Kapalıçarşıdan dijital dünyaya, ticaretin yeni yüzü

GİRİŞ:
2025-05-23
saat ikonu 14:59
|
GÜNCELLEME:
2025-05-23
saat ikonu 14:59

Sanıyorum 2005 yılıydı. İstanbul’un Kapalıçarşı’sında, bir bahar sabahı, elimde bir not defteri, bir müşterim için otantik bir bakır cezve ve fincan takımı aramaya gitmiştim. Dükkânlardan birine, eski bir bakırcının ahşap kapısına vardım. Kapıdan içeri girdiğimde, saçı sakalı ağarmış ama gözlerinin içi ışıl ışıl parlayan, dipdiri bir usta karşıladı beni. Aslen Gaziantepli olan ve sanatını iki kuşaktır İstanbul’da yapmaya çalışan ustanın adı Hüseyin’di. Tezgâhın ardında, elinde bir fincan acı kahve, muhabbete hazır bir gülümsemeyle: “Hoş geldin, evlat,” dedi, “cezve mi arıyorsun, yoksa başka bir şey mi?” meramımı anlattıktan sonra, söz ticarete geldi. “Ticaret,” dedi Hüseyin Usta, fincanı masaya bırakırken, “mal satmak değil, güven satmaktır.” O an, sadece Türk milletine özgü olan meşhur ahilik gelenekleriyle ilgili kafamdaki tüm bilgiler gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti ve bu sözün tüm benliğimi sardığını hissetmiştim. Osmanlı çarşılarında bir esnaf teşkilatı olmaktan öte, ahilik bir ahlak, bir disiplin, bir topluluk bağıydı. Bugün ise dijital çağın hızında, Hüseyin Usta’nın sözleri hâlâ kulaklarımda bir küpe! Çünkü tarih, bize sadece geçmişi anlatmaz; geleceği inşa etmek yol ve yöntemler sunar. İşte Türkiye Today’in küresel vitrininde ve Türkiye’de İş Dünyası dergilerimizin vizyoner sayfalarında, bu pusulayla iş dünyasının yeni rotasını çiziyoruz…

Ahilikten start-up’lara: Güvenin evrensel dili

Ahilik, bir esnafın sadece malını değil, karakterini de sattığı bir sistemdi. Ustalar, çıraklarını zanaatle değil, doğruluk ve dürüstlükle de yoğururdu. Bir ahinin sözü, senet kadar kıymetliydi. O zamanlar o senetlerin bankada karşılığının olmaması dahi mümkün değildi! Günümüzün girişimcilik dünyasında bu ilke bence hâlâ yaşıyor desem, bu duygusal bir iddiadan öte, realist bir tespit olarak kabul edilmeli diye düşünüyorum. Zira, Türkiye’de İş Dünyası dergisinde sıkça vurguladığımız gibi, modern start-up’ların müşteri yorumları, kullanıcı puanlamaları, hatta sosyal medyada bir markanın “beğeni” sayısı, ahilikteki güvenin dijital yansımalarından başka bir şey değildir. Bir e-ticaret platformunda beş yıldızlı bir satıcı, tıpkı bir ahinin çarşıdaki itibarı gibi, müşteriyi kendine çekebiliyor. Her ne kadar bu işin de sahtekarları olsa da kalite hiçbir sahtekarın yazdığı karalamayla ağırlığından bir şey kaybetmiyor diye düşünüyorum..

Türkiye’de bu ruhu yaşatan örneklerden onlarcasını verebilirim. Ama en yakında ve yakınımda olan, İhlas Holding’in iş etiğiyle anlattıklarımı hemen sizler için somutlaştırabilirim. Holding, inovasyonu ve etik değerleri bir arada tutarak, ahilikten miras “sözünün eri olma” ilkesini modern dünyaya taşımak için büyük bir enerji sarf ediyor. Türkiye’de İş Dünyası’nın sayfalarında, bu yaklaşımın nasıl sürdürülebilir bir iş modeli oluşturduğunu her sayıda mutlaka okuma fırsatı yakalayabiliyoruz. Öte yandan, Türkiye Today’in küresel okuyucularına sunduğu perspektifte, bu güven ilkesi evrensel bir dil konuşarak, Silikon Vadisi’nden İstanbul’a uzanarak bu güvenin her pazarın anahtarı olduğu gerçekliğiyle yüzleşebiliyoruz.

İpek Yolu’ndan E-Ticarete: Küresel bir köprü

Elbette tarihi ticaret yolları, sadece mal taşımadı; kültürleri, fikirleri, hayalleri, dünyaları, hayatlarımızı bile birleştirdi. İpek Yolu, kervansaraylar, baharat ticareti... Bunlar, asırlar önce küresel bir ağın tohumlarıydı. Bugün, e-ticaret platformları bu yolların dijital mirasçılarıdır. Türkiye Today’in sayfalarında sıkça yer bulan bir gerçek: Amazon, Alibaba ya da Türkiye’nin kendi platformları, bir tıkla dünyayı birleştiriyor. Konya’daki bir girişimci, el dokuması halısını Şanghay’daki bir alıcıya satıyor. Bu, İpek Yolu’nun ruhunun yeniden canlanması değil de nedir öyleyse?

