Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 954'üncü yıl dönümü kutlamaları için Bitlis’in Ahlat kentine gitti. Okçular Vakfı’nın organize ettiği törene katılan Erdoğan, daha sonrasında Kabine toplantısına geçti.
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, kameraların karşısına geçerek önemli açıklamalarda bulundu. Gazze'deki İsrail zulmünü hatırlatan Erdoğan, bugünkü hastane saldırısına işaret ederek "Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti ne varsa yok etmek için canice saldırıyor." dedi.
Hükümetin ekonomi programının başarılı olduğunu söyleyen Erdoğan, enflasyonda 14 aydır devamlı bir düşüş yaşandığını belirtti. "Fahiş fiyatlar aracılığıyla milletin lokmasına göz koyanlara nasıl göz açtırmıyorsak siyasi fırsatçılara da pabuç bırakmıyoruz." diyen Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başta olmak üzere bazı CHP'li belediyelere yönelik devam eden yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını da isim vermeden "Vatandaş hizmet beklerken halkın kaynaklarını sömürenler ve belediyeleri aile çiftliğine çevirenler için artık deniz bitmiştir." sözleriyle hatırlattı.
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, kameraların karşısına geçerek önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"Ahlat'ın hızla hak ettiği yere geldiğini görüyoruz. Okçular Vakfı'mızın da çabaları sayesinde Ahlat'a ve Malazgirt'e gençlerimizin ilgisi yıldan yıla artıyor. Toplantımızda ekonomideki güncel gelişmeler olmak üzere Gazze konusu dahil birçok konuyu ele aldık.
İsrail'in bugün hastaneye düzenlediği saldırıda en az 5'i gazeteci 20 Filistinli şehit oldu. Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti ne varsa yok etmek için canice saldırıyor.
Şurası bir gerçek ki son iki buçuk yıldır uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programı stres testlerini başarıyla geçmektedir. İstanbul merkezli suç örgütüne yönelik operasyon sonrasında muhalefetin ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimleri hamdolsun tutmadı. Milli markalara dönük boykot çağrıları ise milletimizin basireti sayesinde kendi ellerinde patladı.
Merkez bankamızın rezervleri üzerinden oluşturmaya çalıştıkları algıda da da başarısız oldular. Ülkemizi yıpratmak amacıyla yurt dışına düzenledikleri şikayet turlarından ise elleri boş döndüler. Ne karşılarında süklüm büklüm oldukları batılı aktörler bunlara itibar etti ne de ülkelerini kötüledikleri yabancı basın kuruluşları bunları umursadı.
Sonuçta kaybeden ülkemiz ve hükümetimiz değil Türkiye'yi yabancılara şikayet eden acizler oldu. İşte en son Merkez Bankası rezervlerimiz 176,5 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Borsamızdaki toparlanma son haftalarda hız kazandı, iç ve dış borçlanma maliyetleri düşerken Türk lirasına olan güven de hızla yükseliyor.
Enflasyondaki düşüş 14 aydır aralıksız devam ediyor. Enflasyon beklentileri de tüm kesimlerde iyileşiyor. İhracat tarafında 25 milyar dolarla tarihin en yüksek rakamını hamdolsun yakaladık. Yıllık bazda ihracatta 270 milyar dolar sınırını zorluyoruz. Turizm rakamlarını son kabine toplantımızda paylaşmıştım orada da ilk 6 ayda 25,8 milyar dolarla rekor kırdık.
2026 senesini ekonomide de 'reform yılı' olarak görüyor, hayata geçireceğimiz reformlarla ilgili hazırlıkları hızla tekemmül ettiriyoruz.
Bölgemizdeki çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere, malum çevrelerin menfi kampanyalarına rağmen ekonomi programımızın meyvelerini topluyoruz.
Fahiş fiyatlar aracılığıyla milletin lokmasına göz koyanlara nasıl göz açtırmıyorsak siyasi fırsatçılara da pabuç bırakmıyoruz. Vatandaş hizmet beklerken halkın kaynaklarını sömürenler ve belediyeleri aile çiftliğine çevirenler için artık deniz bitmiştir.
Zengezur bölge için barış projesidir. Diğer projelerin yapımı da devam ediyor. Toplam 13 bin 919 km'ye çıkardığımız demiryollarımıza yeni hatlar eklemeyi sürdürüyoruz. Hedefimiz demir yolu ağımızı 2028'de 17 bin 500 km'ye çıkarmaktır.
