Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Amerikan New York Times Gazetesi'nde yayımlanan ve Science dergisindeki araştırmada İstanbul'da şiddetli bir depremin yaşanabileceği bildirildi. Araştırmadaki ifadeler paniğe neden olurken, benzer bir çalışmada Almanya'daki GFZ Helmholtz Jeofizik Araştırma Merkezi'nden geldi. Yapılan çalışmada, Avrupa genelinde sismik tehlike ve risk açısından en sıcak nokta olarak Marmara Denizi gösterildi. Peş peşe gelen korkutucu araştırmaların ardından uzman isimlerden değerlendirmeler geldi. Naci Görür, Yasemin Korkusuz Öztürk, Okan Tüysüz 2 araştırma hakkında açıklamalarda bulundu.

Uzmanlar, 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremden sonra İstanbul'u etkileyecek büyük bir deprem olmayacağına ilişkin iddiaları çürütmesi açısından çalışmayı önemli buluyor.
Bilim Akademisi üyesi yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Bu makalede 'İstanbul'daki deprem eli kulağında' diyor. '7,0'nin üzerinde deprem olacak' diyor. 'Kırılma batıdan doğuya doğru olacak' diyor. Bu makaleyle hemfikiriz" dedi.
Bilim Akademisi Üyesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz ise "Bütün bilimsel yayınlar aynı şeyi gösteriyor: İstanbul'da deprem olacak. Belki bugün, belki 50 yıl sonra ama olacak" diye konuştu.

Çalışmada, 23 Nisan İstanbul depremi ve onun artçılarının yarattığı etki, son 15 yılda bölgedeki sismik hareketler dikkate alınarak incelendi.
Çalışmaya yer veren makale, ABD merkezli Science dergisinde yer aldı. Dergi, makaleleri uzman hakemlerin denetiminden geçirdikten sonra yayımlaması nedeniyle dünyanın en önemli akademik yayınları arasında sayılıyor.
Ardından bulgular, ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times'da da haberleştirildi.
Çalışmada, Ana Marmara Fayı'nın İstanbul açısından deprem riski oluşturduğu ve bu fayda yer alan hareketliliğin batıdan doğuya ilerlediği kaydedildi.
İstanbul'un güneyindeki Adalar segmentinin büyük ölçüde "kilitli" durumda olduğunu değerlendiren uzmanlar, bu bölgede 7,0 büyüklüğünde deprem meydana gelme olasılığına dikkati çekti.

Araştırmacılar şu değerlendirmeyi yaptı:
"Gelecekteki büyük bir depremin kesin zamanı, yeri, büyüklüğü ve kırılma yönü mevcut bilgilerle tahmin edilemese de mevcut bulgularımız, kırılma batıdan doğuya doğru ilerlerse Marmara Denizi'nin doğu kısmındaki sismik sarsıntının yönlülük etkileriyle şiddetlenebileceğini öne süren önceki araştırmaları desteklemektedir."
Burada 'yönlülük etkisi' ile Marmara Denizi'ndeki fayların doğrultu atımlı faylar olması kastediliyor. Doğrultu atımlı faylar, deprem anında en büyük sarsıntıyı fayın ucunda gösteriyor.
Science dergisinde yayımlanan makalede Marmara Denizi'nde son yıllarda meydana gelen depremlere de dikkat çekildi.
2011'de Marmara Fayı'nın batısında, Tekirdağ açıklarında 5,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Ertesi yıl aynı bölgede Marmara Ereğlisi açıklarında 5,1 büyüklüğünde bir sarsıntı daha yaşandı.
Eylül 2019'da Silivri açıklarında 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Ardından Nisan 2025'te yine Silivri açıklarında oluşan 6,2 büyüklüğünde deprem bu bölgenin az daha doğusunda yer aldı.
Bilim Akademisi üyesi yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, 1999 depreminden sonra Marmara Denizi'nin tabanının araştırıldığını hatırlatarak, Science dergisindeki çalışmanın yeni bir şey ortaya koymadığını ifade etti.
BBC Türkçe'ye, "2019 ve 2025'te olan depremleri beklediğimiz depremlerin sonucu olarak görüyoruz. Gittikçe buranın gerildiğini varsayıyoruz" dedi.
Naci Görür sözlerini şöyle sürdürdü:
"1912 Şarköy kırığı ve 1999 İzmit Körfezi kırığı arasındaki sismik boşluk bekliyor. Bu fay eninde sonunda kırılacak. Önce Kumburgaz tarafı, sonra da Adalar fayı kırılacak, yani batıdan doğuya doğu kırılma bekliyoruz."

