Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun öncülüğünde hareket ederek ucuza araç sattıklarını iddia edip vatandaşları “sazan sarmalı” yöntemiyle dolandırdıkları öne sürülen 21 sanıklı çetenin davasına Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, örgüt lideri olduğu ileri sürülen tutuklu sanık Onur Apaydın’ın da aralarında bulunduğu bazı sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandı. İkisi tutuklu, üçü tutuksuz sanık ile tarafların avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Öte yandan, davanın tutuksuz sanıklarından Nihal Candan’ın 21 Haziran’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiği bildirildi.
Duruşmada tanık olarak ifade veren Nazlıcan Bal, “Bu olaylarla hiçbir bağlantım yok. Refik Ersin Eroğlu kliniğinde hemşire olarak görev yapıyordum. Hiçbir şeye tanık olmadım. Bir gün kliniği Gayrettepe Polis Karakolu’ndan aradılar. Ben de durumu doktora söylediğimde, ‘Onlar dolandırıcıdır, telefonlarını açma’ demişti” dedi.
Cumhuriyet savcısı, firari sanıkların dosyalarının ayrılmasını, davada tutuklu sanıkların bulunması sebebiyle mütalaa hazırlanması için dosyanın kendisine gönderilmesini, ayrıca tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin, tutuksuz sanıkların ise adli kontrol tedbirlerinin devamını istedi. Savcının talebine karşı beyanda bulunan sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini belirterek tahliye ve beraat talebinde bulundu. Müşteki avukatları ise mağduriyetlerinin giderilmediğini vurgulayarak sanıkların cezalandırılmasını istedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesi ve beraatini talep etti.
Ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Barış Demirhan, Uğur Akgün, Alper Berkay Yılmaz ve Gökhan Arslan’ın “yurt dışına çıkış yasağı” şartıyla tahliyesine; aralarında örgüt lideri oldukları iddia edilen Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun da bulunduğu diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan'ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek'in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu'nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan'ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında "Nihal ve Bahar Candan'ın önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı" ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın'ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa' konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek "Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan'ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın'ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan'a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan'ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu" şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan'ın 'suç örgütüne üye olmak' suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar 'kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan'ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti. Bahar Candan 20 Eylül 2024 tarihinde görülen duruşmada tahliye edilmişti.