Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Kelimelerin gücü her zaman mühimdir. Yön verici bir pusula gibidir. Kudretli ve itaatkardır. Dile dökemediklerimizin tercümanıdır…
Kelimelerle oynamayı severim. Edilmez ifadeleri mümkün kılar. Hata gözetmez.
Hayatta da gözde kelamlar olur. ‘Zaman’ ve ‘Tavsiye’ gibi mesela…
İlk okuyuşta birbirine uzak gibi durur ama aslında insanın hayatı boyunca aynı sahneyi paylaştığı iki başroldür.
Zaman, çoğu zaman sessizdir. Akarken fark edilmez. Ancak geriye dönüp baktığında, aniden ne kadar uzağa gittiğini görürsün.
Kimimiz bir töreni, bir vedayı, bir sözü kaçırırız… Sonra bir gün, aradan yıllar geçmişken, o anın bıraktığı boşluğu doldurmak için bir şey yaparız. Belki bir fotoğraf çektiririz, belki aynı sokağa geri döneriz.
O sokak artık eskisi gibi değildir belki. Ama içimizde bir şey tamamlanır. Çünkü zaman, geriye dönmeyi değil, eksik kalan duygularla barışmayı öğretir.
Bir de ‘tavsiye’ vardır. Kulağa masum gelen, ama çoğu kez kulaktan girip kalbe uğramadan çıkan bir kelime…
Bir dostumun dediği gibi: “Tavsiye, bu hayatta bedava verilen en pahalı derstir.”
Tavsiyeyi dinlemek, tecrübenin acısını yaşamadan öğrenmek demektir. Ama biz insanlar, genelde tecrübeyi bizzat yaşamayı tercih ederiz.
Oysa zaman ve tavsiye bir araya geldiğinde, insan hayatını yönlendiren iki pusulaya dönüşürler.
Biri ne kadar vaktin kaldığını hatırlatır, diğeri o vakti nasıl değerlendirmen gerektiğini…
İkisini doğru kullanan biri, ne geçmişte takılı kalır ne de geleceğe gecikir. Çünkü hayat, aslında zamanın içinde verilen tavsiyeleri fark edebilme cesaretidir.
Belki de tüm mesele; ‘zamanı dinlemek kadar, doğru sözü duymayı da bilmek’ ten geçiyor
Geriye dönüp baktığında, hem geçen zamana hem de verilen öğütlere teşekkür edebiliyorsan…
İşte o zaman gerçekten ‘başarmış’sındır.
