Öğrenilememiş çaresizlik...

GİRİŞ:
2025-08-03
saat ikonu 12:59
|
GÜNCELLEME:
2025-08-04
saat ikonu 17:00

... Harikulade bir şehir...Geçmişi, bugünü, geleceği...

Bu şehrin her bir sokağında bir hikâye gizli. Osmanlı döneminde kalma bir cömertlik var dokusunda… Sıfatlar, Doğu'dan Batı'ya kadar öyle zengin...

Metropol olan bu şehrin yollarında da hikayeler gizli.

Şehrin her köşesine kolaylıkla ulaşılabilir raylı sistemler mevcut. Yerin altına örülen bu ağlar, insan hayatlarını da bağlıyor.

ANCAK…

İnsanlar bu yolculuklarda uçak moduna geçiyor. Uzun süredir dâhil olduğum alanlarda gözlemlediğim bir durum söz konusu.

GÖZ GÖZE GELMEKTEN ÜRKÜYORUZ


Bilinen üzere sözüm ona akıllı telefonlarımız yer altında çekmiyor. Bunu bilerek hareket eden 5 kesim var:

1-Telefonuna oyun ya da dizi indirenler
2-Kitap okuyanlar
3- Müzik dinleyenler
4- İnsanları izleyenler
5- Hiçbir şey yapmamayı tercih edenler

İnsanlar, sanal ortam ya da sosyal medyadan uzak kaldığında, ne düşünüp, ne hissedeceğini bilemez hale geldi. Göz göze gelmekten ürker durumdayız. Bunun için bazen kulaklıklara, bazen de gözlüklerin arkasına sığınıyoruz.

Bu kez çözüm arayışına girmeyeceğim. Bunun bir çözümü yok çünkü.

Sürekli bir şeylere yetişmeye, haberdar olmaya, görünür kalmaya programlıyız. Fakat görünmekle var olmak arasındaki farkı unutmaya başladık.

İŞ DÜNYAMIZA BAĞLANMAK

İnsan bazen dış dünya ile bağlantısı kesilince, iç dünyasına bağlanabilir.

Ve belki, tam da o anlarda, kim olduğumuzu biraz daha net görürüz.
O nedenle…

Bir gün bir yeraltı hattında telefon çekmediğinde endişelenme.

Çünkü belki de o anda, asıl bağlantıyı kendinle kurman gerekiyordur.