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü'nden Dr. Öğretim Üyesi Yasemin Korkusuz Öztürk, Science dergisinde yayımlanan çalışmanın bulgularını BBC Türkçe'ye şöyle değerlendirdi:
"Çalışma, son 15 yılda Ana Marmara Fayı üzerinde meydana gelmiş 5,0'dan büyük depremleri inceliyor.
"Buradaki depremlerin merkez üslerinin zaman içinde batıdan doğuya doğru kaydığını tespit ediyor.
"Çalışmaya göre, Avcılar Fayı tek başına 6,0 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Ancak çalışma Adalar Fayının da Avcılar Fayı ile birlikte kırılabileceğini gözardı etmiyor. İki fayın birlikte kırılması senaryosunda da daha büyük bir deprem meydana gelebileceğini ortaya koyuyor."

Öztürk bu çalışmanın, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nden iki uzmanla birlikte yürüttüğü ve Temmuz ayında uluslararası bir dergide yayımlanan araştırmanın sonuçlarıyla örtüştüğünü söyledi.
'Olası Ana Marmara Fayı Depreminin Marmara Denizi'ndeki 3 Boyutlu Simülasyonları' isimli çalışmada, olası Marmara Depremi'nin iki şekilde gerçekleşebileceği sonucuna vardıklarını ifade etti:
"Birincisi, deprem yalnızca Avcılar Fayı üzerinde gerçekleşip, Adalar Fayı daha sonra kırılabilir ve bu durumda 6,2-6,8 aralığında iki ayrı deprem ile karşılaşabiliriz.
"İkincisi, Avcılar ve Adalar fayları birlikte kırılabilir ve 7,0 ve 7,3 civarında tek bir deprem üretebilir."
Bilim Akademisi Üyesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz'e göre, Marmara Denizi ile ilgili tüm bilimsel çalışmalar aynı sonuca işaret ediyor:
"Marmara'da kırılmamış fay parçaları var ve bu parçalar kırıldığı takdirde İstanbul ve diğer Marmara çevresi illerde ciddi bir sarsıntı yaratır."
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden akademisyenlerin 23 Nisan İstanbul depremine dair geçen ay yayımladıkları bir makalede, Science dergisinde yayımlanan çalışma ile benzer bir sonuca ulaştıklarını anlattı:
"23 Nisan depremi olduktan sonra artçılar doğuya doğru ilerlediler ve aşağı yukarı Büyükçekmece açıklarında bir noktada durdular. Bu orada depremin aktardığı strese direnen bir segment olduğunu gösteriyor.
"Söyledikleri şey şu: '23 Nisan'daki depremin artçılarının gelip bir noktada durması, o bölgeye bir stres transferi ya da halk diliyle tetikleme etkisi yaptı.'"
Sonucu, "17 Ağustos 1999'dan bu yana söylediğimiz Marmara'da büyük deprem olacak söylemini destekler nitelikte bir görüş" şeklinde değerlendirdi.
Kuzey Anadolu Fayı Marmara Denizi'nin içerisinde farklı davranışta parçalardan oluştuğunu anlatan Tüysüz, Marmara Denizi'nde deprem beklenen yeri, Büyükçekmece açıkları ve İzmit Körfezi arasındaki alan olarak tarif etti.

Nedenini ise şöyle açıkladı:
"Tekirdağ çukurluğuyla Kumburgaz arasında kalan kesimde deprem fay blokları birbirine sürtünmeksizin kayıyor. Bu tür alanlarda deprem beklemeyiz çünkü stres birikmez. Deprem dediğimiz şey stresin birikmesi, sonra onun ani boşalması hadisesi.
"Onun da biraz batısına geldiğimiz zaman Ganos dağlarıyla Tekirdağ'ın önündeki Tekirdağ çukurluğu dediğimiz alan arası 1912'de kırılmış. 113 yıldır orada bir stres birikimi var ama büyük deprem oluşturmak için yeterli değil o.
"Dolayısıyla Marmara'da yakın zamanda deprem oluşturması muhtemel yerler 23 Nisan depreminin artçılarının durduğu yerle, İzmit Körfezi'nin arası. Burada da 7,2 büyüklüğünde bir deprem oluşturma potansiyeli var."
23 Nisan İstanbul depreminden sonra dile getirilen "İstanbul'da deprem olmayacak" söylemlerinin doğru olmadığını ifade eden Tüysüz, Science dergisindeki çalışmanın da bunu desteklediğini söyledi.
"Aksine, olacak büyük bir depremin tarihini bir miktar öne çektiğini söylüyorlar" dedi.