Sistemin arkasında, Çin Helikopter Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nden kıdemli mühendis Meng Hao ve ekibi bulunuyor. Geliştirilen teknoloji, klasik denizaltı avlama yöntemlerinden farklı olarak tüm sensör ve verileri tek bir merkezde topluyor.
Sonar şamandıralar, su altı sensörleri, radarlar ve okyanustaki sıcaklık-tuzluluk oranları aynı anda analiz ediliyor. Yapay zekâ ise bu verileri adeta bir dijital komutan gibi yöneterek denizaltıların yerini yüzde 95 başarıyla tespit edebiliyor.
Çin’in bu teknolojiye yönelmesi tesadüf değil. Güney Çin Denizi’nde ABD ile denizaltı rekabeti giderek kızışıyor. Pekin, Washington’un bölgede kurduğu denizaltı gözetleme ağını ciddi bir tehdit olarak görüyor. Bu nedenle anti-denizaltı sistemleri ve su altı dronları, Çin’in öncelikli savunma projeleri arasında.
Yapay zekânın denizaltıların gizlilik zırhını aşması, yalnızca bölgesel dengeleri değil, nükleer caydırıcılık hesaplarını da değiştirebilir. Çünkü balistik füze taşıyan denizaltılar, bugüne kadar düşman hattına fark edilmeden sızabilmeleriyle stratejik bir avantaj sağlıyordu. Eğer Çin’in iddiaları doğru çıkarsa, bu “görünmezlik” dönemi kapanabilir.