Ama bu dijital yolların da kuralları var. Kervansaraylarda güvenliğin, adaletin sağlanması gerektiği gibi, e-ticaret dünyasında veri güvenliği ve etik ticaret ön planda olmalı. Türkiye’de İş Dünyası, bu kuralların altını çiziyor: İhlas Holding’in dijital platformları, veri etiği ve kullanıcı deneyimini merkeze alarak, modern ticaretin yol haritasını çiziyor. Türkiye Today ise bu vizyonu küresel bir sahneye taşıyor, Türkiye’nin dijital köprülerini dünyaya tanıtıyor.


Yapay zekanın tarih dersi

Yapay zeka, sadece geleceği değil, geçmişi de aydınlatıyor. Osmanlı arşivlerindeki ticaret kayıtları, hangi ürünlerin hangi dönemde talep gördüğünü gösteriyor. Bu verileri analiz eden yapay zeka, modern pazarlama stratejilerine ışık tutuyor. Türkiye’de İş Dünyası’nın inovasyon odaklı yazılarında sıkça değindiğimiz gibi, İhlas Holding bu gerçeği erken fark etti. Veriyi sadece toplamakla yetinmiyor; yapay zekayla işleyerek iş dünyasına yön veriyor.

Türkiye Today’in küresel okuyucularına sunduğu bir başka boyut daha var ki o da yapay zeka, yerel hikâyeleri evrensel stratejilere anında dönüştürebiliyor. Mesela, bir teknoloji konferansında genç bir girişimciyle sohbet etmiştim. “Veri, yeni petroldür,” demişti. Belki haklıydı, ama söylediği şey eksikti. Çünkü işlenmemiş bir petrolü kim ne yapsın? Yani veri işleniyorsa bana göre değerliydi. Tıpkı bir kuyumcunun elinde şekillenmemiş altın gibi, ham veri de yapay zeka olmadan hiçbir anlam taşımaz. Türkiye’nin iş dünyası, bu bilgeliği tarihiyle harmanlayarak geleceğe doğru emin adımlarla yürümeye devam ediyor.

Türkiye’nin küresel sahnesi

Geçen sene eylül ayında ailemle karavanla Türkiye’yi gezerken, Nevşehir’in peri bacalarını da görelim, gezelim diye bir tesiste mola vermiştik. Orada, balon turları yapan Ürgüplü genç bir girişimciyle tanışmıştım. Lise mezunu olan ama inanılmaz İngilizcesi, dijitale olan yatkınlığına gıpta etmiştim. Kapadokya’ya özgü yerel ürünlerini e-ticaretle dünyaya tanıttığını anlatırken, telefonunda Türkiye Today’in bir makalesini göstererek: “Bu platform,” dedi, “hikâyemizi küresel müşterilere taşımamızı sağladı.” Ailemle birlikte, Mardin’den Ege’ye, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan bu yolculuklarda, Türkiye’nin her köşesinde keşfetme ve öğrenme tutkusunu yaşadık. 2023’ün son aylarında Dijital Varlıklar’ın sorumlusu olduğumda, bu tutku ve vizyonumun şekillenmesine büyük katkı sağlamıştı. 2025 nisan ayında, Paris’te YouTube’nin EMEA habercilik zirvesine katıldığımda, bu vizyonu küresel bir sahnede test etme şansını da yakaladım. BBC’den El Cezire’ye, dünyanın önde gelen medya temsilcileriyle aynı masada, Türkiye Today’in dijital köprülerini muhataplarımıza tek tek anlatma fırsatı yakaladık. Türkiye’de İş Dünyası, yerel değerlerimizi inovasyonla harmanlarken, Türkiye Today, Kapadokya’daki o girişimcinin hikâyesini dünyaya taşıyabiliyorsa ne mutlu bize...

Evet, ahilikten ilham alan etik değerler, İpek Yolu’nun küresel bakışı ve yapay zekanın analitik gücü, Türkiye’nin iş dünyasını geleceğe taşıyan anahtarlardır. Hüseyin Usta’nın Kapalıçarşı’daki sözleri hâlâ kulağımda: “Ticaret, güven inşa etmektir.” Türkiye Today’in küresel vitrininde ve Türkiye’de İş Dünyası’nın satırlarında, bu güveni dijital çağda yeniden inşa ediyoruz. Çünkü tarihin pusulasında, sadece geçmişimiz değil, geleceğimiz de var…
Haftaya görüşmek üzere,
Sağlıcakla kalın.