Tgrt Haber
Hem alkollü araç kullandı hem de görüntüleri inkar etti, polis izletince çark etti

Nevşehir'de, gece saatlerinde 2000 Evler Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesi Üniversite Kavşağı'ndaki kazada 1.33 promil alkollü olan Efe P., kullandığı 50 FE 378 plakalı Volkswagen marka otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybetti. Araç önce orta refüje çıktı, daha sonra da karşı şeride geçen otomobil kaldırım taşlarına çarparak durdu.

Kazayı gören vatandaşların ihbarı üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobili sürdüğünü iddia eden bir vatandaş ile otomobilde bulunan bir kişi herhangi bir yaralanmalarının olmadığı gerekçesi ile tedaviyi kabul etmedi.

Kaza yerine gelen polis ekipleri inceleme yaparken araçta yolcu olarak bulunduğunu söyleyen Efe P.’nin konuşmalarından ve durumundan şüphelendi. Aracı sürdüğünü bir türlü kabul etmeyen alkollü gence polis ekipleri dakikalarca dil döktü. Aracın Efe P.’nin bir yakınının üzerine olması nedeniyle sürücünün Efe P. olabileceği ihtimali üzerinde duran polis ekipleri KGYS kameralarını inceledi.

GÖRÜNTÜLERLE TESPİT EDİLDİ

Yapılan kamera araştırması sonrası polis ekipleri aracı Efe P.’nin sürdüğünü tespit etti. Polis ekiplerinin kaza görüntüleri izletmesi sonrası aracı kendisinin kullandığını söyleyen 19 yaşındaki aday sürücü Efe P.’nin yapılan alkol kontrolünde 1.33 promil alkollü olduğu tespit edildi.

Alkollü sürücü Efe P. uzun uğraş sonucu aracı kendisinin kullandığını itiraf ettikten sonra, “Ehliyet alalı iki yıl olmadı. Bu üçüncü kazam” dedi. Görüntü alan basın mensuplarına da, “Abi siz bu saatte ne geziyorsunuz? Bu çektiklerini paylaşacak mısın? Bunu herkes görsün, su yola akmış. Su olmasaydı ben şu an Avanos’taydım ifadelerini kullandı. Efe P., görüntü alan gazeteciye de "tamam" işareti yaptı.
Sürücüye alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 lira ceza işlem uygulanırken, araç da trafikten men edildi.

#r-2963444,2963445#

27 Temmuz 2024
ABD Kuzey Koreli bilgisayar korsanının peşine düştü! Bilgi sağlayana 330 milyon TL ödül

ABD’den Kuzey Kore'nin nükleer silah ve balistik füze programını finanse etmesine imkan sağlayan yasa dışı gelir kaynaklarını kesmeye yönelik yeni bir hamle geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, internet aracılığıyla ülkenin kamu kuruluşlarını hedef alan ve Kuzey Kore istihbaratı adına çalışan Andariel adlı siber grupla bağlantısı bulunan "Rim Jong Hyok" isimli bilgisayar korsanı hakkında bilgi sağlayanlara 10 milyon dolara (330 milyon 830 bin TL) kadar ödül verileceği bildirildi.

Kararın Kuzey Kore'nin, ABD’nin kritik altyapısına yönelik kötü niyetli siber faaliyetlerini ve yasa dışı gelir elde etme kabiliyetini sekteye uğratma amacıyla alındığı belirtildi. Açıklamada, "Rim Jong Hyok, Andariel veya onlarla ilişkili kişi ve kuruluşların kötü niyetli siber faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olan herkesi 'Rewards for Justice' (Adalet İçin Ödül Programı ) yetkilileri ile iletişime geçmeye çağırıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Rim Jong Hyok'un ABD'deki bilgisayar ağlarına erişim sağlamak ve kara para aklamakla suçlandığı aktarıldı. Rim'in suçlandığı olaylarından birinin, Mayıs 2021'de Kansas merkezli bir hastaneye yapılan ve fidye ödenmesiyle sonuçlanan bir siber saldırı olduğu belirtildi.

Hastanenin ödemeyi Bitcoin ile yaptığı, paranın Çin bankasına transfer edildiği ve daha sonra Çin'in Dandong kentinde, şehri Kuzey Kore'nin Sinuiju kentine bağlayan Çin-Kore Dostluk Köprüsü'nün yanındaki bir ATM'den çekildiği aktarıldı.

Adalet için Ödül Programı (RFJ), teröristlerin, terörizm finansörlerinin, suç gruplarının ve iş birlikçilerinin yakalanmasına yardımcı olacak bilgilerin, ödül karşılığında ABD güvenlik birimleri ile paylaşılmasını teşvik eden bir hükümet programı olarak biliniyor.

KUZEY KORELİ KORSANLARIN HEDEFİNDE NASA VE HAVA ÜSLERİ DE VAR

ABD, İngiltere ve Güney Kore tarafından perşembe günü yayınlanan ortak bildiride, Kuzey Koreli bilgisayar korsanlarının, Kuzey Kore'nin yasaklı nükleer silah programını desteklemek amacıyla gizli askeri sırları çalmak üzere küresel bir siber casusluk kampanyası yürüttükleri ifade edildi.

Korsanların tank, denizaltı, donanma gemisi, savaş uçağı, füze ve radar sistemleri üreticileri de dahil olmak üzere savunma veya mühendislik şirketlerinin bilgisayar sistemlerini hedef aldığı belirtildi. Korsanların Japonya ve Hindistan da dahil dünya çapında çeşitli sektörler için tehdit olmaya devam ettiğine inanıldığı aktarıldı.

