Gökyüzünden Gelen Ateş: Ormanlarımızı Kim Yakıyor?

GİRİŞ:
2025-07-28
saat ikonu 09:14
|
GÜNCELLEME:
2025-07-28
saat ikonu 09:14

Uzay teknolojisiyle yangın çıkarma çağında,
koruma teknolojilerini neden hala yerden bekliyoruz?

Eskiden orman yangınlarının nedeni ya piknikçilerin mangalıydı, ya cam şişeye vuran güneş ışığıydı, ya da klasik ihmal ve dikkatsizlik. Ama artık, ormanın içinde biri sigara içiyor mu diye termal kamerayla takip edebildiğimiz bir çağdayız. Sorun şu ki… artık kibrit yukarıdan çakılıyor olabilir.

Evet, yanlış duymadınız. 2025 yılında orman yangınlarına “acaba uydudan mı başlattılar?” sorusunu sormak artık sadece bir bilimkurgu paranoyası değil. Çünkü uzay teknolojisi artık sadece gps ve hava tahminiyle sınırlı değil. Mikro uydularla yeryüzüne enerji ışınları gönderebiliyor, lazer odaklamasıyla bir noktayı ısıtıp ateş bile çıkarabiliyorsun. Bu bilgi tabii ki herkesin elinde değil. Ama… birkaç kişinin elinde. Ve işte sorun tam da burada başlıyor.

Ormanı Yakmak İçin Uzaya Çıkmaya Gerek Yoktu Ama… Ahh işte ama...
Dünyada çıkan büyük yangınların bazıları doğal değil. Bazıları tamamen kasıtlı. Eskiden bunu bir kibritle yapıyordun, şimdi bir uydudan lazerle yapabiliyorsun. Düşünsene: bir klikle, yüzlerce hektarlık bir alanı yakabiliyorsun. Belki görünmüyorsun bile.

Amerika ve Çin gibi ülkeler uzayda "power-beaming" yani teknolojilerini test etmeye başladılar. Bu teknolojiler iyilik için kullanılırsa, Afrika’nın ortasına elektriksiz köylere enerji gönderebilir. Ama kötüye kullanılırsa? Afrika’nın ortasında ormanı tutuşturabilir. Ve biz hala yangınlara karşı su tankerlerini havalandırmakla uğraşıyoruz.

Yangın Çıkaran Uyduya Karşı Hortum Tutan Amca
Uzaydan saldırı teknolojileri gelişiyor ama savunma teknolojilerimiz hala yerde. Hatta köydeki Mehmet Amca’nın traktöründeki su tankı, bizim ilk müdahale planımızın bir parçası. İşte burada ciddi bir kültürel ve teknolojik fark oluşuyor. Yangını başlatan bir uyduysa, biz hala işini hava durumuna dua ederek yapıyorsak... geçmiş olsun.

Türkiye’nin uzay ajansı TUA güzel işler yapıyor, bunlar henüz başlangıç. Uyduyu göndermek birinci aşama. Onu yazmak, onu korumak, onunla saldırıya uğrarsan karşılık verebilmek, başka bir seviyenin konusu. Ve ilk adımlar atıldı umarım bundan sonra çok daha iyi olması için ülkece, milletçe gerekeni yapmalı bizler de bilinçlenmenin bir parçası olmalıyız.

Mesela bir uzay yangını uydusu hayal edelim. Sadece yangını algılamakla kalmasın. Lazerle yangının önüne bariyer çizen, havadaki nemi artıran mikron dronlar fırlatsın. Yangını durdurmak için atmosferde küçük bir sis perdesi oluştursun. Hatta en uçuk fikri söyleyeyim: tehlikesi varsa, uydudan mini yağmur bombalarıyla alanı nemlendirsin. Bilim kurgu mu? Belki. Ama bugünün bilimkurgusu, yarının savunma teknolojisi olabilir. Biz Tümmiad'da ne diyorduk hatırlayın: "Bugünün Saçmalığı, Yarının Gerçeği"

Ormanlar Sadece Ağaç Değildir
Bu iş sadece çevrecilik meselesi değil. Orman, aslında bir meselesi. Çünkü ormanı yakmak demek:

Ekonomiye zarar vermek demek,
Ekosistemi bozmak demek,
İnsanları yerinden etmek demek,
Ülkeyi itibarsızlaştırmak demek,
Ya o canlıların çığlıkları!

Ve eğer bu sabotajlar uzaydan geliyorsa, bizim de uzaya bakan savunma gözlüklerine ihtiyacımız var.

Ne yapmalıyız, diye düşündünüz mü? Peki ya harekete geçtiniz mi?
Uzay tabanlı yangın savunma sistemleri geliştirmeliyiz. Termal kamerayla değil, yapay zeka destekli yangın senaryosu tahmin eden sistemlerle.

Lazer koruma kalkanları ya da lazeri algılayıp karşı sinyal gönderecek savunma uyduları. Evet, Star Wars gibi ama gerçek. Artık bu konular bilim kurgu değil, sanırım hepimiz idrak etmeye başladık.

Orman koruma dron orduları. Kuş gibi uçar, yangın çıkaranı bulur, uydudan gelen enerjiyi algılar.

Uluslararası uzay güvenliği anlaşmaları. “Uzaydan orman yakmak savaş ilanıdır” gibi bir madde düşün.

Yangın Değil, Medeniyet Testi
Unutma, bir ülkenin ne kadar ileri olduğu; kaç uydu gönderdiğiyle değil, bir ağacını korumak için ne kadar ileri gidebildiğiyle ölçülür. Biz artık ormanı yakan kibriti değil, onu eline veren teknolojiyi de sorgulamak zorundayız. Ve eğer birileri uzaydan yangın çıkarabiliyorsa, biz de yerden gökyüzüne bakmakla yetinmeyip, gökyüzüne çıkmak zorundayız.

Geleceğin savaşları toprak için değil, yeşil için olacak. Silahlar lazer olabilir, ama direnişimiz akıl, etik ve ileri teknolojiyle olacak.

Çünkü bu dünya sadece bizim değil. Yandığında hepimiz kül oluruz.