Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

İstanbul baraj doluluk oranı Nisan ayında yüzde 81,23 seviyelerine kadar ulaşmıştı. Ancak yaz aylarında hava sıcaklıklarının etkisiyle buharlaşmanın ve su tüketiminin artması, beklenen yağışların da henüz gelmemiş olması su seviyesinin hızla düşmesine yol açtı.
Su miktarı, Ömerli'de yüzde 17,58, Darlık'ta yüzde 32,13, Elmalı'da yüzde 51,46, Terkos'ta yüzde 24,79, Alibey'de yüzde 11,92, Büyükçekmece'de yüzde 24,73, Sazlıdere'de yüzde 22,33, Istrancalar'da yüzde 35,19, Kazandere'de yüzde 2,61, Pabuçdere'de yüzde 4,77 olarak hesaplandı.
İSKİ tarafından paylaşılan istatistiklere göre, 9 Kasım'daki baraj doluluk oranları 2015'te yüzde 67,79, 2016'da yüzde 36,69, 2017'de yüzde 56,2, 2018'de yüzde 48,25, 2019'da yüzde 40,35, 2020'de yüzde 28,65, 2021'de yüzde 43,96, 2022'de yüzde 38,4, 2023'te yüzde 16,77, 2024'te yüzde 29,7 ve 2025'te yüzde 21,87 olarak kaydedildi.

AA muhabirine yaptığı açıklama yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, kentte uzun süren kurak dönemin ardından geçen ay nispeten yağışlı bir döneme geçildiğine dikkat çekti.
Ekim ayının son haftasındaki yağışların İstanbul'un barajlarında bir haftalık su bıraktığını aktaran Toros, "İstanbul'da barajlardaki su seviyesi her üç günde yüzde 1 düşerken ekim ayı yağışlarıyla beraber bu süre 5-6 güne yükselmiş oldu. Yüzeyin kısmen suyla buluşması, yeraltı suyunun kısmen beslenmeye başlamış olması barajlara su gelişini arttırdı. Dolayısıyla barajların düşüş seviyesi azalmaya başladı." Şeklinde konuştu.
Önümüzdeki günlerde gelecek yağışlarla barajlardaki su seviyesindeki düşüşün daha da yavaşlayacağını ifade eden Toros, "Önümüzde aralık, ocak ve şubat ayları var. Bu aylar İstanbul'un en fazla yağış aldığı aylar. Dolayısıyla önümüzde böyle bir sürecin de olması sevindirici. Kış dönemi havalar soğuduğu için barajlarda olan buharlaşma azalıyor, bizim suya olan ihtiyacımız azalıyor. Tüm bu olumlu yönlere rağmen barajlardaki su seviyesine baktığımız zaman son 10 yıldaki en düşük ikinci yıl olduğunu görüyoruz. 2023 yılının bugünlerinde barajlardaki doluluk oranı yüzde 16'lardaydı, şimdi de yüzde 21'ler seviyesinde. 2023'e göre su seviyemiz daha iyi ama diğer yıllara göre kötü." Dedi.

İstanbul'a su taşıyan barajlarda bugün itibarıyla yaklaşık 189 milyon metreküp su bulunduğunu belirten Toros, kentte günlük ortalama 3 milyon metreküp su tüketildiğini belirten
Toros, bugünkü mevcut su miktarının İstanbul'a ancak 2 ay yetebileceğini vurgulayarak, "Yağışlı dönemin geliyor olmasıyla barajlardaki su miktarı artmaya başlayacaktır. Nisan, mayıs aylarına kadar barajlardaki su dolmaya devam edecektir. Bu yağışlar kalıcı çözüm olmasa bile en azından kısa vadede İstanbul'un su sorununu çözmüş oluyor." dedi.

Yağış sürecinin iyi değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Toros, yağmur hasadı kültürünün kazandırılması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Toros, yağışlarla ilgili geleceğe dönük uzun vadeli değerlendirme yapmanın sağlıklı veriler ortaya koymayacağını söyleyen Toros, "İstanbul'un yıllık su tüketimi 1 milyar 100 milyon metreküp. Bizim barajlarımız tamamen dolu olsa bile 900 milyon metreküp su dolduramıyor, toplam kapasite 800 milyon küsur metreküp. Dolayısıyla barajların tamamı dolu olsa bile yağış olmadığı zaman bu su miktarı İstanbul'a 10 ay yetebiliyor. İstanbul gibi birçok şehrimizde kapasiteler yetmediği için var olan kaynakları daha tasarruflu nasıl kullanabiliriz diye çalışmalar yapmamız gerekiyor." İfadelerini kullandı.

İstanbul'da günlük kişi başı ortalama su kullanımının 200 litre olduğunu belirten Toros, konuşmasını
"Bunu bir şekilde 100 litreye düşürecek politikalar geliştirmemiz gerekiyor. Bunun da ekonomiye katkı, ülkenin ve şehirlerin çıkarları anlamında en önemli yöntemi kademeli ücretlendirme oluyor. 100 litreye kadar standart bir uygun fiyat, ondan sonraki süreçte kullanım arttıkça fiyatın da arttığı bir politikaya gidildiği zaman bu beraberinde su tasarrufu yapan teknolojilerin gelişimine de katkı sağlıyor. Vatandaşın su tasarrufu konusuna teşvikini de sağlamış oluyor. Vatandaş az kullanacağı için karlı duruma geçiyor, teknoloji geliştiren firmalar teknoloji geliştirdikleri için karlı duruma geçiyor, yönetimler de daha az su kullanıldığı için daha az yatırımla insanların su ihtiyacını karşılamış oluyorlar. Yani bu işten memnun kalmış oluyor." Diye konuştu.