Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Özellikle liselerde uygulanan 4 senelik zorunlu eğitimin "2+2" veya "3+1" şeklinde esnek modellere çevrilmesi yönündeki teklifler, eğitim çevrelerinde yankı bulmaya ve tartışılmaya devam ediyor.
12 yıllık zorunlu eğitimin kısalmasında gözler bu hafta yapılması beklenen kabineye çevrildi. 4+4+4 sisteminin son 4’ü ile ilgili değişiklik masaya yatırılacak. Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu TEDMEM, tartışmalar sürerken “Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek” başlıklı bir rapor yayınladı.
“Türkiye artık eğitime erişimi değil, eğitimin niteliğini tartışmalıdır” denilen raporda öne çıkanlar şöyle şekillendi:
● 1997 yılında %38 olan ortaöğretimde net okullaşma oranımız 2011’de %67’ye, günümüzde ise %90’a yaklaştırarak tarihsel bir başarı elde etmiş. Kız çocuklarının okullaşma oranı ilk defa erkekleri geçmiş bir eşik aşılmıştır. TEDMEM bu başarıyı eğitimde kapsayıcılık ve fırsat eşitliği açısından ‘geri dönülmemesi gereken bir kazanım’ olarak nitelendirmekte.
●Türkiye’de liseler; gençlere yön verme, onları yükseköğretime ve istihdama hazırlama işlevinde yetersiz kalmakta. Bu durumu destekleyen göstergeler: üniversiteye geçişte yapay yığılma, liselerin işlev kaybı ve sınav baskısının okulu kıymetsizleştirmesi...
●Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre 20 gün ve üzeri devamsızlık oranı; ilkokullarda %11,6, ortaokullarda %14,8 iken, genel ortaöğretimde %27’ye, mesleki ve teknik ortaöğretimde ise %46,6’ya kadar çıkmakta. Öğrencilerin %56’sı okulun hayata hazırlamadığını düşünürken, %35’i okulu zaman kaybı olarak görmekte.
●11. sınıfta diploma, 12. sınıfta ise uzmanlaşma öneriyoruz. Doğrudan istihdama yönelmek isteyen öğrencilere, 11. sınıfın sonunda “standart lise diploması” verilerek farklı geçiş yollarının önü açılır. Bu adım, “üniversite tek çıkış yolu” algısını kırarak lise sonrası alternatifleri güçlendiriyor. Sınavsız geçiş imkânları olacak. Bu öğrenciler, okul başarı puanlarına göre meslek yüksekokullarına/ön lisans veya açık öğretim programlarına sınavsız geçiş yapabiliyor. Böylece hem sınav baskısı azalıyor hem de yükseköğretime girişteki yığılma hafifliyor.
● Önerdiğimiz modelde 12. sınıf, öğrencilerin ilerlemek istedikleri yükseköğretim alanlarıyla uyumlu ileri düzey akademik derslerle yeniden tasarlanıyor. Üniversiteye hazırlık süreci böylece okulun içinde, yönlendirici bir biçimde yürütülüyor. Bu düzenleme, okulu yeniden kıymetli hâle getirirken ailelerin özel kurs ve dershane yükünü azaltıyor.
● Mesleki eğitim yeniden kurgulanmalı. İfade ettiğimiz modelde meslek yüksekokulu programları, mesleki ortaöğretimle bütünleşik bir yapıya kavuşturuluyor. Programlar, haftada bir gün akademik eğitim, dört gün iş yeri temelli uygulama ilkesine dayanıyor.