Scherf’e göre Avrupa, savunma inovasyonunda İkinci Dünya Savaşı’ndaki Manhattan Projesi’ne benzer bir döneme giriyor. Yani, kıtanın yıllardır sürdürdüğü temkinli duruş artık yerini saldırgan bir teknoloji atılımına bırakıyor.
Geçtiğimiz ay şirket değerlemesini 12 milyar dolara çıkaran Helsing, yapay zekâ destekli savaş dronları ve otonom sistemler üretiyor. Şirketin hedefi net: “Avrupa’ya yeniden omurga kazandırmak.”
Almanya Başbakanı Friedrich Merz liderliğindeki hükümet ise bu dönüşüme tam destek veriyor. Bürokrasiyi azaltarak girişimcilerle orduyu doğrudan temasa geçiriyor, hatta küçük savunma firmalarının ihalelere katılmasını kolaylaştıracak yeni yasa tasarılarını hayata geçiriyor.
Almanya’da şu anda sadece Rheinmetall ya da Hensoldt gibi büyük firmalar değil; ARX Robotics, Swarm Biotactics ve Quantum Systems gibi start-up'lar da sahada. Yapay zekâlı tank benzeri robotlardan deniz altında otonom hareket eden mini denizaltılara ve hatta düşman hattında bilgi toplayan “casus hamamböceklere” kadar birçok çığır açan teknoloji geliştiriliyor.
Swarm Biotactics’in CEO’su Stefan Wilhelm, bu biyo-robotların canlı hamamböceklerine takılan özel sensörlerle gerçek zamanlı veri toplayabildiğini ve uzaktan kontrol edilebildiğini söylüyor. Bu tür “canlı makineler”, düşman pozisyonlarını belirleme gibi görevlerde kullanılacak.
Almanya, savunma bütçesini 2029’a kadar yaklaşık 162 milyar euroya çıkarmayı planlıyor. Bu, ülkenin NATO hedefi olan GSYH’nin yüzde 3.5’i seviyesinde savunma harcamasına ulaşmasını sağlayacak.
ABD’nin NATO’ya olan bağlılığına dair belirsizlikler ve Trump’ın yeniden sahneye çıkışı, Avrupa’da “kendi savunmamızı kendimiz yapmalıyız” fikrini güçlendirdi. Bu nedenle Almanya, savunma teknolojilerinde Amerikan şirketlerine bağımlılığı azaltmak istiyor.
ARX Robotics CEO’su Marc Wietfeld, savunma bakanı Boris Pistorius ile yaptığı görüşmeyi şöyle aktarıyor: "Bakan bana açıkça şunu söyledi: 'Artık para bahanesi yok, kaynak var.' Bu bizim için dönüm noktasıydı."
Savunma Bakanlığı da tedarik süreçlerini hızlandırmak, yeni teknolojileri hızla orduya entegre etmek ve start-up’lara ön ödeme imkânı sunmak için düğmeye bastı. Dronlar ve yapay zekâ, bu dönüşümün en kritik iki başlığı.
Geçmişte otomotiv devleriyle anılan Almanya, şimdi savunma alanında yeni bir endüstri kuruyor. Ülke genelindeki küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri, savunma girişimlerinin “kas gücü” olmaya aday.
Donaustahl CEO’su Stefan Thumann, "Otomotiv sektöründen her gün 3 ila 5 başvuru alıyoruz. Girişimlerin ihtiyacı olan şey sadece beyin; prototiplemeyi ve üretimi zaten Mittelstand halledebilir" diyor.
Almanya, Ukrayna’nın en büyük ikinci askeri destekçisi konumuna yükseldi. Onay süreci yıllar sürebilecek projeler artık birkaç ay içinde hayata geçiyor. Bu da genç girişimlerin ürünlerini gerçek sahalarda test etmesine olanak tanıyor.
2024’te Avrupa’daki savunma teknolojilerine yapılan risk sermayesi yatırımı 1 milyar dolara ulaştı. 2022’de bu rakam sadece 373 milyon dolardı. Bu artış, savunma sanayisinin Avrupa’da yeniden bir büyüme motoru olabileceğini gösteriyor.