Savaşı uzaktan seyretmenin insan psikolojisine etkileri! Uzman isim çözümleri sıraladı
Soykırım, tarihsel olarak birçok toplumu etkileyen trajik olaylardan biridir. Ancak modern teknolojinin etkisiyle, bu tür olayları uzaktan da olsa izlemek artık daha da ulaşılabilir hale geldi. Bu durum, izleyerek şahit olanlar üzerinde ciddi etkiler oluşturmakla birlikte ikincil travma denilen bir olguyla da ilişkilendirilebilir. Savaşları uzaktan seyretmenin insan psikolojisi üzerinde bıraktığı etkilerin detaylarına baktığımızda; yaşanan vahşeti görmek, çaresizlik hissi, öfke, üzüntü ve travma gibi duygusal tepkilere yol açabilir.
İsrail'in 7 Ekim tarihinde başlattığı saldırılar, artık bir savaş boyutu değil soykırım evresine geçmiş durumda. Yüzbinlerce insanı katleden, milyonlarca insanı da yurdundan eden İsrail, hiçbir kural tanımadan mazlum insanlara karşı saldırılarına devam ediyor.
Savaş döneminde yaşayıp savaşa bizzat maruz kalmayan, uzaktan yaşananları seyreden ve bu durumdan olumsuz etkilenen milyonlarca insan var. Bu durumun insan üzerinde bıraktığı olumsuz etkiye psikolojide ikincil travma deniliyor. İkincil travmanın sebeplerini sonuçlarını ve buna alınacak önlemleri Aile Danışmanı Gülsu Arpacı tgrthaber.com'a anlattı.
"KİŞİNİN YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLEYEBİLİR!"
İkincil travma, bir kişinin soykırım gibi travmatik olayları doğrudan deneyimlemese bile, bu olayları izlerken veya bilgi edinirken yaşadığı duygusal ve psikolojik stresin sonucunda ortaya çıkabilen bir durumdur. Soykırımları uzaktan izlemek, güçlü duygusal tepkilere neden olabilir. Bu olayların vahşetini görmek, çaresizlik hissi, öfke, üzüntü ve travma gibi duygusal tepkilere yol açabilir. İkincil travma, izleyicilerin soykırım haberlerini izlerken veya bu konuyla ilgili bilgi edinirken yaşadığı psikolojik stresin sonucunda gelişebilir. Bu, ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir ve kişinin kendi yaşam kalitesini etkileyebilir.
Sonuç olarak, soykırımları uzaktan izlemek, izleyiciler üzerinde derin etkiler oluşturabilir ve ikincil travma riskini taşıyabilir. Katliam takip etmek kolay değil, yıllardır savaşlara, soykırımlara şahit oluyoruz. Çöktüğümüz, inancımızın sarsıldığı, hayattan ümidimizi kestiğimiz zamanlar oluyor. Çare düşünüyorsun ama bakıyorsun dünya sağır. Tarihe bakıyorsun sonra, zulmün olmadığı ne yer ne ülke ne de bir an var. Bu nedenle psikolojimizi etkileyen bu durumu beraber inceleyeceğiz.
İNANCINIZ NEYSE MUHAKKAK ONDAN DESTEK ALIN!
İnsanlığın zalim olmaması için elinde hep bir imkân var ama insanlar zalim olmayı seçiyor. Bizler seçebildiğimiz için melek ya da şeytan değiliz. Bu dünyada olanın hesabı görülsün diye ahiret var. Eğer inanan bireylerseniz Allah'a inancınızın sarsılması sizi daha büyük bir kaosa sürükler, siz Allah'ın ipine tutunun, ders çıkartın, sorumluluk alın ve imanınızı tazeleyin. Aramızda farklı inançları olanlar ya da inanmayanlar da vardır onlar içinde şöyle bir yol haritası söyleyebilirim ki; Vahşetler bize hayatın anlamını bir kez daha sorgulatıyor, kötü olan gelip kimse size hayatın anlamını söylemeyecek ama güzel olan anlam kendi içinizde inşa edebildiğiniz bir şey. Dünya ne kadar anlamsızlaşsa da bir anlam bulun ve ona tutunun. İnanç sisteminizden mutlaka destek alın. Tüm anlamları tükettiğiniz noktada sağlıklı, cevval, ışık saçan bireyler olarak birilerine umut olmayı seçebilirsiniz, naçizane önerim. Yoksa nihilizm ne kadar bize tek gerçeklik gibi gelse de insanı çürütüyor.
KENDİNİZİ TRAVMATİZE ETMENİZE GEREK YOK!
Soykırımı online izlediğimiz bir dünyada yaşıyoruz, ben ne yapıyorum ki diye bir şey yok, bir post beğenin, sesini duyurmaya çalışana duyurdum deyin, çok olun, çoğalın. Şu an Gazze'de dünyanın sırtını döndüğü insanlara ben seni duyuyorum deme imkânınız var, geniş geniş kullanın. Vahşetin boyutları korkunç, bombalanan hastaneleri izliyoruz, savaşlarda, işgalde, katliamda ne yazık ki limit yok, her ayrıntıyı görüp kendinizi travmatize etmenize gerek yok. Bu sizi daha âtıl bir duruma getirir sadece.
Bu da unutulacak, tarihin en büyük depremini bile unuttuk ve neler neler unutuldu. Böyle de düşünmeyin, kendinize şu dünyada unutmak istemediğiniz, yetebildiğiniz kadar bir dert bulun, ona imkânınız kadar vakit ve kaynak ayırın. Bunları da artırmaya çalışın. Bunun yardım ettiklerinizden çok size faydası olacaktır.
Kendinizi eğitin, duygusal müzikli videolar izleyerek değil tabi, dünyada öğrenecek çok dert var, yaşananları bilmediğiniz sürece hiç kimseye destek olamazsınız. Ülkemizin yarısı Suriye'yi, Filistin'i, Afganistan'ı, Doğu Türkistan'ı, Irak'ı, Yemen'i bilmediği için insaniyetlerini inşa edemiyorlar. Görmezden gelmek, alışmak ya da kahrolmak bizim tek seçeneğimiz değil. Bilinçli, hissiyatlı ve aktif olmak mümkün, bu dengeyi bulmak zaman alıyor, ama üzerinde çabalamaya değer. Hemen olmazsa yılmayın, kaçınmaya, alışmaya ve kahrolmaya sığınmayın.
Son olarak her ne yapıyorsanız niyetinizi doğrultun ve onu en iyi değil elinizden geldiğince iyi yapmaya çalışın.