Eskişehir'de 6 yaşındaki M.H.A'nın yaramazlığı ortalığı karıştırdı. Küçük çocuk oyun oynarken eline geçen altın dolu kutuyu 4 katlı binanın 2'inci katında aşağıya attı. Olayın ardından aşağıya inen baba Adem Aslan kutuyu atılan yerde bulamayınca çevredeki güvenlik kameralarını inceledi. Görüntülerde bir kadının binanın altında yerden bir şey aldığı görülmesi üzerine Aslan durumu polise bildirdi.
Polis gelen şikayetin ardından görüntülerdeki kadını tespit etmesi üzerine S.K. isimli şüpheli polisler tarafından yakalandı. Daha sonra ise Adem Aslan'ın adresine gelen bahse konu kadının eşi ve babası oldukları iddia eden 2 şahsın, S.K.'nin altınlarla alakasının olmadığı, sadece düşen cep telefonunu aldığını iddia etti. Bunun üzerine güvenlik kamerası görüntülerini gösteren Adem Aslan, kendisine sert çıkışan şahısların adresten uzaklaştığını belirtti.
Kimseyi suçlamadığını, sadece birikimini istediğini belirten mağdur adam, altınlarından halen daha bir haberin olmadığına değindi. Aslan yaşanan olayın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca incelenmeye devam ettiğine değindi.
Şahısların adresine gelişini ve aralarında geçen diyaloğu anlatan Adem Aslan, "Ben balkonda oturuyordum, iki şahıs geldi kapının önüne. Binaya doğru baktılar, oraya buraya göz gezdirdiler. Ben de kendilerine, ‘Hayırdır, bir sıkıntı mı var, bakınıyorsunuz?' dedim. Altın konusunu açtılar. Bunun üzerine ben de aşağı inip yanlarına gittim. Başta beni tehdit eder gibi konuşmaya başladılar, ama baktılar ki ben onlar gibi davranmıyorum. Çünkü haklıyken haksız duruma düşmek istemedim. Dedim ki, ‘Ben özellikle sizin isminizi söylemedim, sizinle bir alıp veremeyeceğim yok. Sadece elimdeki kayıtlara dayanarak karakola başvuruda bulundum. Karakol da ondan sonra sizi bulmuş. Kayıtlara göre de, yüzde bir milyon beni mağdur eden kişi sizsiniz,' diye cevap verdim. İnanmadılar. Ben elimdeki videoyu gösterdim, görüntüyü yakınlaştırdım. Adam dedi ki ‘Telefon yere düşmüş, ben de onu almaya çalışıyordum.' Dedim ki ‘Eğer gerçekten telefonu almaya çalışıyor olsaydınız, telefon düştüğü anda eliniz kulağınızda durmazdı.' Yere eğildiğinde hâlâ telefon kulağında ama diğer eliyle yerden bir kutu alıyor, kutuya bakıyor ve sonra cebine koyup kayıplara karışıyor. Başta, ‘Biz almadık,' diyorlardı, ama kayıtlara göre o an oradan geçen başka kimse yok. Kuş olup uçmadıklarına göre yüzde bir milyon alan kişi odur. Altınlardan hâlâ bir haber yok. Ancak şahsın ikinci kez karakola çağrıldığına dair bir haber aldık" dedi.
Kadının eşinin ve babasının görüntüleri izledikten sonra oradan uzaklaştığı anlardan bahseden Aslan şöyle devam etti:
"Eğer almamış olsaydı, ikinci kez karakola çağırmazlardı. Artık aldığına eminim. Çünkü videoyu eşine yavaşlatarak gösterdikten sonra, eşi bana hiçbir şey söylemeden, vedalaşmadan, görüşürüz, demeden, arkasını dönüp kayınpederiyle birlikte gitti. Yüzü düştü tabii. Zaten en son bana dediği söz şu oldu: ‘Ben olsam ben de karakola başvuru yapardım.' Yanındaki yaşlı adam ‘Ben babasıyım' dedi. Genç olan da ‘Ben eşiyim' dedi. O günden beri, yani pazardan beri eve geldiğimde çocuk korkuyor. Acaba çocuğa bir şey mi yapacağım diye düşünüyor. Psikolojisi bozuldu. Eve girdiğim zaman yatağın arkasına gidip kendini saklıyor. Sonra ben gidip kucağıma alıyorum, öpüyorum, seviyorum. Daha sonra yanıma çağırıyorum, ancak o zaman geliyor. Buradan da özellikle belirtmek istiyorum ki, İhlas Haber Ajansı'na çok teşekkür ediyorum. Onlar olmasaydı bu kadar yayılmazdı, o kadın da yakalanmazdı. Bu yüzden kendilerine çok teşekkür ediyorum."