ABD Federal Araştırma Bürosu (FBI) ve ABD Adalet Bakanlığı yetkililerine göre ABD'de hedef alınan kurumlar arasında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Texas'taki Randolph Hava Kuvvetleri Üssü ve Georgia'daki Robins Hava Kuvvetleri Üssü'nün de yer aldığı aktarıldı.

ABD'li yetkililer Şubat 2022'de NASA'ya yönelik saldırıda, bilgisayar sistemine yasa dışı erişim sağlamak için kötü amaçlı yazılım kullanıldığını belirtirken, bilgisayar korsanlarının operasyonlarını finanse etmek için ABD'deki hastaneleri ve sağlık şirketlerini hedef alan fidye yazılımlar kullandıklarını ifade ediyor.

Siber güvenlik araştırmacıları tarafından "Anadriel" veya "APT45" olarak adlandırılan bilgisayar korsanlarının, ABD tarafından 2015 yılında yaptırım uygulanan ve Kuzey Kore'nin "Keşif Genel Bürosu" olarak bilinen istihbarat teşkilatının bir parçası olduğu düşünülüyor.

#r-2962087,2961209#

26 Temmuz 2024
Ünlü iş insanının 'babalık davası' sonuçlandı! Reddettiği çocuğun babası çıktı

Elif Ş. adındaki bir kadın, Antalya'da önceki dönem İYİ Parti Antalya İl Başkanı iş insanı Mehmet Başaran ile birlikteliğinden hamile kaldığını iddia etmişti. Başaran ile 3 yıl birliktelik yaşadıklarını öne süren kadın, 4 aylık hamile olduğunu söylemiş ve tehdit edildiğini ileri sürmüştü.

Bunu üzerine Başaran, olayın komplo olduğunu iddia ederek İYİ Parti bin meclis üyesi ve Elif Ş. hakkında şikayetçi olup 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açmıştı.

OLAY SONRASI İSTİFA ETTİ 

Sosyal medyada yankı uyandıran haberin ardından Başaran da bir açıklama yapmış ve suçlamaları reddetmişti. Başaran yaptığı yazılı açıklamada, “Çirkin bir iftira kampanyası ile karşı karşıya kalmakla beraber tarafıma istinat edilen hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Aklanacağımdan emin olduğum ve bu sürecin hızlı bir şekilde son bulması için yapılacak olan her türlü teste rızam vardır. Siyasetin yargıya-yargının da siyasetin alanına girmemesi, karşı tarafın şikayetiyle şüpheli olarak ben de şikayetçi olduğum için dava yürüyeceğinden bu süreçte soruşturmanın selameti ve mensubu olduğum siyasi partinin zarar görmemesi için İYİ Parti İl Başkanlığı görevimden istifa ettiğimi bildiririm” sözlerine yer vermişti.

KESİN OLARAK REDDETMİŞTİ

Açıklama yapmasına rağmen zor durumda kalan Mehmet Başaran, “Her zaman olduğu gibi İYİ Parti'nin neferi olacağım değişmez bir gerçektir. Bu soruşturmaların sonucunda aklandığım zaman aktif siyasetime devam edeceğim. Bu süreçte bağımsız Türk yargısından dileğim azami süratle bu soruşturmanın sonlandırılmasıdır” demişti. Başaran, Milletvekili Aday Adayı da olmuştu.

BERAAT KARARI ÇIKTI

Elif Ş. adındaki sevgilisinin yaptığı başvuru ile ‘yasak aşkı' ortaya çıkan Mehmet Başaran, ‘komplo-itibar suikastı' olarak adlandırdığı olayın kaynağını o dönem İYİ Parti Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi Kamil Korkmaz'ı ve onunla işbirliği yapan Elif Ş.'yi gösterip davacı olmuştu. Antalya 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan ‘şantaj' davası 11 Mart 2024'de sona erdi. Başaran'ın iddialarının asılsız olduğunun kanıtlandığı dava sonunda Kamil Korkmaz ve Elif Ş. hakkında beraat kararı verildi.

BABA OLDUĞU KANITLANDI

Yasak aşkını ve birlikte yaşadığı Elif Ş.'den olan kız bebeğini reddeden işadamı ve siyasetçi Mehmet Başaran, kaybettiği ‘şantaj' davasından sonra ikinci şoku Adli Tıp Raporu ile yaşadı. Antalya Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA incelemeleri sonunda Başaran ve bebek D.M.Ş.'den alınan örnekler birebir uyumlu çıktı. 3 Nisan 2024 tarihinde hazırlanan rapora göre Mehmet Başaran'ın, D.M.Ş.'nin “yüzde 99.99 babası olabileceği” belirtildi.

'BABALIK DAVASI' SONUÇLANDI

Mahkeme gerekçeli kararında, Mehmet Başaran'ın DNA testi sonucuna göre küçük D.M.Ş.'nin babası olduğunu belirtti.
Mahkemenin iki sayfadan oluşan gerekçeli kararında şu ifadelere yer verildi:

