Emojilere Sığdırılan İlişkiler: Kalabalıkça Yalnızlaşmanın Aynası

GİRİŞ:
2025-04-15
saat ikonu 09:19
|
GÜNCELLEME:
2025-04-15
saat ikonu 09:19

Her şeyin iç içe geçtiği, seslerin birbirine karıştığı, ekranların gözlerin önüne perde çektiği bir çağdayız. İnsan, kalabalıklar arasında sürüklenirken içimizde yankılanan o ses gittikçe kısılıyor:
‘Sesimi duyan var mı?’

“Bİ’ ARA KONUŞALIM”

Toplu taşıma araçlarında yan yana oturup birbirimize selam vermiyoruz. Aynı binada yaşayıp birbirimizin ismini bile bilmiyoruz. Mesaj kutularımız dolup taşarken, içimizdeki boşluk her geçen gün daha da derinleşiyor. Sevgiler emojilere, dertleşmeler ‘bir ara konuşalım’a, dostluklar ‘like’lara sığdırıldı.

GÖRMENİN FARKINDALIĞI

Birbirimize ulaşmak hiç bu kadar kolay, birbirimizi bu kadar az anlamak da hiç bu kadar yaygın olmamıştı. Kalabalıklar içinde çırpınırken, özlemini duyduğumuz tek şey belki de göz göze gelmek, hissederek dinlenmek, yargılanmadan anlatabilmekti.

GÖRMEK İÇİN BAKMAK GEREKİR

Dijital bağlar, fiziksel mesafeleri kapattı ama duygusal mesafeleri açtı. Gittikçe hızlanan hayatlarımıza, bir an durup kendimizi sormaz olduk.

Yalnızlık artık bir oda değil, bir ruh hali. Ve ne acıdır ki, yalnızlığımızı paylaşacağımız kimse de kalmadı gibi hissediyoruz bazen. Ama belki de hâlâ bir yol var…

Çünkü hâlâ birinin “gerçekten nasılsın?” demesiyle içimiz çözülüyor. Hâlâ bir sıcak elin omzumuzda bıraktığı hissi unutamıyoruz. Hâlâ kalabalıklar arasında bir çift gözle bağ kurunca, içimiz umutla doluyor.

Belki de yeniden başlamak gerekiyor. Bir selamla, bir tebessümle, küçük bir “iyi misin?“le. Kalabalığın içinde bile olsa, birbirimize yeniden temas ederek. Çünkü insanın insana iyi geldiği tek bir an bile, o yalnızlığı yarıp geçen bir ışık olabilir.

Ve biz o ışığı görecek kadar birbirimize yakınız, yeter ki göz göze gelmeyi unutmayalım.