Düşünsene...
Yapay zeka seninle çay kahve içiyor, muhabbet ediyor, hayatını kolaylaştırıyor. Sabah sana hava durumunu söylüyor, akşam ne izleyeceğine karar veriyor. E sen de diyorsun ki: “Bu zeka harbi harbi adil.”
Ama dur bi.
Gerçekten öyle mi?
Zekası Var Ama Vicdanı Kimin?
Yapay zeka dedikleri şey aslında çok hızlı ezber yapan bir süper papağan. Ama kimden öğreniyor? Kime hizmet ediyor? Hangi dilde, hangi ahlakta, hangi çıkar için çalışıyor?
Mesele sadece veri değil, kimin verisiyle, hangi niyetle ve kim için eğitildiği.
Yani bu işin sonunda adalet değil, menfaat varsa?
Geçmiş olsun, senin kahve arkadaşın aslında seni kimin adına fişleyen gizli ajan olabilir.
Diyelim ki; Bmw aldın. Mükemmel mühendislik, Alman disiplini, yolda asalet…
Ama aynı bmw, Avrupa’da koltuk ısıtmalı geliyor, yada başka bir çok özellik hatta kumaşı bile daha kaliteli. Türkiye’de ise bazı özellikler aktif edilmemiş olarak. Yani donanım var ama yazılım yok. Çünkü; pazar politikası.
Yani diyorlar ki; hak ettiklerine veririz, diğerlerine kırıntı.
Bu örneği al, yapay zekaya koy:
Avrupa’daki kullanıcı en gelişmiş AI önerilerini alırken, Türkiye’deki kullanıcı daha basit ve gecikmeli bir versiyonla yetinirse…
Buna ne demeli! Peki ne oluyor? Adil mi bu? Yoksa Dijital Neokolonyalizm mi?
Dünya Vatandaşlığı mı, Dijital Apartheid mı?
Her şey beyaz ırk senaryosu mu? Hep anlatıyorlar: Yapay zeka globaldir, her yerde aynı çalışır, tarafsızdır.
Güldürmeyin insanı.
Yapay zeka, tıpkı bir devlet gibi politikaya sahiptir.
Ve bazen, bu zekanın beyni senin problemlerine değil, sana benzeyen insanların kontrolüne odaklanır. Senin ekonomik davranışlarını analiz eder, sana uygun reklam sunar ama aynı zamanda tutumlarını şekillendirecek içerikleri filtreleyebilir.
Mesela; arama sonuçlarında bazı görüşler daha çok gösterilir, bazıları gizlenir.
Bazı ülkelerde AI sohbetleri özgürdür, bazı ülkelerde "politik doğruculuk"la sansürlüdür.
Bazı halklar yapay zekayı geliştirme hakkına sahiptir, bazıları sadece tüketir.
İşte bu yüzden, yapay zeka algoritmaları tarafsız değil, taraflı olabilir.
Hem de öyle sinsi ki, fark ettiğinde iş işten geçmiş olur.
İşlerine Geldiğinde Mi Adil?
Sana bugün bir yapay zeka aracı sunuluyor. Evet, müthiş yetenekli: video yapıyor, kod yazıyor, şarkı besteliyor. Ama bu araç, yarın kapatılsa ya da sana özel bir eksik mod sunulsa ne olacak?
Tarihte bunun örnekleri var! Gelişmiş ülkeler, bazı teknolojileri savaş riski gerekçesiyle başka ülkelere vermedi. Yazılım şirketleri bazı uygulamaları ülkelere göre kısıtladı.Olmadı mı? Google Türkiye'de yarım gün yavaşlatıldı ve insanlar ne yapacağını şaşırdı. Dikkat et sadece yavaşlatıldı diyorum. Kripto cüzdanlar, bazı bölgelere erişim kapattı.
Yani "adil kullanım" dedikleri şey, aslında güç sahiplerinin lütfu olabilir.
Sen ya da senin ülken, bir gün "uygun kullanıcı" listesinde olmazsa ne olacak?
Düşünsene...
Yazılım desteğin kesiliyor. AI asistanın cevap vermemeye başlıyor. Günlük kullandığın tüm araçlar birden sana soğuk davranıyor. Kendi ülkende kendi verilerinle büyümüş bir sistem, sana; sen artık dışarıdasın diyebilir.
Bunu kim denetleyecek?
Bir uluslararası yasa mı? Yok.
Yerli alternatifin mi? Belki ama henüz çocuk yaşta.
Şaka maka bir tarafa, bu ciddi bir mesele! Yapay zeka bize hizmet ediyor dedik, ama belki de biz ona çay taşıyoruz. Kendi ellerimizle büyüttüğümüz bu zeki robot, ileride kimlerin yanında duracağına kendi karar verirse, biz sadece arka planda kalan piyonlar belki de köleler mi olacağız. Yani, oyunun içinde olup kontrolü kaybetmiş oyuncular.
Matrix filminde olduğu gibi insanlık yapay zekanın pili, enerjisi mi olacak.
Peki ne yapmalı?
Kendi yapay zekamızı üretmeliyiz.
Sadece kullanarak değil, tasarlayarak özgürleşebiliriz. Veri politikamıza sahip çıkmalıyız. Unutma, ne verirsen onu öğreniyor. Ne verirsen o oluyor. Uluslararası etik ve denetim sistemleri talep etmeliyiz. Yoksa "adalet" dediğin şey, sadece premium üyeliğe sahip ülkelere özel olur.
Kendi sorularımızı sormalı, kendi doğrularımızı yazmalıyız.
Yoksa başkasının algoritmasında figüran oluruz.
Yapay zeka...
Ne melek, ne şeytan.
Ama kesin olan şu:
Adil olması, kimin elinde olduğuna bağlı.
Bmw örneğinde olduğu gibi, donanım var ama yazılım eksikse, sen sadece potansiyelinle avunursun. O yüzden, sana sunulanı değil, arka plandaki niyeti de sorgula.
Çünkü bu zeka, şimdilik dost…
Ama yarın kimin tarafında olur bilinmez.
Şimdi gerçek soruyu sorayım:
“Sen sandığın kadar özgür müsün?”
Yoksa seni de Beta kullanıcı diye mi etiketlediler?
Hadi! şimdi bunu diğer yazıma kadar düşün...