“Mahkememizde görülmekte bulunan Babalık (Babalık Davası) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davanın kabulü ile, küçük D.M.Ş.'nin davalının çocuğu olduğunun tespiti ile küçük ile davalı arasında soybağı kurulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İzmir Adli Tıp Kurumu'na, davalının DNA profillerinin çıkartılarak küçüğün biyolojik babasının davalı Mehmet Başaran olup olmadığına ilişkin rapor düzenlenmesi için yazı yazılmıştır. İzmir Adli Tıp Kurumunun adli tıp raporunda özetle; küçük D.M.Ş.'ye ait DNA profili ile ihbar olunan anne Elif Ş. ve davalı Mehmet Başaran adlı şahıslara ait DNA profillerinin karşılaştırmasının yapıldığı, elde edilen sonuçlara göre Mehmet Başaran adlı şahsın yüzde 99,99 ihtimalle D.M.Ş.'nin biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği bildirilmiştir. Dava, babalık davası olup, alınan ATK raporunda davalının davaya konu çocuğun babası olduğunun tespit edildiği, raporun tıbbi veriler esas alınarak düzenlenmiş olması nedeniyle denetime elverişli olduğu ve yeniden rapor alınmasının dosyaya bir yenilik katmayacağı değerlendirilmekle mevcut ATK raporu doğrultusunda dava ispatlandığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının davasının kabulü ile davalı Mehmet Başaran'ın, davaya konu çocuk D.M.Ş.'nin babası olduğunun tespiti ile aralarında soy bağının kurulmasına hükmün ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmesine.”

"DNA RAPORU SONUCUNDA BABANIN MEHMET BAŞARAN OLDUĞU KESİNLEŞMİŞ OLDU"

DNA raporu ile Mehmet Başaran'ın biyolojik babası olduğu kanıtlanan küçük D.M.Ş.'nin avukatı Ekin Özmen, davanın 2023 yılında açıldığını ve daha önceden çocuk ile Mehmet Başaran arasında 'Soy Bağı' kurulmadığını belirterek, "Daha öncesinde Mehmet bey ile çocuk arasında soy bağı kurulmamıştı. Bu sebeple çocuğun mağduriyeti vardı. Annelik soyadını kullanmaya devam ediyordu. Çocukla ile anne arasında ki çıkar çatışmasından dolayı öncelikle temsil kayyumu atanması gerekti. Bununla ilgili bir başvuru yaptık. Bu başvurumuz onaylandıktan sonra babalık davamızı açtık. Süreç yaklaşık 2 ay önce son buldu. gerekçeli kararımız çıktı. Bize tebliğ edildi. DNA raporu sonucunda babanın Mehmet Başaran olduğu kesinleşmiş oldu" dedi.

"2 FARKLI DNA RAPORU İLE KANITLANDI"

Dosya'nın İstinaf ve Yargıtay aşamalarına gidebileceğini, henüz kesinleşmediğinin altını çizen Özmen, "Resmi kurumdan alınan DNA raporunda da baba ile çocuk arasında soy bağı kurulmasına karar verildi. Bu noktadan sonra zaten baştan beri iddiamız aynıydı. Babanın Mehmet Başaran olduğu yönünde iddiamız vardı, kanıtlamış olduk. Celse arasında resmi kurumdan DNA raporu alınmasına karar verildikten sonra özel bir kurumdan da DNA raporu alınmıştır. Buna rağmen baba hiçbir şekilde maddi ve manevi sorumluluk almadı. Bu konuda ret oldu, bu sebeple hukuk mücadelemiz devam edecek. Umuyorum ki karar kesinleştikten sonrada çocuk ile baba arasında da soy bağı kurulacaktır. İstinaf ve Yargıtay sürecinin ardından karar kesinleşecek. Çocuk Mehmet Başaran'ın soy ismini alacak, aynı zamanda miras haklarından, velayet haklarından, nafaka haklarında da yararlanabilecek. Biz hukuk mücadelemizi verdik kazandık. Çocuk adına da süreç adına da mutluyuz" ifadelerini kullandı.

Öte yandan telefonla ulaşılan önceki dönem İYİ Parti Antalya İl Başkanı iş insanı Mehmet Başaran, daha önceki açıklamalarının arkasında olduğunu, kendisine kurulan siyasi kumpas nedeniyle sürecin bu şekilde işlediğini söyledi.

25 Temmuz 2024
2024 faturası belli oldu: Yeni yılda kamu konutları kira bedelleri ne olacak?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan Milli Emlak Genel Tebliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Tebliğ ile Kamu Konutları Kanunu ile Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamındaki kamu konutlarının 2024 yılı aylık kira bedellerinin tespitine ilişkin usul ve esasları belirlendi. Yurt içinde bulunan kamu konutlarından aylık her bir metrekare için kerpiç, ahşap, bağdadi ve benzeri konutlarda metrekaresi 5,66 lira, kalorifersiz konutlarda metrekaresi 8,85 lira, kaloriferli konutlarda metrekaresi 11,61 lira kira bedeli alınacak.

Bu kira bedellerine ek olarak, aylık her bir metrekare için kaloriferci, kapıcı ya da her ikisinin de kurum ve kuruluşlarca karşılandığı konutlardan alınacak ilave kira bedeli metrekaresi 1,36 lira olarak belirlendi. Elektrik ve su bedellerinin kurum ve kuruluşlarca yapılan gerçek giderler dikkate alınarak kullanıcılarından tahsil edilmesi esas olacak.

Bununla birlikte, sayaçların ayrılmasının mümkün olmaması nedeniyle elektrik, su ya da her ikisinin hizmet binası veya fabrika tesislerinden karşılandığı konutlardan, bu tebliğdeki kira bedellerine ek olarak, aylık her bir metrekare için elektrik sayacının ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 2,58 lira, su sayacının ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 2,24 lira, elektrik ve su sayacının her ikisinin de ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 4,81 lira, konutlarda kullanılan suyun, şehir şebekesi dışında kuyu, artezyen, kaynak suyu ve benzeri su kaynaklarından karşılanıyor olması halinde metrekaresi 1,2 lira ilave kira bedeli alınacak.

