Japonya'da tahvil getirilerinin rekor kırması ve yen carry trade'in çözülmesi, küresel finansal sistemde kırılmalara yol açabilir. Uzmanlar, altının yeni zirvelere ulaşabileceği uyarısında bulunuyor.
ABD’nin sürdürülemez borç yapısı, piyasaları zaten tedirgin ederken şimdi bir başka küresel risk kapıda: Japon yen’ine dayalı carry trade'in çözülme süreci. Özellikle ABD tahvil piyasası üzerindeki baskının artması bekleniyor.
Japonya’nın 30 yıllık tahvillerinde getiriler yüzde 3,2 ile tarihi zirveye ulaştı. Bu yükseliş, hükümetin son yıllardaki en başarısız tahvil ihalesinin ardından geldi. Japon tahvil getirileri hâlâ ABD tahvillerine kıyasla düşük olsa da (ABD 30 yıllık tahvilleri yaklaşık yüzde 5 getiri sağlıyor), analistler bu durumu "küresel ölçekte sarsıcı bir gelişme" olarak nitelendiriyor.
City Index ve FOREX.com analisti Fawad Razaqzada’ya göre, Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) para politikasında normalleşme adımları atmasıyla birlikte yıllardır süregelen carry trade dinamiği kırılmaya başladı. Bu sistemde yatırımcılar sıfır faizle yen borçlanıp, daha yüksek getirili varlıklara yatırım yapıyordu.
Razaqzada, “Geçen yaz gördüğümüz gibi, bu model yeniden çökmeye başladı. Altın yatırımcıları kemerlerini bağlasın, çünkü ciddi bir kırılma kapıda olabilir,” diyor.
Carry trade sistemi ilk kez 1999’da BoJ’un faizleri düşürmesiyle devreye girmişti. Ancak 2024’te BoJ’un faiz artırmaya başlamasıyla bu stratejinin cazibesi azaldı. Tahminlere göre bu pozisyonların küresel ekonomide yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir etkisi bulunuyor.
IG analisti Axel Rudolph’a göre, bu devasa pozisyonların çözülmesiyle birlikte döviz kurlarında sert hareketler yaşanabilir. Japon yatırım sermayesinin çekildiği ülkelerde likidite problemleri ve varlık fiyatlarında çöküşler görülebilir.
“Bu sermaye geri çekilmesi, sadece bu piyasaları değil, genel finansal istikrarı da tehdit edebilir,” diyen Rudolph, ABD 30 yıllık tahvil getirilerinin son iki yılın en yüksek seviyesine çıkmasında bu sürecin etkili olabileceğini belirtti.
Razaqzada, bu belirsizlik ortamında altının güvenli liman olarak yeniden parladığını söylüyor. "Genelde yen ve altın birlikte hareket eder. Japon tahvillerindeki gelişmeler altın için destekleyici. Getiriler yükselse de, yatırımcılar artık risksiz varlıklara yöneliyor,” yorumunu yaptı.
2023’te carry trade’in çözülmeye başlamasıyla altın sadece iki ayda 2.400 dolardan 2.600 dolara fırlamıştı.
Razaqzada’ya göre Japonya’nın yaşadığı bu sarsıntı, küresel tahvil piyasasında zincirleme bir etki oluşturabilir. Tokyo yönetimi, para birimini savunmak ya da iç piyasayı desteklemek için ABD tahvili satmak zorunda kalabilir.
“Japonya'nın elinde 1,1 trilyon dolarlık ABD tahvili var. Bu varlıkların satışa çıkması, ABD tahvil faizlerini sıçratabilir. Üstelik Amerika’nın kredi notunun zaten düşürüldüğü bir dönemde,” diyen analist, dünya borç piyasalarının pamuk ipliğine bağlı olduğunu vurguluyor.
Razaqzada'ya göre altında ilk destek 3.245-3.275 dolar aralığında. Direnç ise 3.360 dolarda. Bu seviyenin kırılması hâlinde, önce 3.400, ardından da rekor seviye olan 3.500 dolar gündeme gelebilir.