Elektrikli otomobiller sadece çevreci değil, aynı zamanda şebekenin dengesini sağlayacak büyük bir potansiyele de sahip. Artık araçlar yalnızca elektrik tüketmiyor, ihtiyaç halinde şebekeye de enerji verebiliyor. Bu teknolojiye "Vehicle to Grid" (V2G), yani "Araçtan Şebekeye" deniyor.
Yenilenebilir enerji, çevre için çok değerli ama üretim her zaman sabit değil. Güneş kaybolduğunda üretim düşüyor, bol rüzgâr ve güneş olduğunda ise şebeke fazla enerjiyle dolup taşıyor.
Normalde bu dengesizliği pahalı doğalgaz santralleri kapatıyor. Oysa her evin önünde duran elektrikli araç bataryaları, dev bir enerji deposu gibi kullanılabilir. Örneğin BMW iX3'ün 108 kWh'lik bataryası, Türkiye'deki bir evin yaklaşık 6 günlük elektrik ihtiyacını karşılıyor.
BMW, profesyonel duvar şarj cihazıyla birlikte E.ON'un geliştirdiği özel tarifeyi devreye aldı. Araç şebekeye bağlı kaldığında hem bekleme süresi için bonus kazanıyor, hem de enerji sağladığında ekstra gelir elde ediyor. Maksimum durumda bu sistem araç sahibine yılda 750 euro indirim getiriyor. Yani iX3 sahipleri, yılda yaklaşık 14 bin kilometreyi hiçbir ücret ödemeden kat edebiliyor.
Enerji aktarımı 11 kW ile sınırlandırılmış. Bu da normal şarj hızına denk geliyor ve bataryaya zarar vermiyor. Kullanıcılar sistemi uzaktan yönetebiliyor; istedikleri minimum menzili her an koruyabiliyorlar.
BMW, bu teknolojiyle fazla güneş enerjisinin gündüz depolanıp akşam evlerde kullanılmasını da mümkün kılmayı planlıyor. "Neue Klasse" serisinde de çift yönlü şarj standart olacak. Böylece evler için ayrıca batarya satın almaya gerek kalmayabilir. Hatta sistem, ısı pompalarıyla entegre edilerek fazla enerjinin evin ısıtma-soğutma ihtiyacına yönlendirilmesi hedefleniyor.