Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
İstanbul'da Böcek ailesinin zehirlenme iddiasıyla hayatını kaybettiği olaya ilişkin uzman isimlerin yorumları dikkat çekiyor. Olayla ilgili incelemeler sürerken Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Afşin İpekci, otelin ilaçlanmasında kullanıldığı öne sürülen 'alüminyum fosfit' maddesiyle ilgili konuştu. Doç. Dr. Afşin İpekci, maddelere maruziyet durumunda neler yapılması gerektiğini aktarırken önemli uyarılarda bulundu.
Alüminyum fosfite yönelik bilgi veren Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Afşin İpekci, "Daha çok haşere öldürücü olarak kullanılan ve ucuz bir madde. Kullanımı kolay olduğu için otellerde, evlerde, hastanelerde ilaçlama için kullanılır. Ayrıca tahıl ve ambarlarda kullanılan bir tablet. Su ve nem ile temas ettiğinde çok ciddi öldürücü etki yapan fosfin gazına dönüşen ucuz ama zehirli bir materyal. Tüm haşere ilaçlarının reçeteli olması, bunların kullanımında çok bilgili, eğitimli olunması lazım. Kullanımdan önce tedbir her şeyden önemli. Alüminyum fosfitin antidotu yok, tespit edebileceğimiz elimizde biyokimyasal bir testimiz de yok, sadece klinik bulgular ve bu ilaçlamanın olduğuna dair bilgi verilmesi, bizi tanıya götüren en önemli yol. Gıda zehirlenmesi, haşere ilaçları olsun basit enfeksiyonlarda bile bulantı, kusma, ishal ilk semptomlardır. Alüminyum fosfitın öldürücü mekanizması hücrenin işleyişini bozmak, oksijen seviyesini düşürmek sonra da kalbimizi etkileyerek kardiyojenik şok dediğimiz ciddi ölüme yol açan durumlara yol açmak. Erken safhada geldiğimizde yeterli tedaviyi yapabilmemiz için bilgiyi doğru almamız gerekiyor. Alüminyum fosfitin öldürücülüğü yüzde 50 ile 70 oranında, hasta bu bulgularla gelse tamamen kurtarabilir miyiz deme ihtimalimiz; zor ama yüzde 30-40 şansımız var. Erken gelip erken müdahaleyle kurtulma şansları vardı" şeklinde konuştu.

Doç. Dr. İpekci sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilinen bir panzehri yok, destek, sıvı tedavisi yapıyoruz. Bozulan organlara göre destek tedavisi yapıyoruz. Eğer solunum yetmezliği gelişirse erken solunum cihazına bağlama gibi çeşitli destek tedavilerini yapıyoruz. Yapılan tedavi değişmiyor ama erken müdahale yaptığımız, erken desteklediğimiz için organları yaşam şansları daha artıyor. Organ etkilenmesi olmadan hastayı kurtarabilirsek normal yaşamlarına döner ama ölümcüllük ve vücudu etkileme oranı yüksek. Destek tedavimize rağmen de belirli organlar etkilenebilir ve hasarlı bir şekilde de kurtarma ihtimalimiz var. Kullandığımız haşere ilaçlarını mutlaka bilmeleri gerekiyor. Ucuz, etkili olması zararsız olduğu anlamına gelmez. Özelliklerini, hangi risklere yol açacağını bilmemiz lazım, ona göre tedbir. Öldürücü olan fosfin gazı, bunun çıkacağını, oluşabileceğini insanlarımızın ya da kullanan kişilerin bilmesi gerekiyor. Bilmeden kullandıkları zaman bu olaylar karşımıza çıkıyor. Odayı havalandırsalar bile bu riski azaltabilirlerdi, bu bilgi aileye verilip odayı havalandırması ya da aile dışarıda olduğunda odayı havalandırmaları bile zararı aza indirirlerdi. Bunu bilmedikleri için ailede bu semptomlar olduğu zaman hastaneye de bu bilgi gitmedi ki ailenin bunu hissetme şansı yok çünkü fosfin gazı renksiz ve kokusuz bir gazdır."

Beyoğlu'nda genç mühendisin içtiği kahvenin deterjanlı olduğu iddiasına ilişkin konuşan Doç. Dr. İpekci, "Sodyum hidroksit yakıcı bir madde, ülkemizde çocukların yanlışlıkla su diye içmelerine bağlı böyle yanıcı, zehirlenmeler sık görülüyor. Üzerine yazı yazılmadan bir alana su gibi konulması erişkinleri de etkileyebilir. Sodyum hidroksit zehirlenmesi yanıcı olduğu için yemek borusu ve akciğere doğru tüm yolları yakar, bu vakalarda öncelikle kusturmamak lazım. En erken dönemde de hastaneye götürmek lazım çünkü mide, yemek borusunda deliklere yol açabilir. Hastanın durumunu bilmediğimiz zaman sıvı vermemiz de delinen yerlerde iç organlara sıvı kaçmasına yol açar. Yakıcı madde zehirlenmelerinde öncelikle hızlı bir şekilde hastaneye götürmek ve kusturmamak en önemli bilgi olmalı. Kusturduğumuz zaman o içeriğin akciğere gitmediyse oraya da gitmesine yol açıp hem mideyi hem akciğeri yaralayabiliriz. Sodyum hidroksitin de alüminyum fosfit gibi kesin bir antidotu yok. Yapacağımız şey; destek tedavileriyle yani solunum cihazına bağlayarak akciğeri koruyoruz. Eğer iç organlara ilerlemeyip, bir hasar yapmadıysa bir enfeksiyona yol açmadıysa toparlama ihtimali var ama ne kadar yaktı, endoskopi bilgileri bize daha çok bilgi verir. Çamaşır suyu, bulaşık deterjanı olsun bu tip şeyleri isimsiz hiçbir şeye koymamamız lazım. Midede delinme yapmayıp iç organlara zarar vermediyse toparlama ihtimali yüksek ama oralara giderse süreç daha da uzar" dedi.