KALORİFERLİ KONUTLAR

Kamu Konutları Kanunu ile Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamındaki kurum ve kuruluşların yurt içindeki kaloriferli konutlarından yakıtı kurum ve kuruluş tarafından tedarik edilenlerde oturanlardan ısı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı yapılmamış konutlarda, her bir metrekare için 4,64 TL yakıt bedeli tahsil edilecek.

Isı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı yapılmış konutlarda, yakıt bedelinin üç katını geçmemek kaydıyla, bağımsız bölümün tüketimi oranında hesaplanan yakıt bedeli konutta oturanlardan tahsil edilecek. Ancak kurum ve kuruluşlar, yakıt maliyetlerini dikkate alarak gerekli gördükleri takdirde bu bedelin üzerinde yakıt bedeli tahsil edebilecek.

Yakıtı kurum ve kuruluşlarca tedarik edilen konutlarda, ortak kullanım alanlarındaki aydınlatma, elektrik, su, gaz, otomat ve benzeri giderlerin zorunlu nedenlerle kurum ve kuruluşlarca karşılanıyor olması halinde, bu giderler karşılığında kira ve yakıt bedellerine ek olarak her bir metrekare başına 0,54 TL tahsil edilecek.

#r-2922275,2922188#

31 Aralık 2023
Emekliye seyyanen zam mı, oransal zam mı verilmeli? SGK Uzmanı İsa Karakaş kritik formülü verdi

Açlık sınırı 19 bine dayandı. Yoksulluk sınırı ise 61 bin lirayı geçti. Rakamlar bu kadar yükselirken gözler bir kez daha emekli ve asgari ücretlinin zamlarına çevrildi. SGK Başuzmanı İsa Karakaş hem çalışanın hem de emeklinin maaşları ile ilgili zam beklentilerini değerlendirdi.

“EMEKLİ MAAŞININ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA OLMAMASI GEREKİR”

Emekli maaşının asgari ücretin altında olmaması gerektiğine dikkat çeken İsa Karakaş, “SGK hangi işçiyi çalıştırırsan çalıştır, matrah olarak asgari ücreti baz alıyor. SGK işverene ‘asgari ücretin altında prim ödeyemezsin’ diyor. İster bakkal olsun ister esnaf prim ödemesini asgari ücret üzerinden ödenmesi lazım. Dolayısıyla en düşük emekli maaşının asgari ücretin altında olmaması SGK’nın bu uygulaması nedeniyle gereklidir.” dedi.

“2003 YILINDA EMEKLİNİN MAAŞI 1,5 ASGARİ ÜCRETE YAKINDI”

İsa Karakaş asgari ücret ile emekli maaşı dengesini de geçmiş yıllardan ilginç bir örnekle açıkladı. Karakaş, “2003 yılında AK Parti geldiği zaman zamlar yaptı ve emekli maaşları da yükseltmişti.  2003 yılında en düşük SSK emeklisinin maaşı neredeyse 1,5 asgari ücrete yakındı. Geldiğimiz noktada bugün emekli maaşları asgari ücretin yüzde 60’ına kadar düştü. Sadece 2023 haziran ayında emekli maaşı asgari ücretin yüzde 80’ine denk geliyor.” diye konuştu.

"KÖK MAAŞA ZAM YAPILMAZSA İNFİALE YOL AÇAR"

Karakaş, kök maaş düzenlemesinin olmayacağı söylentilerine de dikkat çeken yorumda bulundu. Karakaş, “Emeklinin kök maaşına artış yapılmazsa ve 4 milyonun üzerinde emekli 10 bin TL maaş almaya devam ederse büyük bir infiale yol açar. Açlık sınırı şimdiden 19 bine dayandı. Temmuzda bu sınır ne olacak bilmiyoruz. Bu durumda açlık sınırının yarısının da altına düşecek bir emekli maaşını hayal bile etmek istemiyorum” dedi.  

“ÖNCE SEYYANEN ZAM, SONRA ORANSAL ZAM”

Açlık sınırının göz önünde bulundurulup, ne olursa olsun emekliye ‘seyyanen zam’ yapılması gerektiğini dikkat çeken İsa Karakaş, “Seyyanen zam olmadığı takdirde emeklilerin durumu düzelmez. Bir kereye mahsus seyyanen zam yapılacak, bu zamdan sonra artık mevcut sisteme dönülüp artık oransal şekilde zamlar yapılarak sistemin yürümesi lazım.” diye konuştu.

#r-2953130,2953375,2953158,2952942#

31 Mayıs 2024
Son dakika | MSB duyurdu: Irak'ın kuzeyinde 25 terör hedefi imha edildi!

Mehmetçik, terör örgütü PKK'ya darbe vurmaya devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) "Pençelerimizle teröristlerin inlerini paramparça ediyoruz!" diyerek duyurduğu açıklamada, 25 terör hedefinin imha edildiği belirtildi.

TEK TEK VURULDU!

MSB'den yapılan açıklamada,

"PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hâle getirerek; Irak'ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51'inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak'ın kuzeyinde bulunan Gara, Kandil ve Asos bölgelerindeki terörist hedeflerine 26 Temmuz 2024 tarihinde hava harekâtı icra edilmiş, icra edilen hava harekâtıyla Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) tarafından kullanılan ve içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak, depo ve terör örgütünün kullandığı tesislerden oluşan 25 hedef imha edilmiştir. İcra edilen bu harekâtta, azami oranda yerli ve milli mühimmat kullanılarak çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

"KARARLILIKLA DEVAM EDECEK"

Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin ve milletimizin beka ve güvenliği için terörle mücadeleye son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Bu harekât sırasında; masum insanların, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmıştır."

ifadelerine yer verildi. 

https://x.com/tcsavunma/status/1816948307429630110/photo/1

SİİRT'TE PKK/KCK OPERASYONU: 6 ŞÜPHELİ GÖZALTINA ALINDI

Öte yandan Siirt’in Kurtalan ilçesindeki bir düğün salonunda PKK/KCK terör örgütü propagandası içeren söylemlerin paylaşıldığı görüntülerde tespit edilen 6 şüpheli gözaltına alındı. Valilik tarafından yapılan açıklamada; "İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalar sonucunda, video kaydındaki kişilerin kimlik tespitleri yapılmış ve 26.07.2024 günü Siirt ve Batman illerinde gerçekleştirilen operasyon neticesinde 6 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Şahısların ikametlerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal ele geçirilmiştir. Gözaltına alınan şahıslar hakkında adli süreç devam etmektedir” denildi.

