli düşük faizli modelle tüketicinin, borcunu düşük faiz uzun vadeye yayarak ödeyip, kara listeden çıkabileceğini belirtti. Yine bu sistemle bankalar, tutarın beşte biri fiyatına alacaklarını Varlık Yönetim Şirketlerine satmak zorunda kalmayıp, tamamını tahsil edebileceğini hatırlattı.
Ağaoğlu, bu modelin devlet hazinesi açısından da daha karlı olacağını hatırlatarak, "Bankalar batık kredilerini yok pahasına satıp zarar hanesine yazmayacakları ve vergi matrahından düşmeyecekleri için devlet de vergi kaybına uğramayacaktır" dedi.