Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Çağlar Erdem, kumarın nörobiyolojik temelleriyle birlikte sosyal ve adli yönleri olan çok katmanlı bir olgu olduğunu söyledi. Sanal bahis ve diğer kumar oyunlarında bilinmeyeni bilmiş olmanın insanda haz ve yükselme hissi oluşturduğunu belirten Erdem, kumar endüstrisinin bu psikolojik eğilimi çok iyi kullandığını ifade etti.

Erdem, endüstrinin kayba odaklandığını ve 'ramak kala' anlayışıyla çalıştığını dile getirdi: "Bütün kumar cihazları, özellikle gençlerin dikkat etmesi gereken şekilde, kazanca değil kayba uyarlanmıştır. 'Kıl payı kaybetmek', kişide bir dahaki sefere kazanacağı düşüncesini diri tutar ve tekrar risk alarak oynamasına sebep olur."

Kumar bağımlılığında kişinin ‘artık kazanmayı öğrenecek kadar tecrübem var’ düşüncesinin bağımlılığı pekiştirdiğini belirten Erdem, Türkiye’de ailelerin en büyük hatasının durumu gizlemek veya kendi başına çözmeye çalışmak olduğunu söyledi.
Erdem, bu tutumun bağımlılığı daha da derinleştirdiğini vurguladı: "Problem ister kumar bağımlılığı, ister madde bağımlılığı olsun, insanlar kafalarındaki kalıplarla çözmeye çalışıyor, saklıyor, gizliyor. Bu tutum bağımlılığı daha da pekiştiriyor, adeta kangren haline getiriyor."

Çağlar Erdem, ailelerin ilk yapması gerekenin duygularını kontrol etmek olduğunu vurguladı. Bağımlılara öfkeyle yaklaşmanın veya aşırı merhamet göstermenin hem bağımlılığı artırdığını hem de aileyi dibe çektiğini ifade eden Erdem, şunları ekledi: "Ailenin profesyonel bir yardım alması bu noktada çok önemlidir. Hastanın kendi sorumluluğunu alması, kurallı bir yaşama adapte olması gerekir. Aile bunu tek başına yapamaz, mutlaka profesyonel bir destek alınmalıdır."

Erdem, ayrıca kumar bağımlılığında kişinin tükenme evresinde borçlarını ödeyemeyeceğini ve yalnız kaldığını düşünerek intihara yönelebileceği konusunda da uyardı. İntihardan bahseden kişilerin mutlaka bir uzmana yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.