Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yeni anayasaya ilişkin açıklamalarda bulundu. 1982 Anayasası’nın hala darbe ürünü kimliğini taşıdığını belirten Uçum, köklü reformların ancak yeni bir anayasa ile mümkün olabileceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından kaleme aldığı pazar yazısını kamuouyula paylaştı. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihityacı olduğa dair önemli değerlendirmelerde bulunan Uçum, 1982 Anayasası'nda yapılan değişikliklerin sınırlı ve revizyon niteliğinde olduğunu belirtti. Türkiye’nin artık bütünlüklü bir anayasa metnine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Uçum, gelen eleştirilere de cevap verdi.
Açum yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Terörsüz Türkiye yolunda tarihi adımlar bir bir atılıyor. Türkiye, birliği ve ortak geleceği için çok daha güçleneceği bir döneme giriyor. Bu dönemin en önemli hukuk reformunun yeni anayasa olacağı artık çok daha net görülüyor. Yeni anayasanın Türkiye’nin birlik içinde yükseliş dönemi için çok önemli bir dayanak olacağı anlaşılıyor. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen ve hazmedemeyen güçlerin ve çevrelerin yeni anayasayı karalama gayretleri de devam ediyor. Bu bağlamda yeni anayasa konusunda ileri sürülen gerçeğe aykırı iddiaları ele almaya devam ediyoruz.
Hal böyle iken "ilk dört madde hariç 1982 Anayasasının neredeyse bütün maddeleri tamamen değişti yeni anayasa hedefi gereksizdir" görüşü tam bir boş ezber ve çarpıtmadır. Özetle mevcut anayasa halen daha kapsamlı değişiklikleri gerektiren bir yapıya ve içeriğe sahiptir. Bu ihtiyaç da bundan sonra bir anayasa değişikliğiyle değil ancak yeni bir anayasa ile karşılanabilir.
Yasamaya, yargı idaresine ve yüksek yargının oluşumuna ilişkin başkanlık sistemine de uygun olan ilave değişikliklerin yapılması gibi sistemsel gereklilikler gündeme getiriliyor. Yine hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, yeni haklara anayasada yer verilmesi gibi ihtiyaçlar da tartışmasızdır. Ayrıca bugüne kadar yapılan 19 değişiklikle terim ve kavram uyumsuzlukları oluştu. İç yapı tamamen bozuldu. Şu an elimizde dili de yapısı da çok sorunlu eklektik bir metin var. Başlangıçta da dil, ifade, kavram ve terim birliği açısından sorunlu olan 1982 Anayasası, değişikliklerden sonra iyice sorunlu hale geldi. Görüldüğü gibi değişikliklerle bazı temel ihtiyaçlar karşılanmış olsa bile yeni anayasa ihtiyacı ortadan kalkmadı ve Türkiye’ye layık bir anayasaya ulaşılamadı.
Bu nedenle sorular şöyle sorulmalıdır: Mevcut anayasa ile kişiler ve toplumun tüm kesimleri ortak tasavvurlarına uygun bir sisteme sahip mi? Devlet, millet ve ülkenin devamlılığı açısından güvenceler yeterli mi? Bu sorulara cevap vererek ve bu yaklaşımla halkın gündeminde yeni anayasa talebi var mı yok mu hususu ele alınmalıdır. İzleyen yazıda yeni anayasa gündemi ile halkın talepleri arasındaki ilişkiyi ele alacağız."