#r-2963436,2963434#

27 Temmuz 2024
iMessage'ın yanından bile geçemiyor: WhatsApp, kullanıcı sayısını ilk kez açıkladı

Meta CEO'su Mark Zuckerberg, WhatsApp kanalında yaptığı açıklamada WhatsApp'ın 25 Temmuz itibarıyla ABD'de aylık 100 milyon aktif kullanıcıya sahip olduğunu duyurdu.

WhatsApp'a göre Los Angeles, New York, Miami ve Seattle ülkenin en hızlı büyüyen pazarları arasında yer alıyor. Bununla birlikte şirket, Teksas'ta 10 milyondan fazla kullanıcı ile Güney eyaletlerinde de "önemli bir büyüme" yaşadığını söylüyor.

WhatsApp sözcüsü Ashley O'Reilly bir basın açıklamasında, Meta'nın mesajlaşma uygulamasını satın almasından bu yana ilk kez kullanıcılara ilişkin verileri açıkladıklarını belirterek, "(Bu veriler) halihazırda dünyanın en büyük mesajlaşma uygulaması olan mesajlaşma platformunun ABD'de nasıl muazzam bir büyüme yaşadığını gösteriyor" dedi.

META, WHATSAPP'I 2014'TE SATIN ALDI

Meta, 2014 yılında WhatsApp'ı 16 milyar dolara satın aldığından bu yana, uygulamayı ABD'de de uluslararası alanda olduğu kadar popüler hale getirmek için çok çaba sarf etti. Bunun yollarından biri de WhatsApp'ın iOS ve Android'de kullanılabilirliğinin, özellikle de platformlar arasında kullanıcılarla mesajlaşmanın ne kadar kolay olduğunun reklamını yapmak oldu.

AMERİKALILAR MESAJLAŞMADA IMESSAGE TERCİH EDİYOR

The Verge'nin haberine göre WhatsApp şu anda 180'den fazla ülkede 2 milyardan fazla kullanıcıya sahip olsa da ABD'de Apple'ın iMessage'ı daha fazla tercih ediliyor.

Apple, Android ve iOS cihazları arasındaki iletişim protokolü olarak Zengin İletişim Hizmetleri'ni (RCS) kullanmaya başladığında WhatsApp'ın bu hizmetlerle rekabet etmesinin daha da zorlaşacağına inanılıyor.

RCS desteği bu sonbaharda iOS 18'e gelecek, bu da iPhone kullanıcılarının grup sohbetlerini WhatsApp'a geçirmeleri gerekmeyeceği anlamına geliyor.

#r-2962999,2963026#

26 Temmuz 2024
Dünya 22 Temmuz'da en sıcak günü yaşadı! Derecesi rekor kırdı

Dünya genelinde yaz aylarının en sıcak, bunaltıcı günleri yaşanıyor. 21 Temmuz Pazar günü, ortalama sıcaklık 17.09 derece Celsius olarak kaydedilmişti ve bu, geçen yılın en yüksek sıcaklık rekorunu küçük bir farkla geçmişti. Bu rekor bir gün sonra kırıldı. 22 Temmuz Pazartesi, küresel ortalama sıcaklık 17.15 derece Celsius olarak ölçülerek dünya genelinde en sıcak gün olarak kayıtlara geçti.

Imperial College London'dan iklim bilimci Joyce Kimutai, "Bu, iklim biliminin bize fosil yakıtları yakmaya devam edersek ne olacağını söylediği şeydi. Ve fosil yakıtları yakmayı bırakıp net sıfır emisyona ulaşana kadar sıcaklıklar artmaya devam edecek" dedi.

Copernicus, uydu verilerini kullanarak küresel hava ve deniz sıcaklıklarını gerçek zamanlı olarak güncelliyor.

Kuzey yarımkürede yaz zirve yaparken ve gezegen, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir sıcaklık döneminden geçerken, günlük rekorların kırılmaya devam edebileceği tahmin ediliyor.

Küresel ısınma, daha uzun, daha güçlü ve daha sık aşırı hava olaylarına neden oluyor ve bu yıl dünya genelinde büyük felaketler yaşandı.

Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa'da sıcak hava dalgaları ve orman yangınları son haftalarda yıkıma yol açtı.

Ayrıca, Kuzey Kutbu'nda yangınlar çıktı ve bu bölge gezegenin diğer yerlerinden çok daha hızlı ısınıyor. Antarktika'da ise kış sıcaklıkları normalin çok üzerinde seyrediyor.

HER AY KENDİ REKORUNU KIRIYOR

Copernicus, iklim bilimcileri en çok endişelendiren şeyin günlük sıcaklık rekorlarının kırılmasından çok, daha geniş bir ısınma modeli olduğunu belirtti.

Haziran 2023'ten bu yana her ay, önceki yılların aynı ayına kıyasla kendi sıcaklık rekorunu kırdı ve bu daha önce hiç görülmemiş bir durum.

