Bir sofrayı tabaklardan ibaret sananlar, hayatın lezzetle yoğrulan tarafını hiç tatmamış sayılır. Oysa yemek; ekmeğin buğusuyla mazinin hatırasını harmanlayan bir kültür ve halkın kimliğini yansıtan kadim bir ayna gibidir. Bu aynada, Türkiye’nin dört bir yanında sofralarda parlayan bir dernek de var: Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği, namı diğer TÜRES.
2004 yılında, mutfağın hararetinden çıkıp sektörün soğuk rüzgârında yön bulmaya çalışan bir grup idealist restorancı, Ramazan Bingöl önderliğinde bir araya geliyor. Amaçları mesleki dayanışma ve aynı zamanda Türkiye gastronomisinin kaderini güzelleştirmek... Bugün geldikleri nokta, bu hayalin ete kemiğe bürünmüş bir hali...
Bir sivil toplum kuruluşu olan TÜRES, sektörün vicdanı, belleği ve en gür sesi
Bugün on binlerce işletmenin temsilcisi konumunda olan TÜRES, sektöre yön vermekle kalmıyor, onu adeta yeniden inşa ediyor. Derneğin kurucusu ve halen genel başkanı olan Ramazan Bingöl ise bu vizyonun sarsılmaz taşıyıcısı.
O sadece bir restoran sahibi değil; aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu üyesi olarak Türkiye’nin gıda geleceğine dair söz sahibi bir fikir insanı... Bu görev, onun bilgi ve deneyimini TÜRES çatısından ülke geneline taşımasına da vesile olmakta...
Bingöl’ün bir başka önemli rolü ise Kültür Yolu Festivallerinin gastronomi ayağında üstlendiği sorumluluklar... Anadolu’nun her bir köşesinde pişen yöresel yemekleri, ülkenin önde gelen şefleriyle birlikte pişirerek kayda alıyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dijital arşivlerine kazandırıyor. Bu çalışmalar aynı zamanda kültürel hafızamızın en lezzetli sayfaları olarak tarihe geçiyor.
TÜRES’in gastronomi sektörüne katkısı saymakla bitmez
Genel Sekreter Rıdvan Turşak’ın gayretli çalışmaları neticesinde benim de katıldığım Cemile Sultan Korusu’nda 10 Mayıs 2025’te gerçekleşen üye buluşmasında, Bingöl; derneğin bugüne kadar imza attığı sayısız başarıyı hatırlatarak bu gururu bir kez daha bizimle paylaştı.
En güncel gelişmelerden biri Gastronomi Tesislerinde Müzik Lisansı İş Birliği Protokolü İmzalanması oldu. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle MÜZFED ve MSF olarak gastronomi sektörünün önemli temsilcileri TÜRYİD ve TÜRES ile lisanslama alanında iş birliği protokolü imzalandı.
Böylece TÜRES üyeleri yasal sorunlara takılmadan işletmelerinde müzik yayını yapabilecek, hem de özel indirim avantajlarıyla.
TÜRES’in en çok alkış alan çalışmaları ve projeleri gerçek sorunların çözümünde öne çıkıyor
Yeme içme sektörünü adeta sırtında taşıyan %18 KDV oranı, TÜRES’in girişimiyle %8’e iniyor.
Yüzde 12’lere ulaşan yemek çeki komisyonları, yine derneğin çabasıyla %6’ya düşüyor.
Doğal afetlerde Kızılay’la el ele vererek, günlük 10.000 kişiye sıcak yemek sunabilen mobil mutfak tırı hayata geçiyor.
Eğitime verdikleri önem de takdire şayan
Gastronomi sektöründe online eğitim veren Akademy Platformu ile işbirliği yapan TÜRES, bu sektörde çalışanların bu eğitimi aldıktan sonra E-Devlet onaylı sertifika, yeterlilik belgesi almasına vesile oluyor.
İSMEK iş birliğiyle açılan Mutfak Sanatları Okulu, yüzlerce genci sektörle buluşturdu.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde kurdukları tam donanımlı mutfakta ise gastronomi öğrencileri geleceğin şefleri olarak yetişiyor.
Afrika’nın kalbinde, Moritanya’da TİKA ile yürütülen projelerle 500 genç mesleki eğitim aldı; bu da TÜRES’in evrensel vizyonunun bir yansıması olsa gerek...
Yeşilay ile yürüttükleri gençleri hayata kazandırma projeleri, Etnospor’dan İstanbul Gençlik Festivali’ne, Ramazan etkinliklerinden Ateşbaz-ı Veli günlerine kadar sayısız organizasyonda TÜRES imzası görmek mümkün. İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerinde 2010 çeşit yemekle Türk mutfağını tanıtan da yine TÜRES’ti.
Bugün TÜRES, projeleri hayata geçiren iyi bir dernek olmanın yanında bir inanç, bir emek manifestosu olarak da nitelenebilir. Türkiye’nin gastronomi atlasına bir pusula gibi yön veren bu oluşum, restoranlardan taşan lezzeti, toplumsal faydaya dönüştürmenin bence en güzel örneği…
Umarım, bu toprakların kokusu kadar derin, tadı kadar zengin bu mutfak kültürü, TÜRES’in çabalarıyla dünya sofralarında hak ettiği yeri bulur. Çünkü bir ülkenin medeniyeti, onun mutfağında gizli... Ve bu gibi dernekler, bu medeniyetin en sadık nöbetçileri…