Tarihin sırlarını Akdeniz’de tek tek ortaya döken Osmanlı’nın kayıp gemisi, ilkleriyle arkeoloji tarihine geçti. Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras projesi kapsamında yürütülen Kızlan Osmanlı Batığı Sualtı Kazısında bu yıl ulaşılan buluntular tarihe ışık tuttu. Akdeniz’in karanlık sularında, Prof. Dr. Harun Özdaş’ın başkanlığı ve Doç. Dr. Nilhan Kızldağ’ın yardımcılığında yürütülen çalışmalar, Türkiye’nin sualtı arkeolojisinde ulaştığı liderliği bir kez daha ortaya koydu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımla duyurduğu buluntular için dünya su altı arkeolojisinin en çarpıcı buluntularından biri olduğu vurgusunu yaptı. Bakan Ersoy, Akdeniz’de ulaşılan batık ile ilgili olarak yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
Bakanlığımızın ‘Geleceğe Miras Projesi’ ile eşsiz mirasımızı koruyarak gelecek kuşaklara aktarıyoruz.
Bu vizyonun en çarpıcı örneklerinden biri de Akdeniz’in derinliklerinde yüzyıllar sonra gün yüzüne çıkan Osmanlı batığıdır.
Kızlan Osmanlı Batığı Sualtı Kazısında son olarak silahlar, porselenler, satranç takımları ve tarihe ışık tutan eşsiz buluntular ortaya çıkarıldı.
Türkiye’de kazısı yapılan ilk ve tek 17’nci yüzyıl Osmanlı batığında; 30’dan fazla tüfek, 50’den fazla humbara, binlerce mermi ve Osmanlı döneminin en büyük pipo koleksiyonu bulundu.
Bu keşif, yalnızca ülkemizin değil, dünya sualtı arkeolojisinin de en çarpıcı buluntularından biri olarak tarihe geçti.
Emeği geçen herkese ve özellikle de ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”
Türkiye’de kazısı yapılan ilk ve tek 17’nci yüzyıl Osmanlı batığı olan gemi, yaklaşık 30 metre uzunluğunda ve 9 metre genişliğinde ahşap kalıntılardan oluşuyor. Çalışmalarda, geminin karaya oturup sancak bordasına yan yatarak battığı anlaşıldı.
Kızlan Osmanlı Batığı Sualtı Kazısında en dikkat çekici buluntular askeri mühimmat grubuna ait.
İlk kez bir batıkta 30’dan fazla Osmanlı tüfeği bulundu. Bunların yanında 3 binden fazla kurşun mermi, çok sayıda barutluk, tabanca, kılıç ve hançer ele geçirildi. 50’den fazla humbara (el bombası) ise batığı Akdeniz’de bu tür mühimmat taşıyan tek örnek haline getirdi.
Geminin pruva ve pupa bölümlerinde bakır kaplar, ibrikler, kazan kepçeleri, seramik çömlekler, tahta kaşıklar, şimşir taraklar, deri mataralar ve sepetler bulundu.
Ayrıca 135 adet Tophane üretimi pipo lülesi ile Osmanlı döneminin bilinen en büyük pipo koleksiyonu ortaya çıkarıldı.
Kazıda bulunan iki satranç takımı ile bambu paketler içinde 40’tan fazla Çin porseleni, Türkiye karasularında ilk kez tespit edildi. Bu buluntular, bilinen sualtı eserleri arasında en büyük koleksiyon olma özelliği taşıyor.
Çalışmalarda üç de mühür ortaya çıkarıldı. Okunabilen bir mühür üzerinde “Hüdabende Abdullah Ahmed” adı ve Hicri 1078 (Miladi 1667–1668) tarihi yer alıyor. Bu bulgu sayesinde batığın dönemi de net olarak tarihlendirildi. Organik buluntular arasında en yoğun grubu oluşturan kestaneler ise geminin kış aylarında battığını gösteriyor.
Kızlan Osmanlı Batığı, imparatorluğun 17’nci yüzyılda Akdeniz’deki askeri varlığını ve ticari faaliyetlerini aynı anda belgeleyen ilk örnek oldu.
Bulgular, geminin bir çatışma sonrası kıyıya sürüklenerek karaya oturduğunu ve burada yanarak battığını ortaya koydu. Sürdürülen çalışmalarda tümüyle kazısı yapılmış ilk Osmanlı Dönemi batığı belgelenmiş olacak. Buluntuların tamamı da Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesine teslim edilecek.
Kazı ekibi ise Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Araştırma Merkezinin (SUDEMER) teknik altyapısıyla çalışmalarını sürdürüyor.