Küresel Sermayeye Karşı Millî Medyanın Kalkanı: Reklam Adaleti

GİRİŞ:
2025-05-26
saat ikonu 09:13
|
GÜNCELLEME:
2025-05-26
saat ikonu 09:15

Türk medyasının sesi, sadece ekranlardan ya da gazete manşetlerinden değil; milletin hafızasından, kültüründen, sokağın nabzından gelir. Oysa bu sesi boğmak isteyen büyük bir dijital dalga, küresel şirketlerin reklam algoritmalarıyla ülkemize çoktan ulaşmış durumda. İşte tam bu noktada, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu yeni kanun teklifi, yalnızca bir düzenleme değil; bir duruş, bir milli refleks olarak okunmalıdır.

Dijital Tekellerin Gölgesinde Yerli Medyanın Mücadelesi

Televizyon, gazete ve radyonun sesi günden güne dijital gürültü arasında silikleşiyor. Facebook, Instagram, X, YouTube ve Google gibi küresel devler, Türkiye'nin reklam pastasının büyük bölümünü kontrol ederken; yerli medya ayakta kalmak için çırpınıyor. 2023’te 90 milyar TL olan bu firmalara aktarılan reklam harcaması, 2024’te 158 milyar TL’ye dayandı. Bu tablo, dijital bağımlılığın ekonomik bağımsızlığımıza nasıl bir tehdit oluşturduğunu açıkça gözler önüne seriyor.

Reklam Savaşları ve Milli Ekonomik Güvenlik

Küresel sosyal medya platformlarının sadece ekonomik değil, siyasi ve kültürel hegemonya alanı oluşturduğu artık sır değil. Bu firmaların Türk hukukunu hiçe sayarak kendi çıkarlarına göre pozisyon almaları, sadece medya etiğini değil; milli güvenlik dengemizi de tehdit ediyor. Böyle bir ortamda, reklam harcamalarının milli ve yerli mecralara yönlendirilmesi, ekonomik bağımsızlığın en stratejik adımlarından biridir.

İşte bu noktada tam da doğru bir adım geliyor MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın İsmail ÖZDEMİR ‘den:

Bu konuyu stratejik bir planlama ile bir kanun teklifi ile meclise taşıyor.

Kanun Teklifinin Ana Hatları ve Gerekçesi

İsmail Özdemir tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan kanun teklifine göre:

- Türkiye’deki tüm kamu kurumları ve özel sektör kuruluşları, yıllık reklam bütçelerinin en fazla %15’ini yurt dışı kaynaklı sosyal medya mecralarına ayırabilecek.
- Bu sınırı aşan kurumlara %30 oranında idari para cezası uygulanacak.
- Uygulama esasları Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle belirlenecek.

Kanun teklifinin gerekçesinde ise şu vurgular yer alıyor:
- Sosyal medya platformlarının kontrolsüz büyümesiyle, reklam pastasının büyük bölümü yurt dışına kayıyor.
- Bu durum, hem ekonomik kaynak kaybı hem de stratejik olarak dijital bağımlılık doğuruyor.
- Türkiye’de şeffaf olmayan reklam politikalarıyla haksız rekabet ortamı yaratılıyor.
- Türk medyasının yazılı, görsel ve işitsel alanlarda güç kaybı yaşaması, kültürel ve sosyal bağımsızlığı da tehdit eder hale geliyor.
- Bu teklif, yerli girişimleri destekleyecek, ekosistemi güçlendirecek ve milli medyanın korunmasını sağlayacak bir adım olarak görülüyor.

Millî Medya, Millî Egemenliğin Parçasıdır

Bugün sadece sınırlarımızı değil; ekranlarımızı, sayfalarımızı, algoritmalarımızı da korumak zorundayız. Yerli medya, sadece bir yayın aracı değil; milletin aynasıdır. O aynanın buğulanmasına, dış kaynaklı ellerin, yerli milli medya kaynaklarımızı oyun dışı bırakmasına izin vermemeliyiz.

Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

Bu kanun teklifi, Türk medyası için bir milat olabilir. Reklam ekonomisinin milli bir şuurla yeniden şekillenmesi, yerli içerik üreticilerinin teşvik edilmesi, Anadolu medyasının yeniden dirilmesi için tarihi bir fırsattır. Türkiye Yüzyılı, ancak medya alanında da yerli ve milli duruşla doğru bir hamle yapmasıyla mümkün olabilir.

Ve medyası güçlü olmayan bir milletin sesi, kendi toprağında bile yankı bulamaz. Reklamda adalet, medyada bağımsızlık; bağımsızlıkta ise milletin geleceği saklıdır.