Demet Akalın'ın bir dönem dansçısı olarak çalışan Merve Atalar, Akalın'ın sigortasını ödemediğini, maaşını elden eksik ödediğini, çalıştırıldığı süre boyunca izin alacaklarının ödenmediğini iddia ederek dava açtı. Yerel mahkeme davayı reddetti ancak istinaf, yerel mahkemenin etkili olabilecek delilleri toplamadığını ve taleplerin önemli bir kısmı hakkında karar vermediği gerekçesiyle kararı bozdu.
Davacı Merve Atalar'ın avukatı Fulya Büyükyörük aracılığıyla İstanbul Anadolu İş Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, Atalar'ın şarkıcı Demet Akalın'ın yanında dansçı olarak 17 Aralık 2011 tarihinden 4 Mart 2019 tarihine kadar çalıştığı belirtildi. Atalar'ın şarkıcı Demet Akalın'dan bir çok kez sigorta primlerini yatırmasını istediği ancak Akalın'ın sigorta primlerini yatırmadığı ve SGK'ya vermesi gereken belgeleri teslim etmediği ifade edildi.
Dilekçede, "Müvekkil en son aylık asgari ücret ve konser performansı başına 800 TL ve oynadığı her klip başına 3 bin TL karşılığında çalışmıştır.
Huzurdaki dosyada müvekkilin aylık ücreti sabit olmadığından ve her ay değiştiğinden aylık ücretin toplanacak deliller kapsamında bilirkişi tarafından tespiti ve hesaplanması gerekmektedir. Müvekkil sigortasız çalıştırıldığı için maaşı elden ödenmekte olup, maaşı da eksik ödenmiştir.
Müvekkile çalıştırıldığı süre boyunca yıllık izin, hafta tatili alacakları da hiçbir zaman ödenmemiştir. Tüm bunlara ek olarak, müvekkil uzun süre mobbinge maruz bırakılmış, son olarak ise 2018 Aralık ayında davalının koruması tarafından darp edilmiştir" denildi.
Demet Akalın da avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu karşı dilekçesinde, "Davacı Merve Atalar hiçbir suretle hizmet akdi kapsamında bir çalışmamıştır. Müvekkil Demet Akalın'ın ihtiyacına göre davacıya konser-performans ve klip işleri karşılığında ücret ödenmiştir. İş ilişkisi bağımlılık unsuru taşımaktadır. Çalışmalar konser performansı ile ilgilidir ve eser sözleşmesine dayanmaktadır. Davacının talepleri 5 yıllık hak düşürücü süreye uğramıştır. Dava reddedilsin" ifadelerini kullandı.
Anadolu 29. İş Mahkemesi ise kararında, davacının sahne sanatları yönünden hizmet bildirimde bulunulan bir bordrolu tanık olmadığını belirterek, "Bu haliyle mevcut deliller doğrultusunda davacının davalı yanında Yargıtay'ın benimsenmiş olduğu bağlılık unsuru çerçevesinde kesintisiz olarak hizmette bulunduğunda kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde kanaat getirilemediği anlaşılarak davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir" denildi. Bunun üzerine Merve Atalar'ın avukatı karara itiraz ederek İstinafa taşıdı.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi'nin kararında, yerel mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delilleri toplamadığını veya değerlendirmediğini, taleplerin önemli bir kısmı hakkında karar verilmediğini belirterek, "Davacı Merve Atalar'ın iddia ettiği çalışmasına dair konserlerle ilgili varsa video kayıtları ve tüm delilleri de toplanarak mahkemece araştırma yapılarak, gerekirse çalışıldığı iddia edilen döneme dair organizatör ve yeni tanıklar dinlenilerek, tüm deliller değerlendirildikten sonra esasa dair yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, belirtilen noksanlıklar giderilip, dava dilekçesindeki istemler yönünden denetime elverişli bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır" denildi.