Çalışanların sağlık sorunları nedeniyle rapor kullanması doğal bir hak. Ancak sık sık rapor alınması, işverenin işten çıkarma kararlarını gündeme getirebilir. İş Kanunu’nda bu durumla ilgili net kurallar bulunuyor. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç, işçilerin rapor kullanımında dikkat etmesi gereken kuralları yazdı.
Kanuna göre işveren, bazı özel durumlarda işçiyi ihbar süresini beklemeden işten çıkarabilir.
bu haller arasında yer alıyor.
Hastalık, kaza, doğum ya da gebelik nedeniyle rapor kullanan işçilerin işten çıkarılması için farklı süreler geçerli. İşverenin derhal fesih hakkı, rapor süresinin işçinin kıdeme göre hak ettiği ihbar süresine 6 hafta eklenmiş halini aşmasıyla doğuyor.
Doğum ve gebelikte bu süre, 16 haftalık analık izninin bitiminden sonra başlıyor.
İşverenin “ihbar süresi + 6 hafta” kuralına dayanarak işçiyi derhal işten çıkarması için raporun aralıksız kullanılması gerekiyor.
Eğer raporlar kısa aralıklarla alınmış ve toplamda bu süreyi aşmamışsa, işverenin tek başına “çok sık rapor” gerekçesiyle fesih hakkı doğmuyor. Ancak işveren, sık raporların iş yerindeki işleyişi bozduğunu kanıtlamak zorunda.
Yargıtay’a göre, rapor süresi sınırları aşılmasa bile işçinin sık rapor alması nedeniyle fesih yapılacaksa, bu karar makul süre içinde alınmalı. İşçi son raporunu aldıktan sonraki 2 ay içinde feshedilen sözleşmeler geçerli sayılıyor. 2 ayın aşılması halinde işverenin fesih hakkı ortadan kalkıyor.
Aralıksız rapor süresi sınırı aşıldığında: İşveren kıdem tazminatı ödemek zorunda, fakat ihbar tazminatı ödemez.
Sık rapor gerekçesiyle fesihte: İşçiye hem kıdem hem de ihbar tazminatı ödenir.
Çok sık rapor kullandığı gerekçesiyle işten çıkarılan işçiler, şartları sağlıyorsa işe iade davası açabilir. Bunun için:
İşçi sayısının 30’un altında olduğu iş yerlerinde çalışanların işe iade davası açma hakkı bulunmuyor.