Pazar ve Pazartesi günleri yaşanan sıcaklık, Temmuz 2023 rekorunu sadece biraz geçti, ancak Ağustos 2016'da kaydedilen önceki en yüksek sıcaklık olan 16.8 dereceyi çok geride bıraktı.

Copernicus, 16.8 derece rekorunun, Temmuz 2023'ten bu yana 57 kez kırıldığını belirtti.

Bilim insanları, yaşanılan dönemin, Dünya'nın son 100 bin yıldaki en sıcak dönemi olabileceğini söylüyor. Fosil yakıtların yakılması, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olarak gösteriliyor ve ısıyı hapseden sera gazı emisyonları, yükselen sıcaklıkları yavaşlatma çabalarına rağmen artmaya devam ediyor.

#r-2963293,2963203,2963105,2963000#

26 Temmuz 2024
Türkiye, Katar'a F-16 gönderiyor

Türk savunma sanayi alanındaki gelişmeler ve askeri alandaki yatırımlar birçok ülkenin dikkatini çekiyor. Katar, Türk İHA’larını eğitim ve operasyonel olarak kullanıyor. Son 5 yıl içinde Türkiye’den çok önemli savunma ve havacılık sanayi tedarikleri gerçekleştiren Katar’da askeri alanda yeni gelişmeler yaşanıyor.

KATAR İLE ASKERİ ORTAKLIK

Katar’daki Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı Tarık bin Ziyad Kışlası’nda konuşlu Türk Silahlı Kuvvetleri mevcudu artıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Katar’da ‘Kara Unsur Komutanlığı’nın ardından ‘Hava Unsur Komutanlığı’ ile ‘Deniz Unsur Komutanlığı’nı da aktif hale getiriyor.

F-16'LAR KATAR'A GİDİYOR

Bu kapsamda Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait 2 adet TUZLA Sınıfı Karakol Botu (TCG KUMKALE ve TCG KUŞADASI), 26 Temmuz’da Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’ndan Katar’a törenle uğurlanacak. Akabinde ise Türk Hava Kuvvetleri’ne ait 6 adet F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 30 Temmuz’de Katar’a intikal edecek.

Hava ve deniz unsur komutanlıklarının faal hala gelmesiyle birlikte Katar Silahlı Kuvvetleri’yle yapılan çalışmalar, eğitimler, tatbikatlarla ortak bilgi, tecrübe ve yetenek paylaşımı farklı alanlarda da yaygınlaştırılacak.

Ağustos ayından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri, Katar’da; T-155 FIRTINA Obüsü, ZMA-15 Zırhlı Muharebe Aracı, TUZLA Sınıfı Karakol Botu ve F-16 Fighting Falcon savaş uçağı gibi bir dizi önemli platformu konuşlandırmış olacak.

#r-2961744,2961111,2956241,2955783#

25 Temmuz 2024
Virüs taşıyan kaplan sivrisineği hayatını mahvetti! Vücudunu yaralar sardı

Karayipler'de tatil yapan 37 yaşındaki Amy Wells, yunuslarla yüzdüğü bir günün ardından vücudunda kızarıklarla uyandı. Bu kızarıklıklar, kısa sürede tüm vücuduna yayıldı. Hastaneye başvuran Wells, antibiyotiklerle tedavi edildi fakat zaten kullandığı bir ilaçla yeni antibiyotik reaksiyona girince her şey daha da kötü bir hale geldi. 

Amy'nin vücudundaki tüm deri kabardı, bacaklarının alt kısmında yara izleri oluştu. Yeryüzünde cehennemi yaşadığını söyleyen Amy, başına gelenleri şöyle anlattı:

"Vücudumun tamamı su topladı, gözlerim ve dudaklarım bile. Çok acı vericiydi. İnsanlar bana yangında kalıp kalmadığımı soruyorlardı.'' 

''VÜCUDUM YANIYORMUŞ GİBİ HİSSETTİM''

Dil engeli yüzünden de diş enfeksiyonu için antibiyotik kullandığını söyleyemeyen Amy, eve dönmek için uçağa bindiğinde vücudunu yanıyormuş gibi hissetti ve bacakları normal halinin iki katı kadar şişti. 

İngiltere'ye dönmesinin ardından hastaneye yeniden giden Amy, "Bir şeylerin yolunda gitmediğini biliyordum. İçimden dışıma doğru yanıyormuş gibi hissediyordum" dedi.

DANG HUMMASI VE ZİKA VİRÜSÜ TAŞIYAN KAPLAN SİVRİSİNEĞİ

Acil serviste 56 saat boyunca beklemek zorunda kaldığını belirten Amy, doktorların bacaklarında delici yaralar olduğunu fark ettiklerini, bu yaraların sivrisinek ısırığı olduğunu söylediklerini aktardı. 

Dang humması ve Zika virüsü taşıyan kaplan sivrisinekler tarafından ısırıldığı düşünülen Amy'nin su toplamaları patladıktan sonra derisi soyuldu, bacaklarına yapışan deri açık yaralara neden oldu ve taburcu edildikten sonra bu yaralar yeşil renge döndü.

SAÇLARI DA DÖKÜLDÜ

İşinden 10 hafta uzak kalmak zorunda kalan Amy'nin saçları da dökülmeye başlayınca korkusu daha da arttı. Uzmanlar, bunun yaşadığı şoktan kaynaklanmış olabileceğini söylediler. 

