Türkiye’de konut sektörü, 2024’ün ikinci yarısından itibaren yakaladığı ivmeyi 2025’te de sürdürüyor. Fiyat artışı beklentisi, yeni kredi kampanyaları ve yatırımcı güveni, sektördeki hareketliliği destekliyor.
Sektör temsilcileri, konut piyasasındaki hareketliliğe dikkat çekerek, satışların geçtiğimiz yıla göre ciddi şekilde arttığını belirtiyor. Uzmanlar, 2025 yılının 1,5 milyon adetlik satışla tamamlanabileceğine işaret ediyor. Konut sektöründe 2024 yılının ikinci yarısı itibarıyla başlayan canlanma 2025 yılında da devam ediyor. Satışlar aralıksız büyümesini sürdürüyor. Fiyatların artacağı beklentisi, yeni kredi kampanyaları, konutun güvenli yatırım olarak görülmesi bu durumu destekliyor. Sektör temsilcileri ayrıca siyasette atılan adımlar ve dış politikadaki başarının da güven ortamını güçlendirdiğini ve alımları artırdığını ifade ediyor.
Türkiye gayrimenkul sektörü, pandemi sonrası dönemde yaşadığı dalgalanmaların ardından yeniden güçlü bir yükseliş trendine girdi. 2023 yılında 1 milyon 223 bin seviyesine kadar gerileyen konut satışları, 2024 yılını 1 milyon 478 bin adetle tamamlayarak önemli bir toparlanma sinyali verdi. Özellikle 2024 yılının ikinci yarısından itibaren başlayan satış rüzgarı, 2025’e olumlu etkide bulundu. Bu yükselişin arkasında birden fazla sebep var. Öncelikle, konut yatırımına yönelik iştah yeniden artmış durumda. Yeni kredi kampanyalarının devreye alınması, tüketicilerin yatırım tercihlerini yeniden gayrimenkule çevirmesi ve özellikle deprem korkusuyla güvenli konut arayışının hızlanması, satışları tetikliyor. Ayrıca altın fiyatlarındaki dalgalanma yatırımcıları yeniden gayrimenkule yönlendiren önemli etkenlerden biri olarak gösteriliyor. Uzmanlara göre, vadeli mevduat faizlerinin yüksekliği kısa vadede cazip görünse de, faizlerin düşüş eğilimine girmesi ve konut fiyatlarının yeniden artacağı beklentisi tüketicileri harekete geçiriyor.
Türkiye’nin küresel siyasette ve diplomasi alanında attığı başarılı adımlar, iç politikada ise terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda sağlanan ilerlemeler, güven endeksini yukarı taşıyan en kritik faktörlerden biri. Bu güven ortamı, yatırımcıların ve vatandaşların uzun vadeli yatırımlar için daha cesur kararlar almasına zemin hazırlıyor. Bu da satışları etkileyen önemli faktörlerin başında geliyor. Bu çerçevede yalnızca metropollerde değil Anadolu’nun birçok bölgesinde hem yatırım hem de satış iştahı artıyor. Türkiye’nin küresel siyasette ve diplomasi alanında son yıllarda attığı stratejik adımlar, ülkenin uluslararası arenadaki itibarını ve güvenilirliğini önemli ölçüde artırmış durumda. Orta Doğu, Avrupa, Kafkaslar ve Afrika başta olmak üzere birçok bölgede Türkiye’nin ara bulucu rolü üstlenmesi, enerji diplomasisi ile küresel enerji koridorlarında aktif bir aktör hâline gelmesi ve ticaret hacmini büyütme yönündeki anlaşmalar, ekonomik güven algısını güçlendiren temel unsurlar arasında yer alıyor.
Eskiden güvenlik endişesi sebebiyle yatırımcıların mesafeli yaklaştığı bölgelerde artık yeni konut projeleri hızla yükseliyor. Büyükşehirlerdeki yoğunluk ve yüksek fiyatlardan kaçan yatırımcılar, Anadolu’nun potansiyel barındıran şehirlerine yöneliyor. Böylece hem bölgesel kalkınma hızlanıyor hem de vatandaşlar daha uygun fiyatlarla konforlu yaşama alanlarına kavuşuyor.
Bu gelişmelerin paralelinde, iç politikada da terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda atılan kararlı adımlar, sınır güvenliğinden şehir içi asayişe kadar toplumun her kesiminde pozitif bir etki oluşturuyor. Güven ortamının sağlanması, sadece vatandaşların günlük hayatını değil, ekonomik davranışlarını da doğrudan etkiliyor. İnsanlar daha uzun vadeli planlar yapabiliyor, risk almaktan çekinmeden yatırım kararları verebiliyor.
Artan güven ortamı sayesinde yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük metropollerde değil, Anadolu’nun farklı bölgelerinde de konut ve arsa yatırımlarına yönelik iştah ciddi şekilde artmış durumda. Özellikle Karadeniz, Ege ve Akdeniz’in iç kesimleri ile İç Anadolu’daki gelişen şehirlerde, hem yerel halkın hem de yatırımcıların gayrimenkule yöneldiği görülüyor. Bu bölgelerde konut projeleri hız kazanırken, ikinci konut ve yazlık taleplerinde de dikkat çekici bir artış yaşanıyor.
Ayrıca, büyükşehirlerdeki yaşama maliyetlerinin artması, vatandaşları daha ekonomik ve daha güvenli hayat alanları arayışına itiyor. Bu sebeple Anadolu’daki şehirler, sundukları yaşam kalitesi, ulaşım kolaylıkları ve uygun fiyatlı konut seçenekleriyle cazip alternatifler hâline geliyor.
Özetle, Türkiye’de güven endeksinin yükselmesi, sadece ekonomide değil, gayrimenkul sektöründe de uzun vadeli pozitif bir dalga meydana getiriyor ve bu dalga, ülke genelinde konut satışlarını hızlandıran en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Sektörün önde gelen temsilcileri de konut piyasasındaki hareketliliğe dikkat çekiyor. Yapılan açıklamalarda “Geçen yılın aynı ayına ve bir önceki aya göre satışlarda belirgin bir artış gözlemliyoruz. İnsanlar konut fiyatlarının tekrar yükseleceği beklentisiyle alımlarını öne çekiyor. Kredi kullanımı da bu artışta etkili. Ayrıca, deprem riski sebebiyle şehrin dışında daha güvenli konutlara yönelim söz konusu. Bütün bu dinamikler ışığında, bu yılı 1,5 milyon adet konut satışıyla kapatma ihtimalimiz oldukça yüksek” ifadelerini kullanıyor.