Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4-5 Kasım 2023’te yapılan ve Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ikilisinin Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmesiyle sonuçlanan 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin “mutlak butlan” tartışması bitmedi. Delege iradesinin maddi menfaat karşılığında etkilendiği iddiasıyla açılan kurultay iptal davası, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce usulden reddedilmiş, bu karar kamuoyunda “risk bitti” şeklinde yorumlanmıştı. Ancak davacı Lütfü Savaş ve avukatı kararı istinafa taşıdı. Sürecin bittiği düşünülen noktada, CHP Genel Merkezi’nin de süresinden haftalar önce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne cevap dilekçesi vermesi oldukça şaşkınlık oluşturdu.

Bu erken hamle, 29-30 Kasım 2025’te yapılacak 39. Olağan Kurultay’dan yalnızca 10 gün önce istinaftan karar çıkabileceği ihtimalini yeniden gündeme getirdi. Ankara kulislerinde artık açıkça “Mahkeme kurultay öncesi çağrı heyeti atayabilir” senaryosu konuşuluyor. Lütfü Savaş ve avukatı Onur Yusuf Üregen’in istinaf başvurusu beklenirken, geçtiğimiz pazartesi günü CHP avukatları Çağlar Çağlayan ile Can Keysan imzalı üç sayfalık dilekçenin dosyaya sunulduğu öğrenildi.

TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik Tgrthaber.com’da yazdığı köşede, edindiği tüm bilgileri ve CHP’nin dosyaya sunduğu belgeleri paylaştı.
İşte Fatih Atik'in gündemi sarsacak köşe yazısının detayları:
Delege iradesinin maddi menfaat karşılığında etkilendiği iddiasıyla açılan ve kamuoyunda ‘mutlak butlan’ davası olarak bilinen kurultay iptal davası ise Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi. Tartışmalar aylarca sürdü. Mutlak butlan çıkacak mı çıkmayacak mı? Mahkemenin red kararı ile birlikte bu tartışmaların da son bulduğunu düşünmüştük. Ama bitmemiş!
Davacı Lütfü Savaş ve avukatı Onur Yusuf Üregen, usulden verilen ret kararının iptali için Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu.

Fakat bu sırada istinaf mahkemesine başvuranın sadece Lütfü Savaş olmadığı CHP’nin de itiraz ettiği ortaya çıktı. Genel Merkezin istinafa ‘süresi dolmadan’ erken cevap vermesi dikkat çekti. Geçtiğimiz pazartesi günü CHP’nin Avukatları Çağlar Çağlayan ve Can Keysan, istinaf mahkemesine üç sayfalık itiraz dilekçesi sundu. Aslında süre 29 Kasım kurultayından sonra, 1 Aralık’ta doluyor.

Genel merkez savunmasında devam eden ceza davasının mutlak butlanı etkilemeyeceğini iddia ediyor. Yani ceza davasından rüşvet verildiği yönünde ceza çıksa bile bu durumun mutlak butlan oluşturmayacağını savunuyorlar…

Mahkemeden aksi yönde, genel merkezin istemediği bir karar da çıkabilir. Genel merkez bu riski neden almış olabilir? Kurultaydan önce verilen dilekçedeki özgüvenin nedeni açıkçası anlaşılamadı…Üstelik bir önceki savunmalarının aynısını yapmış durumdalar. Tekrarı niteliğinde ve yeni bir savunma yapmadılar…

(İstinaf) Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılan dilekçede Lütfü Savaş’ın itirazının reddedilmesi de talep edildi. Dilekçede 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği, “iptal davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve konusuz kaldığına dair karar hukuken isabetlidir” denildi.

CHP’nin yaptığı bu itiraz 29-30 Kasım’daki CHP Olağan Kurultayı’na on gün kala istinaf mahkemesinden karar çıkma ihtimalini gündeme getirdi. Bu durum “CHP’nin mutlak butlan riski devam ediyor” yorumlarına sebep oldu.

İtiraz dilekçesini ilginç bir şekilde CHP yönetimi kamuoyuyla paylaşmadı. Hukuki süreç gizlilik içinde yürütüldü. Bu durum kurultaya on gün kala CHP’nin mutlak butlan mücadelesinin sürdüğünü ortaya çıkardı.

Ankara kulislerinde konuşulansa mahkemenin kurultay öncesi CHP’ye çağrı heyeti atama ihtimali. CHP’nin mutlak butlan ihtimaline karşı tıpkı 42. Asliye Hukuk Mahkemesi ile olduğu gibi istinafla da temasa geçmiş olabileceği ihtimali değerlendiriliyor. İmralı'ya gitmek konusunda renk vermeyen CHP, attığı her adımı iktidarla pazarlık konusu yapmayı istiyor.
Belediye başkanları tutuksuz yargılansın biz de İmralı’ya gidelim gibi. İstinaf başvurusunun aynı döneme denk gelmesi ilginç değil mi?