İklim değişikliği ile daha çok yüzleşiyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerimiz zirai don olayında çiftçilerimizin yanında olmak için ilk andan itibaren sahadaydılar. Çiftçimize 7 milyar TL zarar ödemesi yapıldı. 16 milyar TL daha ödeme yapacağız. Öte yandan sigortası olmayan üreticilerimizin zararlarını da karşılıyoruz. Toplamda 46,5 milyar liralık bir desteği kasım ayı sonuna kadar 470 bin üreticimizin hesaplarına yatıracağız. Bunu sadece bir destek değil, üreticimize güven ve sofralarımıza da bereket demek olduğunu vurgulamak istiyorum.
Bu yıl çıkan 5 bin 473 yangının 4 bin 195'i dikkatinizi çekiyorum 1 Haziran'dan bu yana meydana geldi. Orman Genel Müdürlüğümüzün koordinasyonunda gönüllülerimiz, kamu kurumlarımız, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız seferberlik ruhuyla yangınlara müdahale ettiler. Kendilerine teşekkür ediyor, yangınlarda hayatını kaybeden şehitlerimize bir kez daha Rabbimden rahmet yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Orman yangınlarıyla sadece ülkemiz karşı karşıya değildir. Yaz boyunca komşumuz Yunanistan başta olmak üzere İspanya, Fransa, Portekiz, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada gibi birçok ülkede büyük yangınlarla mücadele ettiler. Buradan dost ülkelere de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Şunu bir kez daha önemle vurgulamak durumundayım. Türkiye 27 uçak 105 helikopter 6 bine yakın kara aracıyla tarihinin en büyük ve gelişmiş filosuna sahiptir.
Ülkenin başına gelen felaketlerden rant devşirmeye çalışan müzmin muhaliflerin propagandalarına rağmen Türkiye yangınlarla mücadelede dünyada parmakla gösterilen bir ülke konumundadır. Yanan alanların toplam orman varlığı oranına baktığımızda aynı iklim kuşağında olduğumuz ülkelerin neredeyse tamamında daha iyi bir yerdeyiz.
Yangınla etkin mücadele yanında yangın sonrası ağaçlandırmada da son derece başarılıyız. En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da birinci dünyada ise dördüncüyüz.
Ormanlarımızın üçte ikisi yangınlara hassas alanlardadır. Birleşmiş Milletler orman yangınlarının 2030 yılına kadar yüzde 14, 2050 yılına kadar ise yüzde 30 oranında artış göstereceğini ifade ediyor.
Bu vahim senaryoya göre tedbirlerimizi almak buna göre yeni bir kültür geliştirmek mecburiyetindeyiz. Orman yangınlarının yüzde 96'sının insan kaynaklı çıktığı dikkate alındığında halen kat etmemiz gereken ciddi bir mesafe olduğu açıktır. Piknik ateşi, sigara izmariti, anız yakma, sağa sola atılan cam şişeler ve dikkatsiz davranışlar büyük yangınlara sebep oluyor.
Yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz, kimsenin, ana muhalefetin şuursuz aktörlerinin, üzerlerinde keyiflerince siyaset yapacakları bir kum torbası değildir.
Değerli misafirler Türkiye sınırları içindeki 86 milyon vatandaşının yanı sıra yurt dışındaki 7 milyonu aşkın insanıyla çok büyük bir ailedir.
Kahir ekseriyetini 1960'lardan itibaren işçi olarak Avrupa'ya gidenlerin oluşturduğu bu kardeşlerimiz milletimizin dünyadaki temsilcileridir. Karşılaştıkları onca zora, onca ayrımcılığa kimi zaman hayatlarına mal olan ırkçı saldırılara rağmen yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sabırla, azimle, fedakarlıkla çalışarak gurbeti ikinci sılaya çevirmeyi başardılar.
İkamet ettikleri ülkeler ile anavatanları Türkiye arasında beşeri, ticari, ekonomik ve kültürel köprüler kurdular. Türkiye'den binlerce kilometre uzakta olsalar dahi bizimle umutlandılar, bizimle sevindiler, bizimle hüzünlendiler.
Emekleriyle, mücadeleleriyle, sayısız başarılarıyla gurbeti sılaya dönüştüren bu kardeşlerimizin ötekileştirilmesine asla müsaade etmeyiz."