#r-2963342,2963361#

26 Temmuz 2024
Adnan Polat'ın acı günü! Babası İbrahim Polat hayatını kaybetti

Galatasaray'ın unutulmaz başkanlarından Adnan Polat baba acısıyla sarsıldı. Ünlü iş insanı İbrahim Polat 93 yaşında hayata gözlerini yumdu. Polat'ın ölüm haberi iş dünyası ve Galatasaray camiasında büyük üzüntüye yol açtı.

CENAZE PROGRAMI BELLİ OLDU

İbrahim Polat'ın cenazesi 28 Temmuz Pazar günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı Aile Kabristanlığı’na defnedilecek.

GALATASARAY'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

Galatasaray Spor Kulübü, Polat'ın vefatı üzerine şu mesajı paylaştı:

"Kulübümüzün eski başkanlarından Adnan Polat’ın babası İbrahim Polat’ın vefat ettiği haberini derin üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumun cenazesi, 28 Temmuz 2024 Pazar günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı Aile Kabristanlığı’na defnedilecektir. Merhuma Allah’tan rahmet, Polat ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz."

https://twitter.com/GalatasaraySK/status/1816800989044965735

İBRAHİM POLAT KİMDİR?

İbrahim Polat 1931 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesinde dünyaya geldi. Genç yaşta müteahhitliğe başlayan Polat 1955 yılında ilk firmasını kurdu. İstanbul’da çok sayıda seçkin binaya imza attı.

Birçok projeye imza atan İbrahim Polat, 1972’de İzmir’de Ege Seramik Fabrikalarını kurdu. sanayi sektöründeki girişimlerine daha sonra seramik sağlık gereçleri, madencilik ve enerji alanlarını da katan Polat, 1993 yılında İstanbul Polat Renaissance Hotel ile turizm sektörüne adım attı.

#r-2963400#

26 Temmuz 2024
Üçüncü kez kurulan SHP'nin lideri Burak Çelik oldu

Üçüncü kez yeniden kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP), genel başkanlığa film yapımcısı ve sinemacı Burak Çelik'in seçildiğini açıkladı. SHP Kurucular Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada; partinin resmi olarak 28 Haziran'da yaklaşık 5 aylık çalışmalar sonucunda, geçmişte SHP, DSP ve CHP'de siyaset yapmış isimlerin oluşturduğu Yüksek İstişare Kurulu'nun ortak noktada buluşmasıyla kurulduğu ifade edildi.

Açıklamada, partinin yıllar sonra yeniden Türk siyaset sahnesinde yer almasının 'bazı kesimleri rahatsız ettiği, günlerdir partiye ve Kurucular Kurulu üyelerine baskı yapıldığı' belirtildi.

GENEL MERKEZ BU AY İÇERİSİNDE AÇILACAK

Anadolu Ajansı'nın aktardığı bilgilere göre; partinin yeni genel merkez binasının bu ay içerisinde hizmete açılacağı, çok sayıda sinema sanatçısının, eski ve güncel belediye başkanının, bürokrat ile aktif görevde bulunan meclis üyesinin partiye katılmak istediği belirtilen açıklamada, 60 ilde teşkilatlanarak eylülde kongre yapılacağı bilgisi verildi.

"HİÇBİR SİYASİ PARTİYİ BÖLMEK, DESTEKLEMEK YA DA KAYBETTİRMEK GİBİ BİR GAYEMİZ YOKTUR"

Türkiye'nin tüm kesimlerini kucaklayan bir siyasi anlayışla, Atatürkçü ve özgürlükçü olarak milletin huzuruna çıkmaktan gurur duyulduğu bildirilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Hiçbir siyasi partiyi bölmek, desteklemek ya da kaybettirmek gibi bir gayemiz yoktur. Bizler, bu millete yeni bir yol açmak istiyoruz. Kurucu Genel Başkanımız merhum Erdal İnönü, liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'tür. Kurduğumuz 7 kişilik Yüksek İstişare Kurulumuzun ortak desteği ve kurucular kurulumuzun imzası ile partimizin genel başkanlığına, uzun yıllar belediye başkanlarının ve milletvekillerinin danışmanlık ve reklam çalışmalarını yürüten, genç, dinamik, Erdal İnönü'nün mirası olan sosyal demokrasiyi yeniden genç kuşaklara ve milletimize aktaracak kişi, film yapımcısı ve sinemacı Burak Çelik seçilmiştir"

#r-2960585#

11 Temmuz 2024
Huzur ve istikrar Türkiye'yle sürer

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Yaşadığımız mesele millidir, ulusaldır, hassastır. Mesele millet meselesidir!
İstanbul Topkapı Üniversitesi hem Türk hem de dünya siyaseti açısından çok önemli bir etkinliğe imza attı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar’ın katıldığı,  “Kıbrıs Türklüğünün Damgası: Kıbrıs Barış Harekâtı” başlıklı etkinliğe, İstanbul Topkapı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Kırmızı ve Rektör Prof. Dr. Emre Alkin’in yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Can, Zeytinburnu Kaymakamı Adem Uslu, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türk Kadın Akademisyenler Birliği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Temsilcisi Doç. Dr. Süheyla Üçışık Erbilen, Kadın Akademisyenler Derneği ve Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel ve akademisyen-yazar Dr. Ayşe Kazdal ile çok sayıda akademisyen ve basın mensubu katılım sağladı.

Fahri Doktora Unvanı Takdim Edildi

İstanbul Topkapı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Kırmızı ve Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “Kıbrıs Türk toplumuna katkı sağlayan liderlik vasfı, uluslararası diplomasi alanındaki üstün hizmetleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki güçlü ilişkilerin inşasına katkıları” nedeniyle Fahri Doktora Unvanı takdim etti. 

