Nezaketin devalüasyonu

GİRİŞ:
2025-07-14
saat ikonu 11:10
|
GÜNCELLEME:
2025-07-14
saat ikonu 11:10

Uzun yıllardır sorguladığım, yargıladığım ve kabul edemediğim bir sosyal ilişki sorunsalı var:

İyi bir insan olmaya çalışmak neden zayıflık olarak görülüyor?

Hepimiz elbette ki doğruları yapmak için çaba sarf ederiz. Şartlar bazen bizi zorlasa da, insani kimliğimiz ya da inançlarımız doğrultusunda bir şekilde iyi olmaya çalışırız. Ancak bazen anaç tavırlar, toplumsal normlarda saygı görmez.

Naif olmak, kurmak, yardım, destek... gibi sözcüklerin fiili halinin tamamen ortadan kalktığı bir rutinde, kişi ya kalabalığa ayak uydurarak yok'laşmak ya da bildiği doğruların arkasında durarak yok sayılmayı tercih eder.

Peki...

Zaman, hayat ve çeşitli karakterlerle mücadele etmeye özen gösterirkennasıl'İYİ'oluruz?

Belki de önce şu soruyla yüzleşmeliyiz:

İyi olmak mı zordur, yoksa iyi kalmak mı?

Çünkü zaman, nezaketin borsa değerini düşürdü.

Artık bir tebessüm güvenilmez bulunuyor, bir yardım eli karşılık bekliyor sanılıyor. “Bir derdi vardır kesin” cümlesi, içtenliğin altına sinsice yerleşiyor. Halbuki içtenlik bir strateji değil, bir duruş biçimidir.

İyiliğin küçümsendiği, iyi niyetin istismar edildiği bir dünyada yaşarken; nezaket, çoğu zaman sahte gülüşlerin ardına saklanıyor. Zira hoyratlığın sesi yüksek, kibarlığınki ise alçak perdeden geliyor.

Ve bu çağda yüksek ses, haklılıkla karıştırılıyor.

Ama biz yine de…

Merhaba demeyi sürdürenlerden olabiliriz. Teşekkür eden, özür dileyen, yeri geldiğinde susan, gerektiğinde sarılan insanlardan.

İyi kalmaya çalışmak, zayıflık değil, hâlâ güzelleştirebileceklere olan inancın en güçlü kanıtıdır.

Ve naif olabilmek koca gürültünün içinde bir fısıltıysa da, duymasını bilen için en derinmelodidir.