Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Gazze'de ateşkes dün yürürlüğe girdi. Barışın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Gazze için görev gücünde biz de yer alacağız" açıklamasın geldi. Erdoğan'ın açıklamasının ardından Türk askerinin barış gücü olarak Gazze'ye girmesi gündeme geldi.
Türkiye Gazetesi'ne konuşan emekli Tuğgeneral Abdulkadir Akturan, bu kazanım ile Türkiye’nin prestijini çok daha farklı bir boyuta yükselttiğini söyledi.
Akturan, şunları kaydetti:
"Barışın tesisinde oynadığımız belirleyici rol, barışı koruma aşamasında da devam edecek. Sonraki süreçlerde daha efektif askerî konumlanma gerçekleşir. Türkiye, İsrail barikatını delmede başaktördü. Şimdi, yeni ve çok başka bir misyonla sahadayız. Filistin’de Türk adının ifade ettiği anlam çok derin. İsrail’in de açık yanları var. Türk askerinin gölgesi dahi İsrail’i dizginler. Bölge ve dünya ölçeğinde büyük bir olay bizim garantörlüğümüz. Bu aynı zamanda bir güç ispatı. BM, ABD, Rusya, Çin denklemi de bu noktada çok önemli. Ordumuz bu şerefli görevi de hakkı ile ve tarihî sorumluluk gereği ifa edecektir."
Suriyeli araştırmacı Muin Naim de Ankara’nın İsrail’in bütün önleme çabalarına rağmen garantör ülke olmasının önemine vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye ile birlikte ateşkes ve kalıcı barışa yüklenen anlam da değişti. İsrail geri çekilmeye başladı. Hem de ciddi bir biçimde çekiliyor. Bu noktada tarihî bir misyon üstlenen Türkiye, şimdi orada Gazze halkı için askerî olduğu kadar siyasi ve yeniden yapılanma aşamasının da başaktörü olacak. Siyonist rejimin tuzaklarına karşı teyakkuzda olacak ve halkın da büyük teveccüh ve sevgisini kazanan bir milletin evlatları, Filistin için çok başka anlamlar ifade ediyor. Şu an komisyonlar yoğun çalışıyor. Ateşkes sonrası ile ilgili müzakereler sürüyor. Gazze’de en az 65 milyar dolarlık yıkımın maliyeti var. Bu noktada Gazze’nin imarında Türkiye tek aday. Öte yandan Türkiye ismi bu ateşkesi farklı kılan en önemli faktör. İsrail açısında da çok kritik bir konumlanma oldu."
Gazze’nin 105 yıl önceki Türk toprağı niteliğini hatırlatan Müstafi Amiral Cihat Yaycı ise şunları söyledi:
"Orada 50 Türk askerinin olması bile her şeyi değiştirir. Filistin bizim denizden komşumuz. Uluslararası istikrar gücünde yer almamız her açıdan tarihî bir olay. Ateşkes rolümüz de öyle. Türkiye, net bir biçimde “Ben büyük bir gücüm’ dedi. Dünyanın her yerinde garantör devletin hukuki, siyasi, askerî yetkileri olur. Gazzeliler, bizi sarsılmaz bir sevgi ve güven duyuyor. Ayrıca Türk devleti güvenilir bir ara bulucu olduğunu tıpkı Karabağ, Libya, Somali, Etiyopya, Karabağ dâhil birçok olayda olduğu gibi yine gösterdi. Bu garantörlük yaptırım gücüne sahip olmak zorunda.
İsrail hiçbir anlaşamaya riayet etmeyen kirli bir yapı. Böyle bir ihtimale karşı ciddi yaptırımları olmalı. ABD, Rusya dâhil genel bir konsensüs olmalı. Etkin garantörlük İsrail’in taşkınlıklarını engeller. Biz, İslam dünyasının en güçlü devletiyiz. Pakistan’da yanında durması ve denklemin parçası. Ülkemizin siyasi gücüyle birlikte güvenirliliği de tescil edildi. Gazze için çırpınan başka devlet yok. Şu ana dek 160 devlet Filistin’i tanıdı. Daha öncede anlaşmalar yaptık. Acilen deniz yetki anlaşması yapmamız şart. Gazze’ye istinaden Libya benzeri bir anlaşma Gazze’nin uluslararası hukuk ve tarihi tapusu olur. Münhasır ve müstakilen anlaşma imzalaması çok önemli bir hamle olur. Dünya şunu gördü ki; Türkler olmadan sancılı coğrafyalara barış, istikrar ve güvenlik gelmez."