Prof. Dr. Emre Alkin: ‘Geçmişi Unutturmak İsteyenler Var’

İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye ve KKTC arasındaki güçlü bağların altını çizdi. Alkin, "Sayın Cumhurbaşkanım, Yüce Atatürk'ün dediği gibi 'az zamanda çok işler başardınız.' Bu nedenle iki ülke arasındaki bağları güçlendirdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum" dedi.

Alkin, insanların hafızasının zayıf olduğunu belirterek, "Geçen 50 yılda neler yaşandığını kimse hatırlamıyor. Bugünün koşullarıyla o günün mücadelesini yargılamaya çalışanlar var. Kurtuluş Savaşı destanını unutturmak isteyenler olduğu gibi, KKTC'nin nasıl kurulduğunu unutturmak isteyenler de var" ifadelerini kullandı.

"Sayın Cumhurbaşkanım, nasıl ki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasına sahip çıkıyorsak, Kıbrıs davasına ve Kıbrıslı kardeşlerimizin özgürlüğüne sahip çıktığımızı da gururla belirtmek isterim" diyen Alkin, Türkiye ve KKTC'nin ortak değerlerine vurgu yaptı.

Son olarak, Prof. Dr. Alkin, İstanbul Topkapı Üniversitesi'nin yayınlarından çıkacak olan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Kıbrıslı Türklerin milli mücadelesini ayrıntılarıyla kaleme aldığı yeni kitabının müjdesini verdi; "Değerli hocalarım, kıymetli Mütevelli Heyet Başkanım, pek yakında üniversitemizin yayınlarından Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni kitabıyla dünya buluşacak. Bu müjdeyi de buradan vermek isterim." 

İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Can: “KKTC’nin Tarihini Bilmek Büyük Önem Taşıyor” İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Can, Kıbrıs adasının tarihine dair önemli açıklamalarda bulundu. Can, "1571 yılında Türk hakimiyetine giren Kıbrıs, 307 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kaldıktan sonra İngilizlere devredildi. 1914’te Osmanlı Devleti'nin zor durumundan faydalanan İngilizler, adayı ilhak etti ve bu durum 1923'te resmen tanındı" dedi. 1960 yılında Kıbrıs, İngiliz hegemonyasından kurtularak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantörlüğünde bağımsız bir devlet olarak kuruldu. Can, “Rumlar bu durumu kabullenmeyerek Enosis amacını güden EOKA adlı terör örgütünü kurarak 1930'lu yıllardan itibaren şiddet olaylarına başladılar. 1963'teki Kanlı Noel, bu olayların en kritik aşamalarından biri olarak öne çıktı; Türk nüfus yerinden edildi, birçok çocuk katledildi” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlatan Hasan Hüseyin Can, “1974 yılında, Kıbrıs'ta bir darbe girişimi gerçekleşti; bu girişim, Kıbrıs’ı tamamen Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan Enosis’i gerçekleştirme çabasıydı. Türkiye, bu duruma daha fazla kayıtsız kalamayarak, Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, ‘Biz Ada’ya çıkıyoruz; hem Türklere hem Rumlara barış getireceğiz’ diyerek harekatı başlattı. Bu harekatın ardından, 50 yıllık barış süreci Türkiye'nin kararlılığı sayesinde sağlandı” ifadelerini kullandı.

Can, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Barış Harekatı sonrasında önemli adımlar attığını ve 2004’te Annan Planı’nı kabul ettiğini belirtti. Ancak, karşı tarafın iki toplumlu yönetime razı olmadığını vurgulayan Can, "Bu aşamada KKTC, müstakil bir devlet olarak şekillenmiştir. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar liderliğinde, diğer ülkeler tarafından da tanınarak KKTC'nin Birleşmiş Milletler üyesi olmasını sağlamak için çalışıyoruz. Buna inanıyoruz" dedi.

‘Her Masada Yalnızca KKTC’nin Değil Aynı Zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin de Haklarına Sahip Çıkıyoruz’ KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklı davasını yürütmek için verdikleri mücadelenin önemine değinerek, "Asırlardır Anadolu’nun desteğiyle bu mücadeleyi taçlandırmak istiyoruz. Esas kilit sözcüğümüz 'egemenlik'tir" dedi. Tatar, Limassol ve Larnaka’daki İngiliz üslerinin Doğu Akdeniz’e açılan limanlarıyla stratejik önem taşıdığını belirterek, Gazze'deki gelişmelerin İngiltere'nin Kıbrıs’taki üslerinin kritik bir rol oynadığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Avrupa Birliği'nde İngiliz üslerinin tartışılmadığını vurgulayan Tatar, "İngiltere artık AB’den ayrıldı; bu üslerin burada ne işi var diye soran olmadı. Kıbrıs Türk halkı hâlâ egemen bir halk değil. Bizler iki devletli bir çözüm istiyoruz" diye konuştu. Tatar, KKTC'nin stratejik önemine dikkat çekerek, "Artık Mavi Vatan var; Türkiye’nin ve KKTC’nin hakları vardır. Zor bir mücadele içindeyiz ve bu yolu imanımızla, vatanseverliğimizle, milliyetçiliğimizle birlikte yürümek istiyoruz" dedi.

Son olarak, bugüne kadar tüm müzakere masalarında Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını koruduğunu belirten Tatar, "Mesele millidir, ulusaldır, hassastır; mesele millet meselesidir. Bu yolu birlikte yürümenin bahtiyarlığı içindeyim" ifadelerini kullandı. “Tören Tarihin Tanıklığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” kitabının tanıtımı ve Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’nın “Mavi Vatan Doktrini ve KKTC” başlıklı konuşmaları ile sona erdi.

26 Temmuz 2024