Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

Tecde Grup olarak Malatya'da 1917 yılında ticari faaliyetlerinin başladığını ve Türkiye'de ömrü bir asrı geçen nadir şirketlerden biri olduklarını ifade eden Çetin Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tecdelioğlu, demir işinin dedelerinden gelen bir meslek olduğunu ifade etti. Çetin Cıvata'yı İstanbul'da 1976 yılında kurduklarını ve şu anda biri Malatya'da olmak üzere dördü üretim yapan toplam 5 tesisle faaliyet gösterdiklerini anlatan Tecdelioğlu, "Bağlantı elemanı olarak geçen cıvatanın iki şeyin birbirine bağlandığı bir yerde olması ve sökülebilir olması gerekiyor. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya, çelik konstrüksiyon ve inşaat gibi sanayinin her alanında kullanılıyor. Biz de bu alanların tümünde varız ve aylık 2.500 ton üretimle otomotivden beyaz eşyaya, inşaattan enerji sektörüne kadar birçok alana ürün sağlıyoruz. Mercedes, Volkswagen, Ford, Hyundai, BMC, Türk Traktör, Vestel ve Arçelik gibi global markalara bağlantı elemanları tedarik ediyoruz. Yerli hammadde oranımız da yüzde 95 seviyesinde." dedi.

Çetin Cıvata olarak halihazırda 15 ülkeye aktif olarak ihracat yaptıklarını ve bugüne kadar toplamda 42 ülkeye ürün gönderdiklerini belirten Tecdelioğlu, otomotivdeki güçleri nedeniyle en büyük pazarlarının Almanya olduğunu kaydetti. Tecdelioğlu, şunları söyledi:
"Bağlantı elemanları sektörünün geneline baktığımızda Türkiye'de yıllık 1 milyon tonluk bir kapasite ve 800 bin tonluk bir üretim mevcut. Bu rakamlarla dünyada en büyük 7 üreticiden biriyiz. Ayrıca yaklaşık 200 bin ton ihracat gerçekleşiyor ve 800-900 milyon dolar arası ihracat geliri yaratılıyor. Kilogram başı ihracat değerimiz 4,5 dolara yükselmiş durumda. Türkiye'nin genel ihracat ortalamasının 1,5 dolar olduğu dikkate alındığında bağlantı elemanları sektörünün ülkeye ciddi anlamda katma değer yaratan bir sektör olduğunu söyleyebiliriz. 2000'li yılların başında yerli üretim sadece 80 bin ton, ithalat ise 60 bin ton civarındaydı. Gelinen noktada ithalat değişmezken yerli üretimin bu seviyelere yükselmesi sektörün gösterdiği ilerleme açısından son derece önemli."

Mustafa Tecdelioğlu, Avrupa Birliği’nin 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Paris İklim Anlaşması gerekliliklerinin sanayiye yeni bir sorumluluk getirdiğini belirterek, “Artık üretim kadar üretim biçimi de önemli. Avrupa’ya ihracat yapan tüm sanayiciler gibi biz de karbon salımını düşürmek, yeşil enerji kullanımını artırmak zorundayız. Aksi halde, karbon ayak izimizi azaltmadığımız her ton ürün için vergi ödememiz gerekecek. Biz bu süreci beklemeden harekete geçtik. Güneş enerjisine yaptığımız yatırımlar, sadece çevreye değil, rekabet gücümüze de katkı sağlayacak.” diye konuştu.
Malatya'daki fabrika için önce çatıya GES yatırımı yaptıklarını, arkasından da çok daha büyük bir adım atarak güneş tarlası kurduklarını kaydeden Tecdelioğlu, şöyle devam etti:
“İki yıl önce Malatya’daki fabrikamızın çatısına 2,7 megavatlık bir güneş enerjisi sistemi kurduk. Ancak bu bizim için sadece bir başlangıçtı. Ardından Doğanşehir’de, tamamen tarım dışı, kayalık ve verimsiz bir 140 dönümlük arazide yeni bir güneş tarlası kurduk. 1900 metre rakımdaki bu bölge, güneşlenme açısından son derece elverişli. Şu anda 11,5 milyon yatırımla çatıdan elde ettiğimiz enerjiyi de eklersek toplamda 15,5 megavatlık kapasiteye ulaştık. Bu kapasite ile Çetin Cıvata olarak enerjimizin yüzde 50’sinden fazlasını güneşten sağlayacağız.”

Tecdelioğlu, önümüzdeki dönemde yeni güneş tarlaları kurmak istediklerini de dile getirerek, “Eğer uygun arazi bulabilirsek 50 dönümlük bir yatırım daha yapmayı planlıyoruz. Hedefimiz, orta vadede enerji ihtiyacımızın tamamına yakınını yenilenebilir kaynaklardan karşılamak.” dedi.
Şirketin Malatya GES projesinin kabul sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu aktaran Tecdelioğlu, sistemin devreye alınmasının ardından yıllık elektrik giderlerinde önemli bir tasarruf sağlanacağını, aynı zamanda karbon salımının ciddi ölçüde düşeceğini vurguladı. Tecdelioğlu, yatırımı Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması çerçevesinde attıkları stratejik bir adım olarak nitelendirerek, “Sürdürülebilir üretim artık bir tercih değil, zorunluluk. Biz de sanayici olarak üzerimize düşeni yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Çetin Cıvata’nın güneş enerjisine geçişinin Türkiye sanayiinde yükselen bir trendin parçası olduğuna işaret eden Tecdelioğlu, “Sanayiciler artık bu yatırımı bir lüks değil, zorunluluk olarak görüyor. Güneş enerjisi tesislerine olan talep çok hızlı artıyor. Bu talep artışı bizim sektörümüz özelinde de çok önemli çünkü güneş paneli konstrüksiyonlarında yüksek miktarda cıvata kullanılıyor. Dolayısıyla hem üretici hem tedarikçi olarak bu dönüşümün tam merkezindeyiz. Türkiye’nin sanayide rekabet gücü artık yalnızca üretim miktarıyla değil, üretimin sürdürülebilirliğiyle ölçülüyor. Biz Çetin Cıvata olarak, hem çevreye hem ekonomiye duyarlı üretim anlayışımızla gelecek kuşaklara daha temiz bir sanayi mirası bırakmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.