İstanbul'da durumu acil bebek hastaları anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve bu sayede haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması devam ediyor. Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu çetenin sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen'in avukatı, savcının el çektirilmesi ve reddi hakim talebinde bulundu. Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların reddi hakim talebini 23. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek. İşte detaylar...
İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması 10.20 itibarıyla başladı. Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu çetenin sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen'in avukatı, savcının el çektirilmesi ve reddi hakim talebinde bulundu. Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların reddi hakim talebini 23. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek.
Cumhuriyet savcısınca tutukluluğunun devamı istenen Fırat Sarı, savunması şoke eden ifadeler kullandı.
Mahkeme salonunda "bir bebek katili görmedim, ben bir dolandırıcı görmedim" diyen Fırat Sarı, "Buradaki insanların tümü beni örgüt yöneticisi olarak tanımayı bırakın doktorluk dışında başka bir şekilde tanımazlar. Medyanın tavrı hukuksuz bir tavırdır. Ortaya sunulan şeyler haber bile değildir. Bir takım uydurmalar, kurgular. Benim neredeyse bir uzaylılara hizmet etmediğim kaldı. Canilik, vampirlik, insanlık dışılık her şey söyleniyor. Bunlar söylenirken nasıl özgürce yargılanabilirim? Biz normal olarak yargılanmıyoruz. Toplumsal olarak ben öldüm. Biz bebek katiliyiz. Biz en iğrenç varlığız. Biz bu hale geldik. Sesimizi kimse duymadı. Medyanın çığırını aşmış haberlerini durdurmanız gerekiyor. Basın yasağının gelmesi gerekiyor. Kamuoyu algısı üzerinden yargılanıyoruz. Tek kişilik hücrede kalıyoruz. Adil yargılanmanın tüm hakları elimden alınmış durumda" ifadelerini kullandı.
İlker Gönen'in avukatı, savcının el çektirilmesi ve reddi hakim talebinde bulunarak "14 Aralık'ta soruşturma savcısı ve duruşma savcısının aleni fotoğraf vermesinin adil yargılamayı etkileyeceğini düşünüyoruz." dedi.
Savcı ise, soruşturma savcısının kendisinin dönem arkadaşı olduğunu söyleyerek "Tabii ki görüşebiliriz. Öncesinde de sonrasında da görüşebiliriz. Cumhuriyet Savcısı'nın el çektirilmesi gibi bir hüküm de yok. Görevimi yerine getirmediğimi düşünüyorsanız HSK'ya gidebilirsiniz" ifadesini kullandı.
Mahkeme başkanı yapılan değerlendirmelerin ardından, “Gereği düşünüldü,” diyerek duruşmanın, reddi heyet talebinin incelenmesi için ertelendiğini açıkladı. Tanık salondan çıkarıldı ve yalnızca usul gereği sanıkların tutukluluk değerlendirmesi yapılacak. Sonra dosya 23 Ağır Ceza Mahkemesine gönderilecek.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Ayrıca 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Çetenin elebaşı olmakla suçlanan doktor Fırat Sarı, ilk duruşmada "Bu sistemi ben kurmadım, gel yap dediler" demişti.
Hastanelere bebekleri 112 sevk zinciri dışına çıkarak sevk eden, doktorlardan yoğun bakım sayıları ile ilgili bilgi alan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ise sevk süresini düşürdüğünü iddia etmişti.
Bu süreçte İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi. Sağlık kurumlarına kayyım atanmıştı.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına kârlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, söz konusu kârın da çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın ise bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.